Başlığa bakacak olursanız Thierry Mugler'in efsanevi kokusu Angel ile ilgili kuşkular ve önyargılar içinde yaşadığımı anlarsınız. Bir kere bir parfümün mavi renkte olmasını asla anlayamıyorum. Nedir bu? İlahi bir iksir mi? Çocukları kandırmak için renklendirilmiş ve tatlandırılmış bir öksürük şurubu mu? Gökten düşen bir yıldız parçası mı? Ve hatta yıldız suyu mu?!? Thierry Mugler'e göre gökten düşen bir yıldız Angel. Öyle bir yıldız ki onu süren kadını göklere çıkarıyor, uzaya götürüp getiriyor, bambaşka bir dünyanın kapılarını açmakla kalmıyor, süren kişiyi o bambaşka dünyanın prensesi yapıyor.
Hmmm...
Oysa 1992 yılında piyasaya sürülen, tatlı notalar ve vanilya üzerine inşa edilmiş ballı kaymaklı bir esanstan ibaret Angel (the original), benim için 'Ali'ler Reina'da masa açtırmış, gidelim miiiieeeee' diyen kızların kokusuydu. Sizi uyarmıştım, önyargılıyım. Sanki 92 yılında gizli bir operasyon başlatıldı ve tüm dünya başkentlerinin sokaklarına biz gece uyurken Angel püskürtüldü! Her yer buram buram vanilya, hindistan cevizi, orkide, şeker, gül, amber, bitter çikolata ve karamel kokmaya başladı. Yediğim yemeğin bile Angel koktuğundan şüphe duyduğum zamanları net olarak hatırlıyorum! Boşuna değil, Angel, 2007 yılında Fifi Hall Of Fame Ödülü'nün sahibi oldu.
En tepede gördüğünüz ambalaj, 1998 yılında piyasaya sürülen Innocent'a ait. Oryantal vanilya olarak tanımlanan, Laurent Bruyere tarafından tasarlanan bu hafif esans, tüm Angel önyargılarımı yerle bir eden kokudur işte. Açılışını mandalina, portakal ve bergamutla yapar, ortada frenk üzümü, badem ve orman meyveleriyle devam eder, en dipte amber, misk ve pralinle yoğunlaşır. Orjinal Angel'a göre daha taze, daha meyveli, doğal ten kokusuna daha yakın bir yerlerde durur. Reklam kampanyası ise Thierry Mugler'in bilim kurgu merakına kurban gitmekten kaçamamıştır...
Şimdi bu kadar konuştum konuştum konuştum (yazdım yazdım yazdım) ve itiraf ediyorum: Banyomda bir koca şişe Innocent duruyor. Serin ve rüzgarlı havalarda (mesela bugün) sıkıyorum ve sonuçtan çok memnun kalıyorum.
Bu arada şu konuyu da paragraflardan birine sıkıştırmak lazım geliyor: Angel'ın erkekler üzerindeki etkisi. 'En seksi koku nedir' anketlerinde hâlâ ilk üçte bu mavi parfüm. Ben, doksanlı yıllardan bugüne erkeklerin hayatına giren kadınların birinin illa ki Angel kullanmış olmasına bağlasam da bu durumu, olfaktif gerçekler öyle söylemiyor. Pralin, şeker, vanilya, amber, paçuli gibi notaları, erkeklerin beyninde yanıp sönen neon tabelalar gibi düşünün: 'SEKS!... SEKS!... SEKS!'.
İşte hem bu seksi havayı sürdürebilmek hem de modern zamanın sadelik ve netlik tutkusundan geri kalmamak için Mugler ailesi, Angel Eau de Toilette'i çıkardı şapkasından geçtiğimiz sene. Ünlü burun Amandine Maret, her ne kadar gurme öğeleri dışarıda bırakmasa da şeker ve şerbetten ziyade pudraya sarıldı. Bergamut ve pembe biber, pralin ve orman meyveleri, en dipte yine aynı seksi formül, paçuli, sedir, vanilya ve beyaz misk. Parfümü ilk kokladığımda Angel'dan ziyade Innocent'a yakın bir şeyler buldum. Daha genç, daha taze, daha modern bir şeyler... Parfüm kulübüme birden fazla Angel sokmaya prensip olarak karşıyım, o yüzden Innocent'la rüzgarlı günlerde yola devam.
Angel Eau de Toilette'in yüzü Eva Mendes oldu, hatta parfümün reklamında şarkı bile söyledi. Orjinal Angel'ın yüzü Naomi Watts'dan bayrağı devraldı yani. Bakın hatta şurada kardeş kardeş sarılmışlar... Angel'ın ilk reklamı o kadar eski ve kötü ki neredeyse kitsch sınıfından makbul sayılabilir. Eva Mendes'li versiyon ise uzay aracı yerine hızlı trene terfi etmiş.