Saç ve makyajı elbiseler olmadan yansıtmak istemediğim bir defileyle karşılaştığımda 'tav olduğumu' bilirim. Muhtemelen bu yazıyı yazdıktan sonra 50'lerin, 60'ların Sicilya'sını araştırmaya koyulacağım. Domenico Dolce ve Stefano Gabbana'nın köklerine, doğdukları şehre adadıkları İlkbahar/Yaz 2013 koleksiyonu, ikili ile ilgili sıkça söylenen bir cümleyi doğruluyor: "Dolce&Gabbana, kadın ruhundan anlıyor." Her ne kadar kendimi modern, temiz, sade bir şeyleri beğenirken, daha da önemlisi onlarla bütünleştiğimi hissederken hayal etsem de kanımın kaynamasına engel olamıyorum. Bir sezon önce elbiselere asılan o kırmızı biberler, içimde dolanıyor. Ben, bir kadınım ve bu görünüm benim olmalı!!!


Fular ya da eşarp cinsi aksesuarlarla aramın iyi olduğunu sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Onları saça sabitleme sanatını bir türlü anlayamadığımdan, sürekli kaygan zeminde kaldıklarından, bugüne kadar iki kere buluşma şansımız oldu. Tesadüfe bakın ki üzerimde bu tarz bir şeyler vardı iki seferde de. Ve gerçekten çok iyi hissediyordum! Dolayısıyla Guido Palau'nun (göz rengine uyumlu eşarp detayına dikkat dikkat) Sicilyalı kadınların büyük beceriyle kafalarına sarıverdiğini hayal ettiğim şu eşarplarla yaptığı topuza bayıldım.



Kullanılan tüm makyaj malzemeleri Dolce&Gabbana koleksiyonuna ait. Pat McGrath, Sole, Mocha, Apricot isimli allıkları ve The Makeup Luminous Liquid Foundation'ı kullanmış mesela. Modellerin yüzünde gördüğümüz o sıcacık ışığı yaratırken gözünü Richard Avedon'un 50'lerde çektiği siyah/beyaz bir fotoğrafa dikmiş. Kuyruklu eyeliner konusunda çoğu makyörün söylediği şeyi tekrar ediyor McGrath: "Önce kalemle çizginizi çekin, üzerinden sıvı eyeliner'la geçin." Dudakların doğal rengine fazla müdahale edilmemiş. Kaşlar da doğal yine. Böylesi doğal bir sonuç elde etmek için kaşınızı doğal tonundan iki renk açık bir farla doldurmanız daha iyi olacaktır. Kaş kalemleri en ustaca kullanıldıkları zamanlarda bile kendilerini fark ettiriyor.
Bu koleksiyonu görür görmez kendimi tutamayarak Facebook'a da yazmış bulundum: Haydi hemen bir sonraki yaz gelsin. Kendimizi Sicilya'nın arnavut kaldırımlarına atalım. Gün ortası elimizde Campari'lerle sokaklarda dolaşalım, dans edelim. Öyle bir hayatımız, öyle bir yazımız olsun. Dream on, 10dakika'cılar!