5.8.11
Anne ruju
Estée Lauder Signature Lipstick'in halen raflardaki yerini alabiliyor olmasına çok seviniyorum. Bence bazı şeyler hep orada durmalı. Mesela Chanel No:5 parfüm, mesela Bebak Acı Badem Sütü, mesela Elizabeth Arden 8 Hour Cream, mesela Vaseline Lip Therapy... bu liste uzar da uzar.
Şu kendinden tırtıklı dore ambalajı ne zaman görsem aklıma çocukluğum gelir. Annemin masasından bu rujun fuşya rengini araklar, gözlerime de mavi ve yeşil tonlarda farlar sürerdim. Neyse ki bu alışkanlığım 80'lerle birlikte tarihe karıştı.
Signature Lipstick, dokusu ve kokusuyla gerçek bir ruj. Öyle hafif parlak, yarı saydam filan değil. Bildiğiniz, klasik, dudağa sürünce kendini gerçekten belli eden bir ruj. Anne ruju işte! Ben 34 numaralı rengi seçtim, Copper Coral. Kiremit rengine göz kırpan bir mercan. Çok hoşuma gitti.
Estée Lauder demişken kendisinin şu fotoğrafına da yer vermeden geçemeyeceğim. Tam bir 'American Beauty': Sarışın, bakımlı, yaşı geçkince. Eminim yaz günlerinde buram buram Azurée kokuyordur, akşamları ise Cinnabar.
4.8.11
Bronzé (Aynı Beyoncé gibi, evet...)
Gwyneth Paltrow'un şu yukarıda gördüğünüz W kapağında bu kadar hoş görünmesinin ve 'Tanrıça Gwyneth' olarak lanse edilmesinin en büyük sebeplerinden biri de doğru gölgelendirmeyla yapılmış olan muhteşem bronz makyajı. Güneşe çıkan şanslılardan mısınız yoksa İstanbul'un surları arasında sıkışıp kalanlardan mı, orasını bilemeyeceğim. Tek bildiğim aylardan Ağustos olduğu ve sağlıklı bronzlaşma ya da o bronzluğu yasa dışı yollarla elde etme konusunun uzunca bir süre daha gündemimizde olacağı...
Şu maddelere dikkat ediniz lütfen:
- Yazın cildiniz denize girmeseniz bile daha kuru olacaktır. Karma ciltler için yaratılmış fondöten ya da pudralar cildi kurutabilir, pütür pütür yapabilir. Gelin tercihinizi daha önce de hakkında methiyeler düzdüğüm Benefit You Rebel renkli nemlendiriciden yana kullanın.
- Bronz rengi sağlamak içinse bu nemlendiricinin içine bir fındık kabuğu büyüklüğünde jel otobronzan karıştırabilirsiniz. Hedefiniz doğal bir görünümse her türlü sim ve sedeften uzak durmanız gerekiyor. Otobronzanın leke bırakmayan bir cins olmasına dikkat edin, iki doku iyice karışmadan yüzünüze sürmeyin. Eşit dağıtmanız da oldukça mühim.
- Guerlain Terracotta Men bronzlaştırıcı pudradan daha önce de bahsetmiştim sizlere. Erkekler için tasarlandığından en ufak bir parlaklık içermiyor. Cildi turanj tonlarına bürümeden, pis bir kahverengi de yapmadan tam kıvamında bir güneş yanığı rengine bürüyor. Pudranızı ambalajından çıkan kendi Kabuki fırçasıyla da kullanabilirsiniz, birazdan aşağıda tanıtacağım Sephora'nın (bugüne kadar en başarılı ürünlerinden) fırçalarıyla da...
- Şakaklarınıza doğru, saç diplerine ve kaş kemiğinden başlayarak burnun iki yanına sürdüğünüz pudranın ardından, yanaklarınızı azıcık pembeleştirmeyi tercih edebilirsiniz. Bu işi yaparken balonlu ciklet pembelerinden uzak durmakta ve daha beyaz tenliyken belki de kullanmaya cesaret edemeyeceğiniz gülkurusu ya da solgun pembelere bir şans vermekte fayda var. Pembenin bu soğuk tonu ya da çikolataya kaçan vişne renkleri sizi ambalajdayken korkutsa da teninizin üzerinde sevindirecek. Mesela Fred Farrugia'nın şu üstte gördüğünüz allığı gibi (Blush 11)
- Fırça, doğru dozu yakalamanız için şart. Söz konusu bronzlaştırıcı toz pudra olduğunda parmak işlerinden hemen vazgeçmelisiniz. Eğer ki Fred Farrugia'nın krem bronzer'ını kullanmıyorsanız tabii... Sephora'nın Professionnel serisinde iki fırçayı çok seviyorum. Fırçalarımı iki ayda bir değiştirdiğim için (birkaç şımarıklığım dışında) pahalı ürünler yerine bunları tercih ettiğimi söylemeliyim. Powder Brush XL no:49 (altta) ve üstte gördüğünüz Mineral Powder Noir.
2.8.11
Afro-maniac
Her ne kadar şarkılarında kendisini 'Beyonse' olarak anons etse de 'Beyons' olarak hitap edilmekten bir türlü kurtulamayan Beyoncé'nin kız kardeşi Solange Knowles'un stili, saçlarını kestirdikten ve afroya döndükten sonra fark edilir biçimde değişti; modernleşti, gençleşti, iddialı bir hale geldi. Moda dergileri de bu durumun farkında zaten. Peki ya siz saçlarınızın üzerinizdeki etkisinin farkında mısınız? Bir kadının kendine yapabileceği en büyük iyiliğin iyi bir saç kesimi olduğunu söylemişti... ben diyeyim Yves Saint Laurent... siz deyin Coco Chanel. Kişisel stilden anlayan her bilir kişi aynı şeyi söylüyor. Bize de iyi bir saç kesimiyle kafa sallamak düşüyor bu durumda.
Yukarıdaki fotoğrafta Solange'ın değişim döneminin ilk günlerine tanık oluyoruz. Saçlar kesilmiş, afro henüz taze. Uzamasına ve kabarmasına daha çok var. Afro saçları ve müthiş stiliyle dikkat çeken bir başka kadına, Julia Sarr Samois'e de şuradan bakabilirsiniz.
Solange'ın böyle çılgın makyaj deneyimleri de olmuş.
Hikayemizin en başına dönecek olursak Solange Knowles'u maşalı saçlarla ve düğün makyajıyla buluyoruz. Şu maşalı modeli kuaför tarihinden silecek bir sihirli değneğe ihtiyacım var. Harry Potter'ın final bölümünde bir anda büyüyüp sıradan bir ev kadınına dönüşerek beni hayal kırıklığına uğratan Hermione, biraz daha farklı bir tarza sahip olsaydı... eminim bu konuda bana yardımcı olurdu.
