

Önceki postlarımda, kırmızının bu sonbahar, kahverengi ve mürdüme karışarak karşımıza biraz daha sofistike, biraz daha koyu tonlarda çıkacağını yazmıştım. İşte Jak&Jil'de muhteşem fotoğraflara imza atan Tommy Ton, Freja Beha Erichsen'in yukarıda gördüğünüz fotoğrafına 'The One' başlığını atmış. Neymiş o biricik, tek, yüreğimizi hoplatacak şey? Freja'nın kaküllü ve katlı, modern 80'ler saçları mı? Boynunda nazenin biçimde salınan 'float' dövmesi mi? Yoksa kirli kan kırmızısı ruju mu? Ton, Freja'nın dudaklarını da 'frejared' olarak vaftiz etmiş. Bu arada kan demişken, şu an ismini hatırlayamadığım dünyaca ünlü bir güzellik guru'sunun bir röportajında şöyle bir cümleye rastlamıştım: "Herkese uygun bir kırmızı ruj vardır, ben kırmızı ruj ararken kan renginize uygun bir tonu seçmenizi tavsiye ediyorum." Ürpertici ama mantıklı...
Neyse... Frejared, aklınıza düştüyse ve yine daha önceki postlarda yazdığım Chanel Passion'un yanına bir sonbahar skoru eklemek isteyecek olursanız satın almanız gereken ürün: YSL Rouge Pure Opium Red. Opium'un markanın en başarılı ve kült parfümlerinden biri olduğunu bilenleriniz, bu isim seçimini de yandan çarklı bir gülümsemeyle tebrik edecektir.
Ben soluğu bugün, Sephora'da alacağım. Sanıyorum Opium Red'siz geçen bir hayat bana zindan olacak. Kolum kanadım kırık kalacak, kendimi yarım, eksik, olmamış hissedeceğim.
(Koyu kırmızı ruj taşıyan bir kadın drama konusunda cömert olmalı, sizce de öyle değil mi?)