Coco & Boy

Şu sıralar herkes aynı şeyi soruyor bana: "Rouge Coco Shine'ın 'Boy' rengini ne zaman alabiliriz?" Karl Lagerfeld ve Peter Philips elele vermişler, hepimizi duygulandıracak bir ruj serisine imza atmışlar. Geçtiğimiz sezon, Coco Gabrielle Chanel ve Captain Arthur Edward 'Boy' Capel'in aşk hikayesine sinemada tanık olmuştuk. Hainlik derecesinde sert, disiplinli ve çıkarcı bir kadının (kusura bakma Coco, gerçek bu, kitaplar da aynı şeyi söylüyor) aklını başından alan bir İngiliz centilmeni... Bir araba kazasıyla Coco'nun hayatından girdiği hızla çıkan bir sevgili...

İşin makyaj kısmına bakalım biraz da. Chanel Rouge Coco Shine, bana kalırsa Aqualumiere serisinin tahtına oturmak için yaratılmış. Rouge Coco'nun yoğun etkisi hafifletilmiş, dudağı parlak gösteren ışık oyunlarıyla zenginleştirilmiş, nemlendirici özelliği de bulunan bir yaz ruju tasarlanmış. Bu seride gözünüze çok koyu görünen renkleri mutlaka dudağınızda denemenizi tavsiye ediyorum, şeffaf ve nemli yapılarda en koyu renk bile dudağa sürüldüğünde üç-dört ton açılıyor.

Serideki rujların içinde en heyecanla beklenen renk, pek tabii ki ismini Gabrielle'in ölümsüz aşkından alan Boy. 54 numara. Dudak renginin biraz pembeleşmiş hali... içinde mavi tonları ve biraz da sim barındırıyor. Gündüz gözüyle baktığınızda o sim, parlaklığa dönüşüyor. Ben, daha çok markanın yüzü Vanessa Paradis renklerinde bir kadına yakıştırdım Boy'u.

Diğer renklere de otobiyografik isimler verilmiş: Chance, Liberté, Canotier, Romance, Elise, Biarritz, Rebelle, Deauville, Monte Carlo gibi... Kırmızı Rebelle ve böğürtlen rengi Elise, benim listemdeki yerlerini aldılar. Belki dayanamaz, Boy'u da kütüphaneme yerleştiririm, Coco'nun hayatını anlatan 'Coco Chanel: The Legend and The Life'ın hemen yanına...

18 renklik serinin bu ay piyasaya çıkması bekleniyor. Saks ve Neiman Marcus, sınırlı sayıda Boy rengini Sevgililer Günü için vitrine yerleştirmiş. En geç Nisan ayında bizim de dudaklarımız Chanel'i Boy'lar diye tahmin ediyorum...
Boy, Sevgililer Günü için tasarlanmış oysa ki...

Bir oje, bir vazelin kutusu ve bir maskara

Tanla'nın tırnaklarının, dudaklarını nemlendirmek için kullandığı vazelin kutusuyla (bir arkadaşı yurtdışından getirmiş, bugüne kadar gördüğüm en sevimli vazelin kutusu) uyumlu olmasını çok sevdim. Tabii ki düşünülmüş, planlanmış bir durum değildi bu. Yoksa öyle miydi?!

Üstteki el ise Sephora Astoria'da bizi Lancome'un yeni sezon maskaralarıyla tanıştıran Melek'e ait. Solda gördüğünüz kopkoyu, siyaha kaçan orman yeşili, bir maskara rengi yani... aynı şekilde hemen yanında yer alan mürdüm de bizi oldukça heyecanlandırdı. Ben orman yeşilini tercih ettim. Siyaha göre biraz daha yumuşak bir etkisi var bu rengin ama içindeki yeşil tonları kahverengi gözleri iyice ortaya çıkarıyor.

Lancome Hypnose Precious Cells için marka şöyle demiş: " Kirpikler zamanla gözle görülür şekilde kısalır, zayıflar ve seyrekleşir. Kök hücrelere odaklanan araştırmalarımız sonucunda kirpik yapısının şifresini çözdük. Kirpik yoğunlaştırıcı kompleks ile zenginleştirilmiş yeni bir formül yarattık. Hypnose Precious Cells, kirpiklerin büyüme potansiyelini 28 gün içinde ortaya çıkarır. Yeni kirpikler ortaya çıkarken olgun kirpikler uzunluklarını ve optimum kalınlıklarını korur."

28 günün ilkindeyim. Sizi bu iddianın geçerliliği konusunda elbet bilgilendireceğim.