1.8.11
Nine, Salma ve Diane
Nine D'Urso. Bottega Veneta'nın ilk parfümü için Inés De La Fressange'ın doğal güzelliğiyle baş döndüren kızını seçmiş olması pek de şaşırtıcı değil. Markanın tasarımcısı Tomas Maier ve ünlü fotoğrafçı Bruce Weber'in ortaklığıyla çekilen reklam kampanyası (en alta ilerleyiniz) aşk acısı içindeki Nine'nin birbirinden hoş görüntüleriyle dolu.
Gelelim parfüme... Bottega Veneta deyince aklımıza gelen 'iddiasız şıklık ve gösterişsiz kalite' hissi, baz nota olarak kullanılan deriyle bir kere daha vurgulanmış. Tomas Maier, çıkış noktasını şu şekilde özetliyor: " Veneto'da eski bir sahil evi... evin penceresinden görünen, deri kaplı kitaplarla dolu bir odaya dolan yeni kesilmiş çim, yosun, bahçe çiçekleri ve kurumuş otların kokusu." Anlayacağınız yeşil bir tazelik, çiçeksi bir masumiyet ve kafa karıştıran bir doygunluğun formülü bu.
İtalya'dan bergamutu, Brezilya'dan pembe biberi, Hindistan'dan ise yasemin ve paçuliyi, sade ve modern bir şişenin içine hapsetmiş parfümün olfaktif babası Michel Almairac. Ben koklamak için sabırsızlanıyorum! İçimden bir ses bu kokunun Balenciaga'nın debut parfümüne pek yakın bir yerlerde durduğunu söylüyor, doğru olup olmadığını pek yakında göreceğim...

Gelelim pek o kadar da meraklısı olmadığım bir başka kadına... Salma Hayek. Kendisi sinema kariyerine ara vererek güzellik sektörüne adım attı. Senelerce Vichy'de çalışmış büyükannesinin Kızılderili ve Mayalı formüllerini hayata geçiren Hayek, makyaj ve cilt bakımı ürünlerinden oluşan markasına Nuance ismini vermiş. Bu ay raflara dizilecek olan ürünler, doğal formüllere sahip. Aktar kültürünün bir numaralı hayranlarından biri olarak, Salma Hayek'e olan antipatimi bir kenara bırakmak durumunda kaldım. Verdiği bir röportajda cilt bakımını çeşitli bitkileri karıştırarak kendisi yaptığını söylemişti. Cildine bakınca (yenisi, eskisi fark etmez, her fotoğrafında cildi pırıl pırıl) Nuance bir pazarlama stratejisinden daha fazlası olabilir mi acaba diye düşünmedim değil...
Estetik yardımı olmadan, güzellik ve zarafetle yaşlanan bir diğer kadına geçiyoruz şimdi: DVF. Uzun uzun söylemek istersek Diane Von Furstenberg. 70'lerde kızının ismini verdiği, Tatiana isimli bir parfüm ve kozmetik serisiyle modanın her yönüyle ilgilendiğini beyan eden bu asilzadenin şansı, bu konuda wrap elbise ve rengarenk jersey kumaşlar kadar iyi gitmedi ne yazık ki. O yine de pes etmedi ve Sephora için bir koleksiyon hazırladı.
Defilelerinde kırmızı ve fuşya ruju her şeyin önünde tutan Diane Von Furstenberg'in makyaj koleksiyonu, şık ambalajlara ve yumuşak dokulara sahip.
Mesela şu yukarıda gördüğünüz kalemin ismi Lip & Eye Pencil Duet Confidential-Noir. Bir tarafıyla gözlerinizi sürmeliyorsunuz diğer ucuyla dudaklarınızı renklendiriyorsunuz. Ambalaj konusunda bana hak veriyor musunuz? Ben gayet Amerikan, modern ve sade buldum şu ambalajları. Kulağıma gelenlere göre DVF'in çok yakında Sephora ile bir ortaklığı daha olacakmış ve bu kez biz İstanbullular da bu işin bir parçası olabilecekmişiz. Heyecanla bekliyorum.
Nine D'Urso ve Bottega Veneta'ya geri dönüyoruz şimdi. Bruce Weber eşliğinde şöyle diyoruz: "All Of A Sudden My Heart Sings." Hatta bununla da yetinmiyoruz, şurayı tıklıyoruz.
26.7.11
Çok sıkılmış bulunmaktayım...
... Grek Tanrıça konseptini günümüze taşıyan Diane Kruger'de bile gözüme batmaya başlamış şu 'yandan yandan' örgüden... bir de o örgünün uçları böyle kırık kırık, tel tel görünüyor ya... çok daha güzel!! oluyor her şey. Sokakta İstanbullu, turuncu ya da somon rengi ojeli, jean şortunun ceplerini zoraki şekilde dışarı sarkıtmış hangi kızı görüyorsam yine bu saç modeline rastlıyorum. Biz en iyisi bu işi, yeniden sarışınlığa dönen Blake Lively aka Serena Van Der Woodsen'e bırakalım olur mu? Yani 'Gossip Girl'ün eski bölümlerinde kalsın ve bitsin artık.
25.7.11
Bir seyahate 'götürmediğiniz' şeyler
Bazı konularda hiç akıllanmıyoru(m)z. (Ben akıllanmıyorum.) Yakın bir arkadaşımın düğününe gitmek üzere valizimi hazırlarken heyecan içinde ama yine de ekstra dikkatli ve planlıydım. Her elbiseye uygun aksesuar? Alındı. Çeşitli şarj aletleri? Alındı. Saçım için Bıttım sabunu? Alındı. (Bıttım sabununa bak! Mardin'in bağrından kopuyor ve kendini Lausanne'da buluyor.) Guerlain Terracotta, Sephora pudra? Alındı. Kirpik kıvırıcısı? Alındı. Maskara? Aslında sürmeyi düşünmüyorum ama alayım haydi yanıma... Kırmızı ruj? Dudağımdaki uçuklarla doğru bir kombin olmayabilir, bırakayım.
Ve işte büyük hata! İsviçre'nin tertemiz ve medeni havasından olsa gerek, (bir de Asiviral içtiğim için, hello!!!) uçuklarım geçiveriyor ve Ayça'nın düğün günü ben kendimi şunlardan yalnızca bir tanesini edinebilmek uğruna Ouchy'deki tek eczanede buluyorum. Kan kırmızısı, portakal kırmızısı, bordo, narçiçeği, parlak kırmızı, pembe kırmızı... İç geçiriyorum! Benden kilometrelerce ötede, evimde, odamdaki makyaj masamda tam tamına 25 adet kırmızı ruj bulunuyor. Krem, mat pudra, parlatıcı, sıvı... farklı farklı dokularda çeyrek asır adedinde kırmızı ruj! Oysa ki Lausanne'da bir kırmızı rujun onda birine bile sahip değilim. Ben bir hiç miyim Lausanne'da?...
