

Yazla ilgili fikrimi değiştirdim! Haydi sonbahar gelsin! Biraz üşüyelim, yün hırkalarımıza sarılalım. Ama öyle şallı, 'evimde şöminenin karşısında kitap okuyorum, kedime sarıldım' şeklinde, yaşlı teyze modunda değil. Şehirde, sokaklarda olalım. Mini bir elbise, henüz çorap giymiyoruz... Siz de benimle hayal edin. Üzerine Prada-vari bir koca hırka. Ya da trençkot. Veeeee! En önemli aksesuarımız da üstümüzde. Hatta dudağımızda. Mürdüm bir ruj! Şu yukarıdaki ruj. Sephora Retrochic Sonbahar/Kış koleksiyonundan. Ben bu koleksiyona bayıldım, bayıldım, bayıldım! Hemen sürdüm rujumu, hayallere daldım. 2000'lerin başında da moda olmuştu bu vamp, mürdüm dudaklar hatırlayacaksınız.
Yalnız... Böyle femme fatale rujlar sürdüğünüzde dişlerinizin beyaz olması (sürmeseniz de bu böyle gerçi ama...) hayat-memat meselesi. Dişçilerin kızdığı ama benim arada sırada uyguladığım, çok da memnun kaldığım bir yöntemi paylaşayım. Şöyle bir karışım hazırlıyorum: Çilek, limon ve karbonat. Sanki diş macunuymuş gibi sürüyorum diş fırçama. Uzun uzun fırçalıyorum. Ve, eskiye göre daha beyaz dişlerle ayrılıyorum aynanın karşısından. Bir de diş ipi kullanın.