Chanel kadını olmak ya da olmamak... İşte (neredeyse) bütün mesele bu!

Coco Gabrielle Chanel'in tasarladığı kıyafetlere ve rol modelliğini senelerce kendisinin üstlendiği Chanel kadınına şöyle bir göz atacak olursak, güç, inat, zarafet ve yoğun bir seksapel görürüz. Muhafazakar tavırlarla kışkırtır bir Chanel kadını. Dekoltesine değil, yoğun bakışlarına, boynunun inceliğine, sırtının uzunluğuna, bileklerinin inceliğine baktırır, tüm bu uzuvların üstü siyah jarse ile kaplı olduğunda bile...

Matmazel'in parfüm konusuna olan merakını geçtiğimiz sezon izlediğimiz farklı Chanel biyografilerinden bir tanesinde özellikle inceleme fırsatı bulmuştuk. Beş notanın bir araya gelmesiyle oluşturulan Chanel No:5, 'kadın gibi kokmak isteyen bir kadın' için dönemin en ünlü burunlarından biri olan Ernest Beaux tarafından, tabii ki Coco'nun kontrolünde hazırlanmıştı. Parfüme şanslı numarasını isim olarak veren Coco Chanel'in kendisi için hazırlattığı esas koku No:5 değildi. Ama oraya birazdan varacağız.

No:5'i ilk denediğimde burnuma gelen keskin çiçek kokusundan çok rahatsız olmuştum. Bana sırasıyla vücut pudralarını, saten gömlekleri, anne göğsünü ve ilkokul öğretmenimi hatırlatan bu esans, aradığım sihir değildi kesinlikle. O günden beri Chanel hevesim hiç geçmedi. Clinique Happy, Lancome Qui, Cacharel Eden, Jilsander Sun, Benefit Maybe Baybe gibi parfümleri, büyük bir sadakatle, çok severek kullandığım zamanlarda bile Chanel standının önünde dikildim. Defalarca...

Sonra Chance Eau de Fraiche, bana hediye geldi. Çok yakın bir arkadaşımla bağdaştırdığım bu kokuyu beğendim ama benimseyemedim. Bu sene Chance Eau de Tendre çıktı. Biraz daha meyveli bir versiyon. Açık pembe bir koku, aynı rengi gibi. Iııııııııh. Olmadı. Yine... 'Acaba Allure Sensuelle'i yalnızca saçlarıma sıksam, nasıl olur' diye düşündüm. Çünkü peşinde olduğum şey, Chanel parfümlerinde kullanılan o tam dozundaki baharattı. Yine başarısızlık yine hayal kırıklığı...

Ve birden! Yine Sephora Astoria'da hain Chanel planları peşindeyken onu gördüm! Coco! Coco Mademoiselle değil. Yalnızca Coco. Ambalajı ve duruşuyla Chanel No:5'i anımsatan parfümü kağıda sıktım önce: Mis gibi amber! Oley! Sonra da tenime. Ve doğru kokuyu bulduğum an başıma gelen o şey gerçekleşti. Bir anlık keskinliğin arkasından esen yoğun, sıcak ama bana ait bir rüzgar! Amber, odunsu notalar, çok az çiçek... Sıfır pudra! Bir de tatlılığıyla kalbimi çalan mağaza sorumlusu Elif Avcı yanıma gelip 'Ne sıktıysanız muhteşem kokuyor' demesin mi! Beş şanslı numaram olmayabilir ancak Coco, benim için yapılmış. Şimdi Chanel'in diğer önemli kuralını hatırlamam gerekiyor: Maymun iştahlı olma, parfümüne sadık kal!

Güzellik notu: Eğer baharatlı notalardan hoşlanıyorsanız, aldığınız parfümün rengine dikkat edin. Amber, sandal ve odunsu notalar genellikle esansa turuncu bir renk veriyor. O turuncu, pembeye değil sarıya dönük olmalı. Şeffaf esanslarda bol meyve ve çiçeğe, zaman zaman da pudraya rastlayabilirsiniz. Aradığınız şey tazelik, temizlik ve ferahlık hissiyse, o halde aynı Chance Eau Fraiche gibi su yeşilinde olmalı gözünüz. Ambalajdan dolayı parfümü göremediğiniz zamanlarda ise burnunuza güvenmek durumundasınız. Chanel gibi kökleri eskiye dayanan parfüm evlerinde, Eau de Toilette, neredeyse Eau de Parfum kadar kalıcıdır, bunu da unutmayın. Eau de Parfum satın aldıysanız, yalnızca bileklerinize ve kulaklarınızın arkasına bir fıs sıkmanız yeterli olacaktır. Bol parfümlü güzel bir yaz günü diliyorum hepinize!