Daha önce hiç kullanmadığım bir markanın, bir daha da kullanacağımı sanmadığım bir rujunu, hak ettiğinden çok daha büyük bir bedel ödeyerek satın alıyorum.
Ve kendi kendime söz veriyorum: Bir daha hiçbir seyahate kırmızı rujsuz gitme. Nokta.
Not: Gelin, çok güzeldi. Bir Grace Kelly'di adeta. Beyaz eldivenleri, zarif topuzu, mutlu gülümsemesi ve ışığıyla hepimizi güzelleştirdi. Hayatının en özel gecesinde Coco Mademoiselle kokmayı tercih etmişti, bu usturuplu seçim de gözümden kaçmadı. Ayça'ma bir de buradan ömür boyu mutluluklar!
21.7.11
'Here Comes The Sun, Little Darling'
Böyle söylüyor Nina Simone. Birkaç sabahtır bana bu cümleyi söylüyor ve o bahsettiği güneş bir süre sonra kavurucu bir öğlen sıcağına dönüşecek olsa da... içimi ferahlatıyor söylediği şey.
Alaçatı'dan kalma bronzluğumu koruyabilmek için bazı konularda biraz sahtekarlık yapmam gerekiyor. Konu güzellik, demek ki her şey mübah. Sephora lansmanındaki sürprizlerle dolu çantamdan çıkan Sun Disk Bronzing Powder'a nedense bugüne kadar yüz vermemişim. Oysa ki şu pudranın kapağını kaldırmak, makyaj masanızda güneşi doğdurmakla eş değerde (inanmıyorsanız fotoğrafa bakın).
Ve hatta daha yakından bakın...
Simsiz ama hafif ışıltılı. 02 Medium rengi (benim kullandığım) biraz bronzlaşıp sonra şehre dönenler için ideal. Hiç bronzlaşmamışlar da alınlarında, elmacık kemiklerinde ve burun kemiğinin hemen üzerinde kullanabilirler.
Bu pudra dışında diğer sahte bronz reçetelerim:
- Guerlain Terracotta Pour Homme
- Guerlain Terra Inca Sublime Radiant Powder
- Cargo Big Bronzer
- NARS LaGuna Illuminator
- Benefit Hoola Bronzing Powder
Bir rica: Lütfen elmacık kemiklerinize sürdüğünüz bronzlaştırıcı pudrayı David Bowie edalarında sert bir çizgi olarak bırakmayın. Karıştırın, dağıtın, yüze güzelce yedirin. Yoksa kim inanır o bronzluğun doğal olduğuna. Koca parçalar halindeki simlerden de uzak durun. 'Aman' deyin.
19.7.11
Tüm 'Leyla'lar ve 'Mecnun'lar, çöle düşmüş, cildi nemsiz kalmış insanlar!
Daha önce bir cilt bakım serisinin üzerinde şu tanımlara hiç rastlamamıştım: 'HydraQuench' (susuzluğu gidermek) ve 'Hot Climates' (sıcak hava iklimi). Sephora Astoria'da elimi nemle ilgili farklı vaatlerde bulunan envai çeşit kremin üzerinde gezindirirken, incecik, mavi bir tüpün üzerinde gördüğüm bu dört kelime 'bir dakika şimdi' dedirtti.
Clarins, her daim güvendiğim bir markadır. Annemin cilt bakımı konusunda pek titiz ve seçici arkadaşlarından biri olan Binnaz sadece Guerlain ve Clarins kullanır mesela. Seneler önce Guerlain'in hem sivilce tedavi eden hem de kapatıcılığı olan Creme Camphrea'sını da bana o tavsiye etmişti.
Yaz aylarında cildim karmaya dönük normal olmasına rağmen, bitmeyen bir kuruluk çekiyor. Yağlı yapıdaki hiçbir ürünü kullanamıyorum. Su bazlı kremlerde ise ürünün sağladığı nem bana asla yetmiyor. Yalnızca yanaklarım değil burnumun üstü bile kuruyor zaman zaman.
Clarins HydraQuench Lotion SPF 15'i bir haftadır kullanıyorum ve çok memnunum. Şu sıralar çöl iklimini aratmayan İstanbul'da, gerçekten de bir Leyla edasında (başlığa uysun diye değil) dolaştığım bu hafta boyunca, cildimde bir kere bile yağlanma ya da kuruma hissetmedim. Tabii ki haftalık peeling'ime ve güneşten korunmaya devam ediyorum ama bu seri, gerçekten de bir şeyleri değiştiriyor ve yoluna koyuyor.
Bir sonraki alışverişimde HydraQuench Bi-Phase Intensive Serum'u da denemek niyetindeyim. HydraQuench Cooling Cream Gel'de de biraz gözüm var.
Size bu satırları yazarken bir bardak koca su içiyorum ve bana öyle geliyor ki bu, bugün içtiğim son bardak olmayacak...
Nemlenmeyi ihmal etmeyin 10dakika'cılar!
15.7.11
Ton-sür-ton
Benefit Cosmetics'in en harika mamüllerinden 'Hello Flawless' pudrayı aylardır kullandığımı ve çok memnun olduğumu yazmıştım. Ancak neden bu kadar memnun olduğum konusunda bir açıklama yapmamış, nedense gizemimi korumayı tercih etmiştim. Sizlerden gelen 'bronzlaştığım zaman doğru pudra rengini nasıl seçeceğim' sorusuna en doğru cevabı yine bu ürün verdiği için kusursuzluğa giden yolda biraz durup soluklanmak ve bu konuyu açıklığa kavuşturmak gerekiyor.
Hello Flawless bence muhteşem bir pudra çünkü:
- Yağsız olduğu halde cildi kurutmuyor.
- SPF 15 koruma faktörü içeriyor.
- Kapatıcılığı tam kıvamında ve ambalajın içinden çıkan fırçayı kullandığınızda daha ince, süngeri kullandığınızda daha kalın bir sonuç elde ediyorsunuz. Sivilce ya da kusurları kapatmak için süngeri sadece sorunlu bölgelere değdirmeniz yeterli geliyor.
- Ambalajı komik ve tatlı (diğer tüm Benefit ürünleri gibi).
- Renkler şunun gibi cümlelerle tanıtılıyor: "Why walk when you can strut? Hazelnut", "I'm cute as a bunny, Natural Honey."
- Sürekli tazelemeniz gerekmiyor. Doğru dozda nemlenmiş, temiz cilde uygulandığında saatlerce kalıcılığını koruyor.
