
İşte yukarıda gördüğünüz, mutlu, memnun, karşısındaki makyöre teslim olmuş bir kadının anatomisi... Ya da dijital çıktısı... Fred Farrugia, dün İstinyePark Sephora'da markasının yeni ürünlerini tanıtmak için buluştu bizlerle. Kendisi için şu sıfatları sıralamak mümkün: Mütevazı, tatlı, nazik, akıllı, yaratıcı, olağanüstü yaratıcı, sevimli, rahat. Markası için de şu sıfatlar kullanılabilir: Mucizevi, mucizevi, mucizevi, mucizevi!!!
Lancome'da geçirdiği hükümdarlık günlerine son verip (kendisinin Juicy Tubes fenomeninden sorumlu olduğunu daha önce yazmıştım) kendi markasını oluşturmak için yola çıktığında, alıştığı düzenin devam edeceğini düşünmüş. Tüm kozmetik dünyasının emrine amade olacağını ve FF'i yaratma sürecinin çok çilesiz ve rahat geçeceğini... Sonuç: Yaşadığı evi bir laboratuar haline getirmesi gerekmiş. Ürün dokusu, renk skalası ve ambalaj konseptine karar vermesi, markayı üretime hazır hale getirmesi tam tamına 5 senesini almış! Fred Farrugia koleksiyonunda, bugün, 250'ye yakın renk var. Her renk için 2 ay çalışmış.
Söz konusu kendi imzasını taşıyan bir marka olduğunda, her ürünün en iyisini istemiş Fred. Dolayısıyla bugün, ürünler şöyle bir seyahat yaşıyor. Ruj paletindeki parlatıcı Fransa'da, yarı mat ruj ise İtalya'da üretiliyor, yine Fransa'da paketleniyor ve palet haline getiriliyor.
Fred Farrugia'nın yarattığı her rengi birbiriyle karıştırarak kullanabiliyorsunuz. Ürünler o kadar doğal ve incecik yapılı ki, ayna kullanmadan da sürebiliyorsunuz. Bize yeni koleksiyonundan hediye ettiği simli (simli dediğime bakmayın, pür ışık adamın sim dediği şey) farı saat 6'da sürdüm. Gece 1'de aynı şekilde, hiç toplanmadan ve topaklanmadan duruyordu gözümde!
Fransızca ve İngilizce'nin birbirine karıştığı sohbetimizde, ona markasının makyaj dünyasının Apple'ı olduğunu ve böylesine akıllı, pratik ve kullanılabilir bir "mucize" yarattıktan sonra bir sonraki adımının ne olabileceğini çok merak ettiğimi söylediğimde bana dönüyor ve 'daha yapacak o kadar çok şey var ki, eklenecek renkler, kristalize dokular, bir zaman gelecek, FF makyaj paletini mp3 çalar olarak da kullanabileceksiniz'. !!!!!!!!!!!!!!! (bu ünlemlerden başka ne konulabilir böyle bir açıklamanın ucuna?)
İşte size bir Fred Farrugia fotoromanı!

Süper Dergi Moda Editörü Naz Dipçin, yeni koleksiyondaki ürünler hakkında fikir beyan ederken bir yandan ruj, bir yandan far sürüyor. Ayna kullanmıyor!

Fred, ben ve Gözde (Sephora ailesinin en sevdiğim üyelerinden biri) makyaj üzerine hararetli sohbetler gerçekleştirdik. Fred'in bu işi senelerce yapmış biri olarak kasılmak ve ahkam kesmek yerine gösterdiği soru işaretli tavırlara hayran kaldım.

E bunu da yaptık tabii... İstanbul hatırası...

Fred, neredeyse tüm ürünlerini parmaklarını kullanarak sürüyor. Eye-liner'ı da elleriyle uyguladığı oluyor. Ürünlerin yumuşak yapısına güvendiği için onları parmaklarken çok rahat davranıyor ve onu makyaj yaparken gördüğünüzde aklınıza gelen ilk şey boya yapan bir çocuk oluyor!

Dilimiz tutulmuş, şoktayız. Fred, Türk editörleri hayrete düşürmüş vaziyette! Çünkü...

Yukarıda gördüğünüz iki renk, üst üste sürüldüğünde birbirini sıfırlıyor. Geriye muhteşem bir ışık kalıyor. O yüzden FF farlarını denemeye gittiğinizde en canlı renkleri bile elinizin üzerinde birbirine karıştırmaktan çekinmeyin. Renkten korkmayın!!!

Yarın, FF koleksiyonundaki yeni ürünleri tanıtacağım sizlere. Şimdi ise dün çok sevdiğim gri farımı sürecek ve onu bu kez 'tüm gün testi'ne tabi tutmak üzere kendimi dışarı atacağım!
This comment has been removed by the author.
ReplyDeleteSu mor yesil paletin mucizeviliginden bahsedip ff paletime eklememe sebep oldugun icin sana ne kadar tesekkur etsem azdir... Gercekten! Hayatimda boyle bir renk donusumune tanik olmadim desem yalan olmaz..
ReplyDeleterica ederim, güle güle kullan.
ReplyDeleteaC.