Hepinize olmuştur. Kafanızda belli bir modelle kuaföre gidip, uzun saatler boyunca o koltukta oturup, milyonlarca işlemden geçtikten, tüm günü oturarak geçirdiğiniz halde yorgun düştükten sonra aynaya bakarsınız ve karşınızda hiç tanımadığınız, çirkin saçlı bir yabancı bulursunuz. Ona şöyle demek istersiniz: "NEDEN? NEDEEEEEEEEEEEEN?!!!!!!". İşte bana göre güçlü kadınlar böyle zamanlarda kendilerini belli eder. Eğer ki büyük özenle yaratılmış o çirkinlik, anında düzeltilebilecek bir şey değilse; mesela saçınızın uzamasını beklemek zorundaysanız iki seçeneğiniz vardır. Bir: Bu konuyla hafiften dalga geçerek kendini kandırmak ve hayata devam etmek. İki: Banyoya kapanıp saatlerce ağladıktan sonra kaldığın yerden hayata devam etmek. İtiraf etmeliyim ki ben Monica kadar güçlü olamamıştım, ikinci yolu tercih etmiştim (tercih etmek de denemez, doğal bir çıldırıştı o). Annem kitlediğim kapıyı açtırmak için çilingir çağırmakla tehdit edince, 'aman çilingir beni böyle görmesin' diyerek ikna olmuştum.
İlk önce şu anı bir izleyin. Monica'nın saçlarından gittiği bir kuaför değil, Phoebe sorumlu. Demi Moore ve Dudley Moore arasında minik bir karışıklık yaşanıyor. Basit bir kavram karmaşası... Peh!
Demi Moore'un 'Ghost'taki saçlarını düşündüm 'Friends'in o bölümünü seyrederken. Ne kadar çok kadını kuaför yoluna sürüklemişti ve aslında ne kadar zor bir saçtı o! Geçtiğimiz iki sezon boyunca hayatımıza yeniden giriveren bu model, kimi kadına müthiş bir seksapel katarken, kimine 'saçlarını kestirmeye vakti olmayan matematik hocası' imajı kazandırmıştı. Benim favori Demi Moore saçım, 'Indecent Proposal'daki kütlek saç. Filmi de severim orası ayrı, ama Moore'un belirdiği her sahnede içimden 'bu saçı istiyorum' dediğimi net olarak hatırlıyorum. Kütlek saçta Moore'un en büyük rakibi ise '9 1/2 Weeks'deki haliyle Kim Basinger'dır bana sorarsanız. (En kısa zamanda o filmin en güzel karelerine de burada yer vereceğim)
Peki kötü bir saç kesiminden sonra nasıl bir yolu tercih etmelisiniz?
1) Eğer ki kuaförünüz senelerdir gittiğiniz, sevdiğiniz bir kişiyse ona hemen küsmeyin. Tecrübenizi kazanca dönüştürün. Neyin hoşunuza gitmediğini uzun uzun anlatın. Muhtemelen kendini çok suçlu hissedecek, sizi dinlemekten sıkılmayacaktır.
2) Sakinleştikten sonra aynanın karşısına geçip saçınızla oynamaya başlayın. Bunu, saçın doğal haliyle yapmanız önemli. Neyle başbaşa olduğunuzu bir anlayın. Daha sonra farklı tarama şekilleri deneyin. Yana yatırın, geriye tarayın. Belki saçınızı güzelleştirmek için tek ihtiyacınız olan havalı bir perçemdir.
3) Ayna karşısında oynamak sonuç vermediyse firkete ve toka gibi araç gereçlerden faydalanmayı deneyin. Eğer saçınızı Pixie, yani kısacık kestirmediyseniz kendinize yakıştığını bildiğiniz o modele varmak için saçları toplayın, toparlayın. Kafanın iki yanını mümkün olduğunca darlaştırıp, tepeyi kabartmak her daim işe yarar.
4) Saçlarınızla oynama gibi bir fırsatınız yoksa o halde makyaja yükleneceksiniz. Kısa saç, gözleri ve dudakları ortaya çıkarır. Yeni saçınızı 'yeni bir imaj' olarak değerlendirmeye çalışın. Daha önce hiç fuşya rujlar sürmüyor muydunuz? İşte şimdi tam zamanı. Belki de eyeliner çekmeyi öğrenmenin vakti gelmiştir.
5) Tepkileri hiiiiiiç takmayın. Genelde bizde beğenilmeyen bir saç modeliyle karşılaştığında kadınlar şu soruyu soruyor: "Saçını mı kestirdin?" Saçın güzel olmuş, değil. Keşke kestirmeseydin, değil. Fena değil ya üzülme, değil. O zaman nedir bu? Ne demektir? Birini evden arayıp 'evde misin?' demekle aynı şeydir işte... Ne diyeceğini bilememekten kaynaklanan üç saniyelik arızadır.
6) Saçınızdan dolayı bunalıma girmek yerine kendinize ekstra özen gösterin. Yeni bir saç, çoğu zaman yeni bir gardırobu ya da hali hazırda var olan gardıroba yeni bir bakışı gerektirir.
7) Tüm bunlar işe yaramadıysa kendinizi şu şekilde teselli etmek zorundasınız: 'Daha kötüsü de olabilirdi'. Bir diğer sıkıcı teselli de şudur: 'Saç bu, uzar.'
İyi haftalar 10dakika'cılar!
tam zamanında yazılmış bir yazı..en yakın arkadaşım kendini eve kapattı..saçları uzayana kadar kimseyle görüşmeyecekmiş! Bu yazının çıktısını alıp kapısının altından atmayı düşünüyorum :))
ReplyDeletewww.trendyandfriendly.blogspot.com
sayende açtım arşivi bi haftadır sürekli friends izliyorum yeniden yeniden yeniden ve hiç sıkılmıyorum :)
ReplyDelete