Şimdi gelelim Hello Flawless'ın en güzel yanına. Benefit, sizin için en uygun pudra rengini (karamel, bej, fındıkkabuğu, fildişi) bulmakla kalmıyor, doğru rengin üç farklı tonunu makyaj masanıza sererek yüzünüzde kontür yaratmanızı ve yanık teninizle 'pembeleşmeden' ya da 'turunculaşmadan' pudra sürme özgürlüğünü yaşamanızı sağlıyor. En üstteki fotoğrafta benim üçlü grubumu görüyorsunuz: Tüm kış boyunca kullandığım, en açık renk Shell, yaz güneşiyle ilk temkinli tanışmanın ardından geçiş yaptığım Honey ve bir ton koyu Hazelnut. Bu da demek oluyor ki bir kere ana renginizi buldunuz mu gerisi çorap söküğü gibi geliyor!
Şu an baz olarak Hello Flawless'ı, allık olarak da Guerlain Terracotta For Men'i kullanıyorum. Sonuç: Ultra-doğal.
Arada saçlarınız için Makas'ı tercih edenlerdenseniz Benefit'in şu işbirliği ilginizi çekebilir: İstanbul'daki 7 Sephora mağazasından 150 TL. ve üzeri Benefit alışverişi yapan müşteriler, Makas'dan indirim çeki kazanıyor. Bu indirim çekini istediğiniz zaman kullanabiliyorsunuz. 80 TL. ve üzeri Makas servisi alan müşteriler ise %15 Benefit indirim çeki kazanıyor. Tüm Sephora'larda bu çek 15 Ağustos tarihine kadar kullanılabiliyor.
Ben sizin yerinizde olsam bu hafta sonu Hello Flawless'ın tadına hemen bakar ve cildime bir 'iyi ki varsın' hediyesi veririm.
14.7.11
Bir moda fiilinin çekimi: Couture'üm/Couture'sün/Couture
Armani Privé'de mercan tonlarının küllü lacivertle birlikteliğine tanık oluyoruz ve şu görüntüye tanık olmaktan pek de şikayetçi değiliz. Eyeliner, Couture defilelerinde de başrolü oynamaya devam etti. Böyle bir makyajla defilede salınmak gerçekten çok hoş ama saatler geçirmek için uygun mu bilemiyorum... Gecenin sonunda iki kuyruğun da sapasağlam, aynı uzunlukta durma ihtimali? Hmmm...
Chanel, birkaç sezondur kalbini kaptırdığı metalik etkiden vazgeçmiyor. Markanın sonbahar sezonunda piyasaya çıkaracağı krem farları (tümü metalik) heyecanla bekliyorum. Bir esmeri en güzel gösteren renk lacivert ve mavi tonlarıdır diye boşuna dememişler. Kanıtı yukarıda.
Dior defilesi demek, kod adı makyaj olan sanat eserlerine imza atmak demektir. Bu durum, Paris'in Couture manzarasında da değişmiyor. Bana fazlasıyla deniz kızı kokan şu yukarıdaki fotoğraf, saatler süren bir makyajın sonucu. Altta da yapılışı sırasında çekilen pek estetik bir kareyi görüyorsunuz. İnsanın 'o makyaj bitmesin, böyle yarım kalsın' diyesi geliyor.
Bir de şu saçlar var tabii dikkate alınması gereken...
Bir anda 'küçük deniz kızı'ndan Ursula'ya geçiyoruz ve yaşasın kötülük!!! Cennet fazlasıyla sakin, cehennem ise asla sıkıcı değil. Kanıtı da altta.
Jean Paul Gaultier'nin gözlere odaklanan, 'wicked ballerina' makyajı, benim favorilerimden. Siyah saçlıların her daim kumral kaşlı olmalarını da bir kere daha tavsiye ediyorum yeri gelmişken. (Modelin tam görünemeyen ama kuzguni siyah olduğu tahmin edilen saçları ve kaşları arasındaki ton farkına dikkat.)
İlk Couture performansını gösteren Giambattista Valli, moda eleştirmenlerinin yüzünü güldürmeyi başardı. Onun makyaj tercihi ise 'White Swan' etkisi taşıyordu. Bana mı öyle geliyor yoksa şu an bir yerlerde Tchaikovsky mi çalıyor...
Modellerin defileye çıkmadan birkaç dakika önce, bitmiş makyajları ve kusursuz görüntüleriyle poz verdiği kareler gerçekten de çok etkileyici oluyor. İtirazım yok buna. Benim en sevdiğim görüntüler ise modellerin makyajları tam yapılırken ya da makyajın bir diğer bölümü için kendi hallerinde beklerken objektife takılan kareler... Mesela şu alttaki gibi... Biraz Audrey Hepburn, biraz Paris, biraz jean, biraz doğallık, ultra güzellik.
En en en çok beğendiğim Valentino makyajını, tabağındaki favori yemeğini sona saklayan çocuk edasında sona bıraktım ben de. Tüm doluluğuna ve iddiasına rağmen, iddiasız ve sade görünmeyi başaran bir kadın portresi. Çok zor iş, çok zor... Pembe tazeliktir, gençliktir, yüze renk verir. Pembeyi yalnız yanaklarınızda değil, göz kapaklarınızda da kullanınız efenim. Doğru pembe tonunu bulmak ise 'yeni ağlamış da gözlerini ovalamış' bir görüntü yaratmamak açısından pek mühim.
13.7.11
Meltdown
Kırılmış ruj, tüm güzellik dergilerinde ve sitelerinde bizlere pek hoş gelen, estetik bir görüntü olabilir. Ne zaman ki çantanızdan çıkarıp özenle sürdüğünüz ruj ambalajını terk eder ve aynen şu yukarıda gördüğünüz parçacıklar gibi elinizde kalır... işte o zaman bu görüntü çekilmez hale gelir.
Rujunuzu sürerken, kendinize hakim olup onu en tepeye çıkarmamaya, ambalajın hemen biraz üzerinde durup o şekilde sürmeye çalışın. Erimeye yüz tutmuş rujlarınız için yanınızda minik bir ruj fırçası da taşıyabilirsiniz. Fırça yerine parmakları kullanmak da bir tercih...
Aynı şey göz kalemleri için de geçerli. Kalemtıraşla açarken, çok sivriltmeyin, uç hafifçe sivrilince durun.
Çoktan erimiş rujlarınızı ise ilginç deneyler için kullanmanızı, Sephora'nın minik plastik kavanozları içinde, başka kimsede olmayan yeni renkler yaratmayı mutlaka denemenizi tavsiye ediyorum. Karıştırmaktan korkmayın 10dakika'cılar!
12.7.11
Bazı güzel şeyler
NARS Pro-Prime serisini tanıtan bu French Bulldog, beni gülümsetti sabah sabah. Bir de Kenzo Ça Sent Beau'nun mis gibi kokusu sardı odayı, şişesi de pek şık. Üstelik kutuyu tam olarak açmadan bile bu şıklığı belli ediyor.
