Geçtiğimiz günlerde Sephora'nın Capitol'de açılan yeni mağazasını ziyaret ettim. Aslında bu ziyareti XOXO adına, Chanel için yaptım. Kimsenin daha önce ayak basmadığı bir Sephora'ya giren ilk elli kişi içinde olmanın en güzel yanı hiç ellenmemiş, kullanılmamış, tertemiz tester'ları 'ilk parmaklayan' ünvanını gururla kucaklamak elbette. Bunun dışında bir de stok konusu var tabii. Aradığınız her ürünü illa ki bulacağınızdan emin olduğunuz bir gündür açılış günü. Bende tuhaf bir şeyler olsa gerek, daha önce defalarca gördüğüm çoğu ürünün o gıcır gıcır hali, beni felaket heyecanlandırdı!
Şimdi gelelim yazımın Chanel bölümüne. Tüm Chanel ekibi mekanda hazır ve nazırdı. Markalarını bu kadar sahiplenen bir ekiple (Sephora, NARS ve Benefit de böyledir) bir arada olmak hoşuma gitti. Hani Chanel de zor sahiplenilecek bir şey değil ama... Hatta bu 'sahiplenme' konusunun nasıl bir çılgınlık boyutunda olduğunu üstten üçüncü fotoğrafta görebilirsiniz. Kamelyalar ve inciler her yerdeydi. Benim bir itirazım olmaz, peki ya sizin?
Chanel İlkbahar/Yaz 2012 makyaj koleksiyonu, birkaç sezondur karşımıza çıkanlar arasından bence haklı bir cakayla sıyrılıyor. Her parça birbirinden güzel, sofistike ve (ama yine de) 'kullanılabilir'.
Günün en güzel tarafı, eski ve yeni favorilerim hakkında, markanın yetenekli makyörü Serkan'dan aldığım tavsiyeler ve bilgilendirmeler oldu. Sizlerle nasıl paylaşmam!
- Chanel'in dörtlü farları fırınlanmış olduğu için ıslatılarak eyeliner gibi kullanılabiliyor.
- Le Crayon Khol 69 Clair, (pudra rengi) gözün içine çekildiğinde (beyaz kalemden daha doğal şekilde) gözü büyütmekle ve göz beyazını vurgulamakla kalmıyor, aynı zamanda dudak çizgisi üzerine çekildiğinde dudakları dolgun gösteriyor.
- Serkan, French manikür'ü klasik renklerle yapmaktan yana değil, Black Satin (siyah) ve Vendetta (koyu mor) arasındaki belli belirsiz geçişin çok sofistike göründüğü kanısında. Ayrıca siyaha beyaz monokrom bir French de (Gabrielle'in en sevdiği iki renk) klasiğe bir doz orjinallik katıyor.
- No:19 Poudré'nin diğer parfümlerden farklı ve gerçekten pudralı yapısını da gösterdi bana. Gerçekten de pudramsı tanecikler, havada bir süre asılı kaldıktan sonra, uzun süre terk etmeme sözü vererek üzerinize yapışıyor.
- (Benim de hayatımın sonuna kadar önermeye devam edeceğim) Inimitable Intense maskaranın, mürdüm ve siyah rengini üst üste kullanıyor. Maskarayı bir süre kirpik diplerinde yatay gezdirdikten ve o bölgeyi dolgunlaştırdıktan sonra, yukarıya doğru keskin hareketler uyguluyor. Sekiz kat üst üste sürdüğü olmuş bu mucize maskarayı. O gün, tüm ürünler içinde en çok ilgi çeken ve talep edilenlerden biri oldu Inimitable. Benim favori rengim, 20 Brun.
- Fondöten ve pudra seçerken cilt rengine birebir sağdık kalınması konusunda ısrar ediyor. Bir ton koyu seçim yapıldığında bile aradaki fark belli olurmuş.
- Tabii ki konu Peter Philips'e geldiğinde, Serkan tüm Chanel ailesinden daha fazla heyecanlanıyor. Ne de olsa über-ünlü meslektaşı, dünyada başka hiçbir markaya nasip olmayan bir teknolojiyi keşfetmekle kalmıyor, onu Mademoiselle'in vasiyetine uyarak, Chanel mirasıyla kombinliyor. Sonuç, ortada... Hep çok güzel, çok şık.
-Serkan'a göre 'smoky makyaj' için ihtiyacınız olan tek şey Le Crayon Khol'un siyah rengi. Chanel'de neredeyse tüm kalemler (aynı No 19 Poudré gibi) pudralı bir yapıya sahip. Bu da diğer uçtaki fırçasıyla dağıttığınız kalemin, seksi bir far görüntüsüne kavuşmasını sağlıyor. Böylelikle biraz dağınık, biraz umursamaz, modern ve funky bir makyaj seçimi yapmış oluyorsunuz.
Bir gözlem de benden:
Nude dudak renkleri, eğer ki beton görünümü sağlayan katı bir yapıya sahip değillerse (hem nude hem mat ruj her yiğidin süsü değildir) benim en sevdiklerimden. Elimi pudra ve kahverengi arasında gidip gelen bir skalaya bürüdüğüm Chanel gününde, bir kere daha en güzel 'dudak rengi' seçeneklerinin bu kült markaya ait olduğunu fark ettim.
Dikkatimi dağıtıp da beni Chanel'in 'harikalar diyarından' uzaklaştıran tek şey YSL Rive Gauche Pour Homme oldu. Bugüne kadar nedense keşfetmediğim (halbuki kadın versiyonunu çok severim) parfümü uzun uzun içime çektim. Pek erkeksi, pek seksi, pek temiz ve net bir esans. 'Ides Of March'ta izlediğimiz George Clooney gibi. Şu notaları fotoğrafta olduğu gibi alt alta dizilmiş görmek bile burnumun sızlamasına yetiyor.
Cok guzel bir paylasim olmus :)
ReplyDeleteserkan harikalar yaratan biri zaten.kayıtsız şartsız onun zevkine güvenebilir insan.çok güzel keyifli bir yazı olmuş yine her zamanki gibi. severek takip ediyorum sizi :D
ReplyDeleteonca blog arasinda abd den sizi keyifle takip ediyorum desem:) yazi diliniz cok seker, keyifle okuyorum. Chanel`in krem farklarini sevdiginizi biliyorum, yaz donemi yeni renklerini sunacaklar. Highlighter seviyorsaniz Guerlain`in spring serizinde cikarttigi aydinlaticiyi kacirmayin, limited uzulursunuz oyle boyle degil tapilasi guzellikte. bye..
ReplyDelete