Sizi bilmem ama ben, kahverengiciyim. Senelerdir vazgeçmediğim ne kadar farım, allığım, bronzlaştırıcı pudram ve hatta rujum varsa (kırmızı sayılmaz) hep kahverengi tonunda. Gri, lila, leylak, gül kurusu gibi solgunlarla anlaşamıyorum. Ben anlaşmak, buluşmak ve kaynaşmak isterdim, onlar yüz vermiyor. Ağustos sıcağının minik bir es verdiği şu serin ve biraz da ıslak günde NARS'ın 2012 sonbahar koleksiyonlarına göz atmanın zamanıdır diye düşündüm. Kendimi metalik ve kekremsi bir dünyanın içinde buldum.
NARS, 90'larda hepimizin kapılıverdiği, kimi zaman 'crunge' ya da 'crunch' (o kıtırık bir çikolata değil miydi) olarak telafuz edilen, aslı 'grunge' olan, yağlı saçlı/postallı/kolları uzun gelen hırkalı, ilhamını müzikten alan dönemin temsilcisi Kristen McMenamy'i yüzü olarak sahiplenmiş. İyi de olmuş. Çünkü koleksiyon, sert, iddialı ve agresif biraz. Marka, 'cesur, nefes kesici ve baştan çıkarıcı' olarak tanımlamış. İtiraz yok. Bir NARS ürününe uzaktan bakmak doğru olmayacağından (asla 'asla' deme hesabı) lavanta, mat orman yeşili, ametist moru High Society üçlü far ve buz renklerindeki Vent Glacé ikili far hakkında olumsuz şeyler söylemeyeceğim. Outlaw allık, Undress Me The Multiple, Larger Than Life Lip Gloss'un Rouge Tribal rengi, alınacaklar listeme giriş yaptı bile. Tüm dişilerin tırnaklarını süsleyeceğinden emin olduğum Storm Bird, içinde lavanta ve mavi tınıları barındıran bir koyu gri.
No comments:
Post a Comment