11.7.11
Esans itirafnamesi
New West'i hatırladıktan sonra, bugüne kadar (artık nasıl olduysa) ilk parfüm konusuna hiç değinmediğimi fark ettim. Oysa ki bir kadının hayatında ilk parfüm, ilk öpücüğe yakın bir yerlerde durur, özel ve güzel bir şeydir; kadın hissettiren bir 'fıs', geleceğimize dizilmiş heyecanlarla ilgili mis kokulu bir işaret, dişi varlığımızın onaylanmış esans raporudur ilk parfüm. En samimi ve cesur kararları çocukların verdiğini göz önünde bulundurursak, 'lolita' hallerimizle elimizi attığımız ilk parfüm de, kimsenin ne dediğine (ve aslında nasıl koktuğumuza da) bakmayarak, içtenlikle arzuladığımız bir şeyi ele geçirmenin keyfidir.
Ben ilk parfümümün kokusunu tabii ki hatırlıyorum ama ismini kesinlikle hatırlayamadım. 14 yaşımda, İtalyancamı geliştirmek için yollandığım İtalya seyahatinden beni çok heyecanlandıran üç şeyle dönmüştüm: Bir yavru köpek, Naj-Oleari makyaj seti ve ana notası karabiber olan ilk parfümüm. Şişesi biraz New West'e benziyordu ve içinde 'Poivre' (biber) kelimesinin geçtiğini hatırlıyorum. Muhteşem kokuyordu! Belki de bu yüzden L'Artisan'ın Marais'deki butiğinde saatlerce Poivre Piquant kokladım. Le Labo'nun Londra için yarattığı ve bu 'biberli' şehre armağan ettiği Poivre 23 hep 'acaba bir şişe ısmarlasam mı' dedirtti bana.
Ama 'ilk parfümünüz neydi' sorusuna cevap veren tüm 80'li yılların çocukları gibi benim de ikinci şişesine geçtiğim ilk parfümüm Cacharel'in romantik mucizesi Anais Anais'ti. 1978'de yaratılan bu parfüm, taze ve pudralı bir çiçek buketiydi. Portakal çiçeği, sümbül, gül, beyaz zambak ve yasemin, amber ve sandalı çevreliyordu. Dört usta burnun bir araya gelerek yarattığı Anais Anais, satış rekorları kırmıştı. Duty Free'nin en nadide çiçeği olmuştu.
Fransa, ergen kızların kalbine giden kokulu oku fırlatmıştı fırlatmasına ama aynı 8 Hour Cream'le olduğu gibi (hani şu tüm makyörlerin çantasından çıkarmadığı, yaraları iyileştiren, cildi nemlendiren mucize krem) Sunflowers'ın neşe ve gençlik dolu kokusuyla, Amerika'nın en eski kozmetik devlerinden Elizabeth Arden de bu savaşta geride kalmıyordu. Amerikan parfümlerinin ana teması tazelik olduğu için, bu ülkeyi ilk parfüm anlamında sollamak biraz zor zaten. David Apel'in 1993'te yarattığı parfüm, turunçgiller etrafında şekilleniyordu. Portakal, mandalina, bergamut, kavun ve şeftali notalı Sunflowers'ın aslında ayçiçekleriyle pek bir alakası yoktu, daha ziyade güneşte geçirilen bir kır gününü simgeliyordu. Çiçeksi tek notası, gül ağacıydı.
Cabotine, orta son, lise dönemime denk geliyor. Arkamda oturan Filiz, buram buram Cabotine kokardı ve ona çok yakışırdı. Umarım değiştirmemiştir parfümünü. Yine satış rekorları kıran bu parfümden, yıllar içinde göstermeye devam edeceği yüksek performans beklenmiyordu aslında. Cabotine için ayrılan reklam bütçesi çok düşüktü. Yeşil bir parfümdü ve yaratıcısı Jean-Claude Delville'den çok zor bir şey bekleniyordu: Baharın ilk günü gibi kokan ama teni asla terk etmeyen bir parfüm. Himalayalar'ın eteklerinde yetişen bir zambak türü, bu iş için biçilmiş kaftandı. Armut, erik, karanfil, frezya ve menekşe gibi serin çiçekler, parfüm dünyasının efsanevi notası sümbülteber (tuberose), misk ve sedir, Thierry Lecoule tarafından tasarlanan cam çiçeğin içini dolduruyordu. Cabotine, bugün hala bulunabiliyor.
Yaprak anlamına gelen Calyx, zamanı için fazlasıyla sofistike ve katıksız bir kokuydu. Çarkıfelek meyvesi (passionfruit) başroldeydi. Sophia Grojsman'ın Amerikan markası Prescriptives (bu markayı telafuz etmek en büyük İngilizce sınavlarından biri olmuştur) için yarattığı Calyx, şişesinin sadeliği, parfüm dünyasına kazandırdığı yepyeni kalp notasıyla, dünyaya on yıl erken gelmiş bir bebek gibiydi. Mandalina, bergamut, mango, guava, nane, müge, zambak, yasemin, kavun, siklamen, misk, frambuaz ve kadife çiçeğinden oluşan bu zengin kokteyl, 80'li yılların ortasından başlayarak bugüne kadar ismini sayıklayan bir sürü müdavim kazandı. Bana hep votka-limon edalı DKNY'ı hatırlatan Calyx, parfüm dünyasının en hoş hediyelerinden biri bence.
Yeniden Fransa'ya dönüyoruz ve bir kere daha Cacharel diyoruz. Cacharel, parfüm konusunda oldukça iddialı bir moda evi; Anais Anais, LouLou, Eden, Noa gibi klasiklere imza attı. LouLou, muhteşem şişesi ve egzotik/seksi formülüyle sessiz sinemanın efsanevi aktristi Louise Brooks'a ithaf edilmişti. Yazının sonunda izleyebileceğiniz reklam da işte tam buradan geliyordu. Ben LouLou'yu hem kutusu (o zamandan bir çiçek deseni meraklısıydım) hem de şık şişesi yüzünden satın almıştım. Mimoza, Tiare çiçeği, Ylang-Ylang, Tonka çekirdeği, tütsü, sandal, vanilya ve süsen kökü gibi kadınsı notaları, ne o zamanki ruh halime ne de tenime yakışmıştı. Tenin de zamanla değiştiğini ve yıllar önce kullandığınız bir kokuyu bugün denediğinizde çok farklı kokabileceğini biliyorsunuz değil mi 10dakika'cılar?
