Erkek kokuları dosyamda en sevdiğim bölüme geldim! Eskimeyen klasikler. Bu parfümlerin bir çoğu piyasada bulunuyor, bir kısmının yerini parfüm evlerinin daha sonraki yıllarda piyasaya sürdüğü 'modern' ve 'hafifletilmiş' versiyonları aldı. Söz konusu 'retro' olduğunda, YSL, başı çekiyor. Bugün esans matematiğini, çevresini hakimiyeti altına alan, güçlü notalar üzerinden yapmaya devam eden modaevinin bir klasiğini, babanız ya da sevgiliniz kullanmıştır mutlaka. Ve eğer söz konusu zevkli bir erkekse, muhtemelen kullanmaya devam ediyordur... Yukarıda gördüğünüz Faberge Brut ile başlıyoruz turumuza! Brut, Roger Moore'un imzası haline getirdiği bir parfüm. Sanıyorum bu kutsal bilgi ışığında parfüm, retro kimliğini kanıtlamış oluyor... Açılışını limonla yapan Brut, amber ve lavanta ile bir anda güçlenen, üstte taşındıkça daha da odunsulaşan bir 'yaşlı kurt'.
Edouard Hache tarafından 1957'de yaratılan Carven Vétiver, yeşil, otlu, taze bir koku olarak görünse de baharatlı ve odunsu bir iskelete sahip. Karanfil, sandal ve sedirin kalıcılığı, bu minik şişeden bir 'fıs' sıkarak tüm günü geçirmesini sağlarmış zamane erkeklerinin. Bugün, kendisine internet üzerinden ulaşmak mümkün.
Vetiver by Guerlain, dönemin 'vetiver' çılgınlığına Guerlain'in getirdiği muhteşem bir yorum. 1961 doğumlu Vetiver, 2000'de yeni milenyuma, buzlu şişesinin içinde merhaba dedi ama esans, değişmedi. (Ve o zaman bu işe çok sevindiğimi gayet net olarak hatırlıyorum. Gelmiş geçmiş en güzel erkek kokularından birinin daha katledilmesini izlemek acı verici olurdu). Bergamut, karanfil, neroli, limon ve mandalinanın ferahlığı, kokunun kalbinde gizlenen sedir ve vetiver ile dolgunlaşıyor. En dipte ise tütün, fındık ve biber gizli. Sanıyorum, kendisini her görüşümde bir kere daha koklamak istememin sebebi de tütün notası.
Guerlain'den başka bir klasik. Habit Rouge. Kırmızı kıyafet anlamına geliyormuş. Oysa 'kırmızı alışkanlık' anlamına gelseydi çok daha hoş olmaz mıydı? Habit Rouge, çevremdeki en şık erkeklerden birinin 37 yıllık parfümü. Seneler boyu aynı kokuyu kullanmak da son derece şık ve soylu bir davranış zaten... Jean Paul Guerlain'in el emeği göz nuru kokularından biri aynı zamanda. 1965 doğumlu. 45 yaşında. Ve 45 yaşında bir erkeğe yakışacak derinlikte. Misket limonunun ardından 'balzamik sirkemsi' bir tavır alıyor Habit Rouge ve saniyeler sonra, bir anda, sıcak ve oryantal bir iksire dönüşüyor. Tütün ve derinin etkisiyle ağırlaşıyor ama asla sizi havasız bırakan, boğucu bir hale gelmiyor. Tam kıvamında bir denge!
Chanel'le 80'lere geliyoruz. İsmini mitolojiden alan Antaeus, aynı sahibi gibi güçlü, yenilmeyen ama tüm görkemine rağmen zarafetinden ödün vermeyen bir parfüm. Sanıyorum zamanın 'yuppie' eğilimlerinden ilham almış. 'Güç ve para bende artık!' şeklinde. Antaeus, paçuli, sandal ve labdanumun etkisiyle şekerlenmeyen bir tatlılığa ve tam dozunda bir baharat-ot dengesine sahip. Karanfil, fesleğen, gül ve yasemin burunlarımıza ziyafet çektiren bu dengeden sorumlu. Antaeus müdavimlerinin en büyük şansı, kokunun Chanel etiketi taşıyor olması. Klasiklerine karşı tutkulu bir koleksiyoner tavrı takınan marka, daha uzun yıllar Antaeus'u piyasadan çekmeyecektir sanıyorum.
İstinyePark Sephora'da şöyle bir sahneye tanık oldum: Ondört yaşlarında olduğunu tahmin ettiğim iki arkadaş, erkek kokuları arasında kendilerine uygun bir şeyler arıyorlar... Bir tanesi Christian Dior'un efsanevi parfümü Eau Savage'ı gösteriyor ve 'oğlum, babam sadece bunu kullanıyor' diyor. Öbür arkadaş biraz sıkkın. Parfüm merasiminden pek memnun değil. Aslında merak etmiyor olmasına rağmen soruyor: "Neden ki???". Çünkü Eau Savage bir klasiktir! Bir muhteşemlik, bir olgunluk, bir klas sembolüdür! Bu, benim cevabım tabii. Burnunu şişeye gömmüş heyecanlı ergencik, dik dik bakıyor arkadaşına: "Çocuklar adam olunca böyle kokar! Babam, adam ya... Ben de böyle kokucaaaam. Sen de kok." Adam olacak adamın parfümü Eau Savage'ın notaları arasında aromatik otlar, amber ve deri var.
Gelelim YSL'nin 'erkek kokuları' konulu sunumuna! Misk, adaçayı ve lavantayla bezeli YSL Pour Homme, 1971'de piyasaya sürülmüş. YSL erkek kokuları, aynı kadın versiyonlarında olduğu gibi, bağları güçlü bir aile. Tüm kokuları birer birer kokladığınızda Monsieur Laurent'nin vermek istediği mesajı anlıyorsunuz. Ciddi bir bütünlük söz konusu. Bana kalırsa artık bir klasik sayılabilecek Jazz ve Kouros da burun ardı edilmemesi gereken iki parfüm. Jazz, anason, fesleğen, sardunya ve karanfil gibi ferah notalara rağmen, tarçın ve deri notalarıyla son derece maskülen. YSL Pour Homme'un 'dandy' duruşu, ne Jazz'da ne de Kouros'da duyulabiliyor. Daha yoğun bir baharat karışımı olan Kouros'un beyaz şişesine aldanmayın. Bal, vanilya, tütsü ve karanfil ağacı notalarıyla hipnotize edici bir gücü var Kouros'un.
Listemdeki diğer kült kokular:
Listemdeki diğer kült kokular:
Azzaro Pour Homme
Calvin Klein Obsession
Ralph Lauren Polo
YSL Opium Pour Homme
Joop! Homme
Calvin Klein Obsession
Ralph Lauren Polo
YSL Opium Pour Homme
Joop! Homme
Azzaro en yaşlıları. Diğerleri hemen hemen aynı döneme aitler. Genç parfümler arasında, yarın öbür gün benim yarı yaşımdaki bir kızın 'vazgeçilmez klasikler' olarak mimleyebileceği ne var? Bilemedim... Aynı müzikte olduğu gibi parfüm dünyasında da geçmiş, umarım hiç geçmez!
No comments:
Post a Comment