Daha önceki yazılarından birinde yüzüne su değdirmediğini, soda ve tonikle temizlediğini yazmıştın. Peki su değdirmeden cildinin yeterince temizlendiğini hissediyor musun? Ben asla tatmin olamazdım!
Pink Bubbles & Strawberry
Evet. Ne makyaj temizlerken ne de sabahları yüzünü suyla yıkayanlardan değilim. Her gün mutlaka bir kere duş alan bir insan olarak, cildimin yeterince 'su'landığına (ve bu nedenle de kuruduğuna) inanıyorum. Karma/kuru bir cilde sahip olmama rağmen, yağlı ya da karma ciltlere tavsiye edilen tonik ve losyonlardan da uzak durduğumu söylemeliyim.
İlk önce, soda meselesini bir konuşalım. Yüzü sodayla temizlemek son derece faydalı ve bir o kadar da etkili oluyor. Tek sorun, her seferinde yeni bir soda şişesi açmak zorunda kalmak. Yarım gün beklediğinde bile ikinci seans, ilki kadar etkili olamıyor. Birkaç ay Marie Antoinette gibi takıldıktan sonra bu methodu bir kenara bıraktım. Çünkü...
Clarins'in sarı papatya özlü losyon/toniğiyle tanıştım. Bu ürünün sabahları, yüzüme beyaz bir pamuk üzerinde değdiği anın güzelliğini anlatamam! Yazları bazen buzdolabında bekletiyorum, temizlik ve serinlik bir araya geliyor. Dokusu yumuşacık; üzerine serum ya da krem sürmeden önce azıcık bekliyorum, cildim asla kurumuyor.
Bir diğer favorim Herborist Vitality Toner. Köpük şeklindeki bu tonik, cildi canlandıran ve besleyen çiçek özlerinden oluşuyor. Cilde değdiğinde sıvıya dönüşüyor, pamuk kullanmaya gerek yok, parmak uçlarınız yeterli.
NARS Makeup Cleansing Oil, yalnızca makyaj çıkarmak için değil, zaman zaman cilt temizliği için de kullandığım ve çok sevdiğim bir başka ürün. İçine argan yağı karıştırıp, bazen yüz peeling'lerimden de bir parça katıp kendimce komik bir karışım yaratıyorum. Reçetesi bana ait bu scrub'ı cildime masajla uyguladıktan, duruladıktan ve elde ettiğim sonucu gördükten sonra karışımın o kadar da komik olmadığına karar veriyorum. Gerçek bir yağ manyağı olduğum için yolculuğa yağ olarak başlayıp losyona dönüşen bu üründen asla vazgeçemeyeceğim sanırım...
E peki Sephora Velvet Hand Scrub'ın burada ne işi var diye soranlarınız olacaktır. Bazen, cildimin çok kuru ve cansız olduğunu hissettiğim zamanlarda bu el peeling'ini yüzüme uyguladığım oluyor. Çok riskli işlere bulaşmadığınız sürece deneme/yanılma yöntemi hepinizin mutlaka yaşaması gereken bir güzellik ödevi. Cildinize hangi karışımın iyi geleceği hiç belli olmaz. En iyi arkadaşınızın çok memnun kaldığı o kremi/losyonu/makyaj temizleyicisini satın almak yerine kendi 'best of'unuzu yaratmaya çalışın.
İyi haftalar 10dakika'cılar!
peki makyajlı cildi temizlemek için kaç defa tonikle siliyorsunuz. Bana da doktorum Gönül Ergenekon yüzmü yıkamamamı, topicremin yüz suyu ile silmemi, sonra istersem durulamamı söyledi. ben henüz topicremi bulamadığım için hala bioderma h2o ile silmeye devam ediyorum ama en az 3 kez falan silmem gerekiyor. bu da zararlı değil midir acaba?
ReplyDeleteyine faydalı ve net, okuması su gibi bir post..tebrikler!
ReplyDeleteMerhaba. Bu bloğu çok seviyorum. Klasik güzellik dünyasını çok değişik açıdan ele alıyor. Ancak, ben bloğu baştan sona okudum ve (2 3 ay kadar önceydi) bizim parfümeri diye tabir ettiğimiz yerlerde satılan ürünlere çok az rastladım. Misal Maybelline, Max Factor, hadi cilt ürünleri dedik Olay de olsun. Bunun yanında hep Sephora gibi yerlerden alınacak ve bu ürünlerin 2 3 katı fiyatı olan ürünleri tanıttığını, kullandığını vs. görüyorum. Burda amacım asla yermek veya reklama yönelik bir eleştiri değil. Elbette, bunlar senin kişisel tercihlerin. Ama ben, asla bu ürünü alamam. Onun eş değerinde bir ürün bulmaya kalksam, parabeni, sülfatı derken, çok daha fazla zehirlenirim. Bunun yanında Monroe'nun da yüzüne sadece saf su sürdüğü rivayetine dayanarak ben de sodaya başvurabilirim; ancak o da çok zahmetli. Musluk suyu desen, içmiyoruz bile.
ReplyDeleteVelhasıl kelam, bağlayamadım durumu. Belki bu doğrultuda bir şeyler önerebilirsin bana diyerek bağlıyorum.