Annelerimiz gibi kokmak isteyen bizlerin bir diğer ilk parfümü de Givenchy'nin pudra kokulu Amarige'iydi. 'Amariiiij', ultra Fransız bir parfümdü. Mimoza, Ylang-Ylang, gardenya ve diğer beyaz çiçekler etrafında dönen bu koku, sentetik bir başarıydı. Çoğu kadında bitmek tükenmek bilmeyen alerjilere sebep olmuş, Givenchy'nin burnumuzla yaptığı bu 'evliliği' bir daha düşünmesi gerekmişti. Ortaokulda Türkçe hocamız kullanırdı Amarige'i, sınıfa her girdiğinde bir anne kucağı esintisi yayılırdı etrafa.
Yine annelerimizden ödünç alıp bir daha da asla geri vermek istemediğimiz Samsara, esans itirafnamesinin son oyuncusu. Bu muhteşem parfüm, bugün hala masamın üzerinde durur, seksi hissettiğim ya da hissetmek istediğim gecelerde bana eşlik eder. Bir Guerlain klasiği olarak tanımlayabileceğim Samsara, Jean Paul Guerlain tarafından yaratılmış odunsu ve oryantal bir parfümdür. Reenkarnasyon, yeniden doğum döngüsünü anlatan bu kavramla parfümünü vaftiz eden Guerlain'in amacı, 1989 doğumlu Samsara ile makyaj ve parfümü fazla kaçıran kadınlara yeni bir esans yolu açmaktı aslında. Oryantal notalarla şekillenmiş olmasına rağmen, Samsara, şaşılacak derecede modern ve sofistike bir kokudur. Limonlu bir başlangıcı, yasemin, odunla tütsülenmiş zambak, menekşe ve narin bir gül notası takip eder. Tonka çekirdeği, sandal, amber ve misk parfümün ana notalarıdır.
Aklıma gelen (ve sizin de yazdığınız) diğer ilkler arasında Chanel No:5, Red Jeans, Benetton, L'Air Du Temps, Clinique Happy (en sevdiklerimden), Issey Miyake gibi güzellikler de var. Henüz bu konuda fikir beyan etmemiş olanlara da soruyorum: Sizin ilk parfümünüz neydi? Şu iki reklamı izledikten sonra hemen yazın buraya!
Subscribe to:
Posts (Atom)
Labels
10dakikagecikiyorummakyajımbitmedi
15 Eylül 2011
1925
1990
2010 top 10
2011
2011 Yılbaşı
2012
40
5 Couleurs Eye Palette
5 Kutu Güzellik
A Scent Eau de Parfum Florale
Abbey Lee Kershaw
Acqua Di Gio
Acqua Di Gioia
Adios
afro
Afterglow
Agyness Deyn
aksesuar
Alaçatı
Alberto Morillas
Alex Box
Alexa Chung
Alexander Wang
Ali MacGraw
Alien
alışveriş
ALL
All Decked Out
allık
Allure Sensuelle
Almodovar
Almost Nude
altın
Amarige
ambalaj
amber
Amira Ahmed
Amra Cerkezovic
Ana Claudia Michels
Anais Anais
Angel
Angel Eau de Toilette
Angel Innocent
Anna Sui
anneler günü
antioksidan
ara ton
aralık
Arizona Muse
Armani
Armani Privé
aseton
Asmer Ayak Sağlığı Merkezi
Astrid Berges Frisbey
Autumn Leaves
Ava Gardner
aydınlatıcı
Azra
B.right Radiant Skincare
backstage
Backyard Bill
badem esansı
badem yağı
Baiser Volé
bakım
bal
Balenciaga
Balm Urgency "Boo Boos" Express Solution Skin Repair
Balmain
balyaj
Bambi Northwood-Blyth
banyo
banyo köpüğü
Barbara Paley
Bare Minerals
baz
beach hair
Beauty Bomb
Beauty Knife
Bella Swan
Belle D'Opium
Ben Gorham
Benefit Bad Gal
Benefit Bathina
Benefit Benetint
Benefit Brow Bar
Benefit Cosmetics
Benefit Crescent Row
Benefit Lipscription
Benefit Ooh La Lift
Bengali
Bento Box
Bepanthen
beslenme
Best Buys of 2011
beyaz
Beyoncé
Bi-Facil
Bimba Bosé
Biotherm
Biphase
bitkisel yağ
Black Swan
Blake Lively
bleach
Bleu de Chanel
blog
blogger
blonde
Blu-Ray
Blue Denim
bob
Bobbi Brown
Body Oil
Body Scrub
Body Wash
Bombay-Paris
bordo
bordo ruj
Bottega Veneta
Boy George
Brad Pitt
Brasil Dream
Brazilian Keratin Treatment
Bremenn
Brigitte Bardot
bronz
bronzlaştırıcı pudra
Brunette Eyes
buğday
Burberry Body
Burberry Prorsum
butik parfüm
Butter Shine Lipstick
Bvlgari Jasmin Noir
Byredo
C vitamini
California Nail Bar
Calyx
Cambon
Cameron Diaz
Cannes
çanta
CARGO
Carla Bruni-Sarkozy
Carmen Kass
Caroline Sieber
Carrie Bradshaw
Cartier
Cashmere Mist
Catherine Deneuve
catwalk
çekim
Celine
Cem Bora
Ceylan Atınç
Ceylan Çapa
Cha Cha Tint
Chance Eau Fraiche
Chance Eau Tendre
Chanel
Chanel Allure
Chanel Chance
Chanel No. 5
Charlize Theron
Charlotte Casiraghi
Charlotte Gainsbourg
chignon
Chloé
Christian Dior
Christina Ricci
Christy Turlington
Chubby Stick
Chunky Cherry
çiçek
çikolata
çil
cilt
cilt bakımı
cilt kremi
cilt temizliği
Çin
Claire Danes
Clarins
Claudia Schiffer
Clinique
Clinique Happy
Coco Chanel
Coco Eau de Parfum
Coco Mademoiselle
Coco Noir
Coconut Grove
Codie Young
concealer
Constance Joblanski
Contemporary 10
Coralista
Cosmopolitan
Couture 2011
Couture 2012
Cozy
Cristalliste
Crystal Renn
Cumhuriyet Bayramı
Cut By Fred
Dahlia Noir
Daily Energizer
Dalan
dantel
Daphne Groeneveld
Daphné Hezard
DayWear
DazedandConfused
dedikodu
defile
Delight
Demi Moore
Deniz Tokgöz
deniz ve güneş
Deniz Yeğin İkiışık
dergi
dermatolog
Dessin Du Regard
detay
Diana Vreeland
Diane
Diane Keaton
Diane Kendal
Diane Kruger
Diane Von Furstenberg
Diba
Dick Page
Dior Addict
disk
DIY
dizi
doğal
doğal makyaj
doğal yağ
Dolce and Gabbana
Donna Karan
dore
dövme
Drew Barrymore
Dries Van Noten
dudak bakımı
