Hafta sonum çamur içinde geçti. Geçmeye devam ediyor. Harry Potter'a yeni gitmiş olmanın getirdiği cüretle şu fotoğrafı buraya koyuyor ve ekliyorum: "I'm a Mudblood. Ya da belki I'm a Mudface." Ürdün'deki bir SPA'dan hediye gelen ürünleri denemek için sabırsızlanıyordum. Naneli vücut peeling'i, içinde gül yaprakları bulunduran bir çamur maskesi (peeling'in hemen ardından vücuda uygulamak için), Ölü Deniz mineralleriyle zenginleştirilmiş bir saç bakım kremi ve tabii ki tüm yüzü çamura bulayan, rengiyle beni mest eden (o renkte bir far için neler vermezdim) bir yüz maskesi.
İlk önce vücut peeling'ini uyguladım. Kozmetik dünyasında biraz gezinmiş olanlarınız biliyordur, nane, en önemli arındırıcı ve uyandırıcılardan biri. Kan dolaşımını hızlandırıyor. Dolayısıyla olur da evde kendi kendinize bir cilt peeling'i yapmak isterseniz, esmer şeker, deniz tuzu, zeytin yağı ve nane yapraklarıyla başlayabilirsiniz işe. Peeling'i uyguladıktan sonra durulandım ve kurur kurumaz gül yapraklı çamur maskesini tüm vücuduma ince bir tabaka halinde yaydım. O da ne! Minik iğneler her yanıma batmaya başladı! Hmmm... Nasıl yani? Şimdi iki dakika bile dayanmadan hemen suyun altına mı girecektim? O zaman maske ne işe yarayacaktı? Tam tamına 10 dakika beklemeyi başardıktan sonra soğuk suyun altına girdim.
UYARI NUMERO 1: Vücut bakımı sonrasında durulanmak için sıcak suyun altına girmeyin. Eğer soğuk suyun altında durmak sizin için bir işkence demekse, o halde ılık suyu deneyin.
Sıra geldi yüz ve saç bakımına. Size de oluyor mu bilmiyorum, yüzüme ne zaman maskemsi bir ürün sürsem, yarattığı homojen görüntü çok hoşuma gidiyor. Bugüne kadar farklı renklerde maskeler kullandım. Arındırıcı olanlar genellikle açık mavi, killi yeşil ya da beyaz oluyor. Nemlendirici maskeler pudra rengi ya da pembe... Ben zaman zaman bal da kullanıyorum. Göz çevresi ve dudaklar haricinde tüm yüzüme sürdüğüm maske, komik bir şekilde gözlerimin ve dudaklarımın ortaya çıkmasını sağlıyor. Acaba bir gece böyle mi çıksam? Hem maskenin etkisi de artmış olur. Yalnız hiç gülmemem, konuşmamam, yemek yememem, içki içmemem lazım. Eh, her şey güzellik için... Azmedersem onu da beceririm.
Yüz maskemin kurumasını ve saçlarıma sürdüğüm nemlendirici kremin etkisini arttırmasını beklerken, Sephora'nın yılbaşı koleksiyonunda yer alan Lipstick Pencil'lerle oyalandım. İçinde dore pırıltılar barındıran bir pembe var ki, bence hepinizin çantasına girmeli. Ne pembe ne kırmızı. Uzaktan bakınca pek bir pırıl pırıl duruyor ama dudağa sürünce etkisi muhteşem. Mudface görüntüme pek bir yakıştı... Gece çıkarken onu sürmeyi de hatırlamalıyım...
Yarım saat sonra (makyaj eşyalarıyla oyalanırken saati unutmuşum) yine suyun altına girdim. Çıktığımda yumuşacık, tertemiz ve tam kıvamında bir parıltı içindeydim. Sağlıklı görünüyordum. Saçlarım yumuşacıktı. Kocaman kavanozların bana vaat ettiği her şeye kavuşmuştum!
Mutlu mutlu makyaj çekmecemi düzenlemeye giriştim. Biliyorsunuz o da çok önemli bir temizlik! Mesela Sephora'nın çok güzel bir farı varmış bende, şeftali rengi (alttaki resimde NARS'ların yanında duruyor çekingen çekingen). Onu hemen gözümün göreceği bir yere koydum. Eskileri karıştırdım. 85.789.796 tane kahverengi farım ve (hiç kullanmadığım halde) bir o kadar da bronzlaştırıcı pudram olduğunu fark ettim. Elimin hep pembe ya da turuncu tonlarında allıklara gittiğini bir kere daha kabul etmek zorunda kaldım. Barbie pembelerinin bana hiç yakışmadığını, beni 'palyaço yanaklı' yaptığı konusunu da sindirdikten sonra... derin bir nefes aldım. İçi (nispeten) boşalmış çekmecemin görüntüsüyle ferahladım. Yer açtığım için mutlu oldum. Neye mi? Tabii ki şimdiden defterime not aldığım milyonlarca başka ürüne!!!
UYARI NUMERO 2: Eğer ki rengini çok beğendiğiniz için satın aldığınız ama aylardır sadece kutusundan seyrettiğiniz bir makyaj malzemeniz varsa, onu bayatlamadan birine hediye edin. Bu kadar zamandır sürmediyseniz, asla sürmeyeceksiniz demektir. Belki bir gün, 'ah şimdi o farım olsaydı' diye hayıflanacaksınız ama siz de biliyorsunuz ki kendize gerçekten yakıştırmış olsaydınız, onu çoktan tüketmiş olurdunuz...