Yunanistan'dan arındırıcı maske:
Mastiha Shop Care'den bana hediye gelen sakızlı arındırıcı maskeden daha önce de bahsetmiştim. Korres işbirliğiyle komşularımızın en meşhur ürünlerinden biri olan sakızı, cilt bakımına (saç ve vücut bakımı için de ilginç ürünler mevcut) kattığı bu serinin kullandığım tek ürünü. Strivectin SD'nin mavi etiketli scrub'ıyla ovaladığım yüzüme dikkatlice sürüyorum ve başlıyorum beklemeye. (Alttaki fotoğrafta soğuktan çatlamış dudaklarımı, maskemi ve beni görebilirsiniz...)
Amerika'dan organik 'extra virgin' hindistancevizi yağı:
Şimdi bu paragrafta teşekkür etmem gereken üç arkadaşım var. Birincisi bu mucizeyle beni tanıştıran Nalan, diğerleri de NY seyahatlerinde, aslında güzellik ürünleriyle hiç alakaları olmadığı halde, dere tepe düz giderek bir kavanoz Nutiva'yı (Nutella değil hayır, yalnız tadı neredeyse onun kadar güzel) benimle buluşturan Erhan ve Gökhan. İnsanın lise arkadaşları gibisi yok! Bu yağ, tereyağından bile lezzetli ama kolesterol konusunda daha cimri. Benim niyetim onu yemek değil. (Kavanozda cilt güzelliği için her gün bir kaşık yenmesi tavsiye ediliyor aslında.) Saçlarıma ve kış aylarında kuruyan vücuduma nem sağlamak. Çatlayan dudaklarıma da hemen şu an sürüyorum mesela... Bu katı yağ (altta), elinize aldığınız anda ısıyla sıvılaşıyor, sürmesi çok kolay. Saklaması da öyle.
Hindistan'dan sandal ağacı yağı:
Burada biraz hile yaptım çünkü Clarins'in çok sevdiğim Huile Santal Face Treatment Oil'ı (altta) Fransa'dan geliyor ülkemize. Bu vesileyle platin saçlı-kopkoyu kaşlı Clarins kardeşlere de selam göndermek isterim! Sandal ağacı yağı ise Hindistan'dan geliyormuş, saf, doğal, yüze sürüldüğünde yanma-kaşınma-yağlanma yapmayan türden. Ekstra nemlendiren, sabahları bebek cildiyle uyanmanızı sağlayacak cinsten. 40 ml'lik şişesi bitmek bilmiyor, yağların en sevdiğim özelliklerinden biri de bu. Az sürüyorsun, buna rağmen işe yaradığını görüyorsun.
Son zamanlarda cilt bakımı yazılarına ara verdiğimi fark ettim, bitkisel yağlar konusunda bu kadar heyecan içindeyken paylaşmadan edemedim. Fransız eczanelerinden hangi dermokozmetik ürünleri almanız gerektiği konusunda da meraktaysanız XOXO'nun Şubat sayısına (Paris'te mutlaka yapmanız gereken başka güzellik alışverişlerinden de bahsettim) göz atın.
Şimdi izninizle maskemi yıkayıp, pek güzel kokan sandal ağacı yağımı sürmeye gidiyorum!
İyi haftalar 10dakika'cılar!
hindistan cevizi yağını hep merak ettim, almayı da hep erteledim..saç bakımı da yapın bununla, bir post hzırlayın lütfen..
ReplyDeletesevgiler..
hindistan cevizi yagini ben de gecen yil boyunca sacim icin kullandim. cok cabuk dokulen ve ayni sekilde cabuk kirilan saclarim var. lanet! banyodan en az bir saat once tum sacima surup, kafama bone takarak bekledim, sonra normal rutinimde devam ettim. dokulme sorunum azaldi ve daha guclu saclarim var, elimdeki diger urunleri bitirmek adina birkac aydir ara verdim bu isleme ama yeniden donecegim. bir de ben sacimi boyamiyorum ama boyanin da verdigi zarari bu yagin hafiflettigini okumustum, hatta bazi kadinlar sampuana katip kullaniyor ama beni asar o islem. bu arada ben hindistan cevizi yagimi hep iherb.com'dan aliyorum pek guzel bir site, akliniza gelen tum yaglar, organik lipbalmlar falan filan cennet. yalniz turkiyeye bir suredir gonderim yapmiyor,yurtdisindaki arkadaslardan yardim istemeli yine:) ben bir de shea yagi, jojoba yagi ve hindistan cevizi yagini karistirip sacima surmek gibi fantaziler icindeyim ama bakalim ne olacak:) bir yag icin bu kadar konustuguma da inanmiyorum ayrica. sevgiler.
ReplyDeleteNe güzel, ne yararlı bilgiler.
ReplyDeleteHem katılım hem de web sitesi tavsiyesi için teşekkürler!
Sevgiler,
aC.