dudak dolgunlaştırıcı
dudak kalemi
dudak kontürü
dudak nemlendirici
dudak parlatıcı
düğün
duş jeli
E vitamini
Eclipse
eczane
Editions De Parfums Frédéric Malle
ekstra
el bakımı
El İstanbul
el kremi
Elele
Elena Anaya
Elie Saab
Elizabeth Taylor
ELLE Türkiye
ELLE UK
Ellen Barkin
elmacık kemiği
Elodie Bouchez
Elsa Schiaparelli
Emily Weiss
Emma Watson
Emmy
Enchanted Glamourland
Ensar Cantürk
Erborian
erkek
Ernest Beaux
eşantiyon
Esmeray Yıldırım
Essenza
Essie
Esteé Lauder
Estée Lauder
estetik
Eva Herzigova
Eva Mendes
Evan Rachel Wood
evde yap
Even Better Eyes
Exfoliating Face Disc
express serisi
Express Solution Fatigue Eraser
eyeliner
Ezgi Tanlak
Face Forward
facebook
far
far paleti
Fashion Night Out
Federico Grigorini
fetiş
film
Fioravanti
flashback
floral
FNO
fondöten
fotoğraf
François Berthoud
François Demachy
François Nars
Franziska Müller
Freckles Crayon
Fred Farrugia
Frédéric Malle
Freja Beha Erichsen
Frenzy
Frida Kahlo
Funny Face
Gabrielle Chanel
GAP
Garancé Dore
Gaultier
gelin
Gemma Ward
Génifique
Georgia
Giambattista Valli
Gigi
Ginta Lapina
Giorgio Armani
Gipsy
Girl Meets Pearl
Girls
Gisele Bundchen
Givenchy
Glowla
Golden Globes
Gönül Ergenekon
göz çevresi
göz farı
göz kalemi
göz makyajı
Gözde Atakoğlu
Grace Kelly
Grammy
Graphite
gri
Gucci
Guerlain
Guido Palau
Guilty
gül suyu
güneş
güzellik
Gwen Stefani
Gwyneth Paltrow
haber
haki
hamam
Hanneli Mustaparta
happy pastels
Harmonie De Printemps
Harper's Bazaar
hassas
Hazal Yılmaz
HBO
Head Mistress
Healthy Glow Powder
Heath Ledger
hediye
Helena Christensen
Hello Flawless
Hello Flawless Oxygen Wow
Herborist
Hi Panda
High Beam
High Brow
High Brow Glow
High Impact
hikaye
hindistancevizi
Hint
holiday collection
Holiday Palette
Hollywood
hot now
Hotel Costes
Huile de Corps
Huile Prodigieuse
HydraQuench
Hypnose
Hypnose Precious Cells
I Love Chanel
i-d
I'm Glam
Idealist
IFW 2010
IFW2010
ikon
ilham
ilik bakımı
ilkbahar
İlkbahar/Yaz 2011
İlkbahar/Yaz 2012
İlkbahar/Yaz 2013
Illamasqua
Illusion D'Ombre
illüstrasyon
ince telli saç
inci
indirim
Industrie
Inés De La Fressange
İngiltere
Instant Bucolique
InStyle
Interview
İnto The Gloss
İsabel Lucas
Isabella Rossellini
Issey Miyake
İstanbul
İstinyePark
It-Blue
İtalya
ışık ve gölge
J'Adore
Jac Jagaciak
Jak and Jil
January Jones
Jean Paul Gaultier
Jeanine Lobell
Jenna Menard
Jennifer Connelly
Jennifer Lopez
Jennifer Love Hewitt
Jessica Alba
Jiji
Jil Sander
Jimmy Choo
John Frieda
Josephine de la Baume
juicy tubes
Justjellycat
kabarık saç
kabuki
Kabuki Artisan Brushes
kadifemsi göz çevresi
kadın
kahverengi
kajal
kakül
kampanya
kapak
kapatıcı
Karl Lagerfeld
Karla's Closet
Karleidoscope
kaş
kaş açmak
kaş farı
kaş fırçası
kaş kalemi
kaş seti
Kat Dennings
Kate Middleton
Kate Moss
Kate Winslet
Katie Holmes
Katy Perry
Keira Knightley
Kelly Framel
Kemal Baykar
Kenzo Jungle L'Elephant Perfume
Kenzo parfüm
Kérastase
keratin
kese
kesim
Kevyn Aucoin
keyif
khol
kirpik
kirpik bakımı
Kirsten Dunst
kisrten dunst
kitap
kırmızı
kırmızı halı
kırmızı oje
kırmızı ruj
kış
kış bakımı
kısa saç
kıvırcık saç
kızarıklık
kızıl saç
klasik
kohl
koleksiyon
koyu halkalar
krem
krem far
kristal
Kristen McMenamy
Kristen Stewart
kuaför
kült
kuru şampuan
kuru yağ
küt kesim
kuyruk
L.I.L.Y
L'Air de Nina Ricci
L'Eau de Chloé
L'Officiel
La Base Dewy Glow
La Déesse
Lacquer
Lady Gaga
Laetitia Casta
LaGuna
lame
Lana Del Rey
Lancaster
Lancome
lansman
Lanvin
Lara Stone
lash amplifier
LashPlus
Laura Bailey
Lauren Hutton
Le Vernis
Léa Seydoux
Leighton Meester
leke
Lemon Meringue
Les Exclusifs de Chanel
Les Fleurs D'Ete
Let's Dance
limon
Linda Evangelista
Linda Rodin
lip balm
lip gloss
Lisa Eldridge
liste
Liv Tyler
Liya Kebede
Liz Taylor
Loewe
Londra
Lookin' To Rock Rita
loose powder
losyon
Louise Brooks
LouLou
Love Magazine
Luca Turin
lüks
Lush Flush Lip and Cheek Stain
M.A.C
M.I.A
MAC Kanyon
macenta
maden suyu
Madonna
mağaza
magenta
Magic Ink
Maiko
Make My Lemonade
Make Up For Ever
Make Up Masters 2012
Make Up Your Mind Beauty Weekend
Make-Up Masters
Makeup Your Mind Express Yourself
Making Faces
makyaj
makyaj çantası
makyaj çıkarıcı
makyaj fırçası
makyaj koleksiyonu
makyaj seti
makyajsızlık
makyör
makyöz
malzeme
Mandy Moore
manikür
Marc Jacobs
Marcus Piggott
Margot Tenenbaum
Mariacarla Boscono
Marilyn Monroe
Mario Sorrenti
Mario Testino
Marjorie Durand
Mark Rothko
Marni
Mary-Kate Olsen
maskara
maske
mat oje
mat ruj
mavi
Maya Arulpragasam
Mefisto
mektup
Melis İlkkılıç
Meltem Cumbul
mercan
merhem
Mert Alaş
Meryl Streep
mesaj
metalik
Michael Jackson
Michael Kors
Michelle Williams
Milano
Miracle
Misfit
misk
Missoni
Missy Rayder
moda
moda editörü
Moda Haftası
model
Molly Sims
Monica Vitti
Monika Jagaciak
Monoi Body Glow ll
monoi tiare
Moon Beam
morluk
Moroccan Oil
Multiple Stick
mürdüm ruj
Musc Amande
müzik
nail patch
Nails Inc.
Naked 2
Nana
nane
Naomi Watts
Narciso Rodriguez
NARS
NARSskin
Natalia Vodianova
Natalie Portman
Natasha Poly
Naz Dipçin
nem
nemlendirici
Neo Hair Design Studio
neon
New West
New York
Nicolas Ghesquiére
Nicole Richie
Nina Ricci
Nine D'Urso
Nişantaşı
No 19 Poudré
No 5 Eau Premiére
No:5
Noir Couture
Noir Couture Mascara
nostalji
nota
Nuance
numara
Nutiva
Nuxe
O2 D Biotic
Ödül Töreni
Oh My Chérie
oje
okuyucu
Olio Lusso
Olivia Palermo
ombre french manikür
ombre hair
onarıcı
öneri
Opium
organik
organizasyon
Orgasm
örgü
oryantal
Oscar Ödül Töreni
Osman Başyiğit
paçuli
palet
pamuk
Pan Am
Pantone Universe
paraben
Paradoxal
parfüm
parfümör
Paris
parti
pastel
Pat McGrath
Patrick Demarchelier
pazar
pazar pazar
pazartesi
pedikür
peeling
peggywolf
pembe
Penelope Cruz
Penny Lane
Peridot
Perk Up Artist
Peter Philips
Peter Phillips
Phenomen'Eyes
Philip Lim
Phoebe Philo
pigment
Pixie
Pınar Yeğin
platin
Platinum Egoiste
portakal
Post Card by CARGO
Prada
Prada Candy
pratik bilgi
Pro-Prime
protein
Prrrowl
pudra
Pure Radiant Tinted Moisturizer
Pureness
Purple Khaki
QNail Bar
Quartz
Rachel Bilson
Rag and Bone
Rankin
Raquel Zimmermann
reklam
reklam filmi
Rene Furterer
renk
renkli nemlendirici
Resort 2013
retro parfüm
Retrochic
Rexaline
Rick Owens
Rihanna
Rive Gauche Pour Homme
Roberto Cavalli
Rochas
Rodarte
Ron Arad
Rooney Mara
röportaj
Rose Khaki
Rouge Allure
Rouge Allure Velvet
Rouge Coco
Rouge Coco Shine
Rouge Noir
ruj
sabah hazırlığı
sabun
saç
saç bakım kremi
saç bakımı
saç boyası
saç kesimi
saç kremi
saç modeli
saç rengi
SAG Awards 2012
sağlık
sahil
sahne makyajı
sakız
Sakura
salatalık
Salma Hayek
Sam Mcknight
şampuan
Samsara
sanat
sandal ağacı
sarışın
Saskia De Brauw
saydam ruj
Scarlett Johansson
Schiap
Scott Shuman
Sculpting Kit
Seda Yılmaz
Sedat Temur
Self Service
selülit
Sensuous Nude
Separfüm
Sephora
Sephora Astoria
Sephora by OPI
Sephora Capitol
Sephora Collection
Sephora Demirören İstiklal
Sephora Exclusive
Sephora Express
Sephora Fluo
Sephora HAIR
Sephora İstinyePark
Sephora Nail Art
Sephora Palladium
Sephora Shine Lipstick
Sephora Sonbahar/Kış 2011
Serge Lutens
serum
seyahat
Shakira
Shalimar
Sharon Stone
sheer lipstick
Shiseido
Sienna Miller
Signature Lipstick
sim
Simon Nessman
Simone Legno
sinema
Şirin Ediger Bayülgen
şişe
Sisley
siyah
siyah makyaj
siyah nokta
sıvı allık
Skin Energetic
smokey eyes
Smoky Blue
Snow White and The Huntsman
So Hooked On Carmella
Sofia Coppola
Sofia Loren
Solange Knowles
Some Beauty To Love
sonbahar
Sonbahar/Kış 2010
Sonbahar/Kış 2011
Sonbahar/Kış 2012
Sophia
Sophia Loren
Sophie Dahl
sorucevap
SPF
spor
spor salonu
Stella McCartney
Stephanie Seymour
stil
Stila
street style
Strivectin SD
Strivectin SD Sensitive
Style Awards
STYLE BOOM
style.com
Sugar Body Scrub
sümbülteber
Summertime De Chanel
Sun Beam
Sunny Diane
Süper Dergi
Super Foot Scrub
süpermodel
sürme
süt
sütlü su
Sweet New Ride
Take a Bow
takma kirpik
taktik
Tamara Mellon
Tangerine Tango
Tania Sanchez
tarif
tatil
tavsiye
Taylor Tommasi Hill
teknoloji
televizyon
temel bilgiler
temizlik
ten kokusu
Terracotta
Terracotta Inca Summer Make Up
Terracotta Lady
teşekkür
Thakoon
Thann
The Coveteur
The Garden of Good and Eva
The Golden Globes
The Hundred Classics
The Little Book Of Perfumes
The Multiple
The Porefessional
The Quickie Chronicles
The Sartorialist
They're Real
Thierry Mugler
tipografi
tırnak bakımı
Tokidoki
Tom Ford
Tom Pecheux
Tommy Ton
Tonik
Too Faced
topuz
törpü
Touche Eclat
toz pudra
trend
Trésor
Tru
True Blood
tuberose
Tülin Kermen
turuncu
Tuxedo
Twiggy
Twilight
uçuk
Urban Decay
uzun saç
Valentino
Vanilla Sky
vanilya
Vanitas
Vatan
Velvet Gloss Lip Pencil
Velvet Matte Lip Pencil
Vera Wang
Verda Alaton
Versace
Vetiver
Vidal Sassoon
video
vintage
Visionnaire
vişne çürüğü
Vita Liberata
Vogue
Vogue Germany
Vogue Japan
Vogue Paris
Vogue Türkiye
Vogue UK
vücut bakımı
vücut kremi
vücut losyonu
vücut makyajı
vücut peeling
vücut yağı
W
waterproof
White Lucency
Wicked
Wild Safari
XOXO
yara
yarışma
yasemin
yaşlanma karşıtı
Yasmin Le Bon
yaz
yeni sezon
yenilik
Yes To Blueberries
Yes To Carrots
Yes To Cucumbers
yılbaşı
yılbaşı seti
You Rebel Lite
YSL
Yunanistan
Yves Saint Laurent
Zeynep Özatalay
zeytinyağı
Zulu