13.7.11

Meltdown






















Kırılmış ruj, tüm güzellik dergilerinde ve sitelerinde bizlere pek hoş gelen, estetik bir görüntü olabilir. Ne zaman ki çantanızdan çıkarıp özenle sürdüğünüz ruj ambalajını terk eder ve aynen şu yukarıda gördüğünüz parçacıklar gibi elinizde kalır... işte o zaman bu görüntü çekilmez hale gelir.

Rujunuzu sürerken, kendinize hakim olup onu en tepeye çıkarmamaya, ambalajın hemen biraz üzerinde durup o şekilde sürmeye çalışın. Erimeye yüz tutmuş rujlarınız için yanınızda minik bir ruj fırçası da taşıyabilirsiniz. Fırça yerine parmakları kullanmak da bir tercih...

Aynı şey göz kalemleri için de geçerli. Kalemtıraşla açarken, çok sivriltmeyin, uç hafifçe sivrilince durun.


Çoktan erimiş rujlarınızı ise ilginç deneyler için kullanmanızı, Sephora'nın minik plastik kavanozları içinde, başka kimsede olmayan yeni renkler yaratmayı mutlaka denemenizi tavsiye ediyorum. Karıştırmaktan korkmayın 10dakika'cılar!

12.7.11

Bazı güzel şeyler




















NARS Pro-Prime serisini tanıtan bu French Bulldog, beni gülümsetti sabah sabah. Bir de Kenzo Ça Sent Beau'nun mis gibi kokusu sardı odayı, şişesi de pek şık. Üstelik kutuyu tam olarak açmadan bile bu şıklığı belli ediyor.


11.7.11

Esans itirafnamesi





New West'i hatırladıktan sonra, bugüne kadar (artık nasıl olduysa) ilk parfüm konusuna hiç değinmediğimi fark ettim. Oysa ki bir kadının hayatında ilk parfüm, ilk öpücüğe yakın bir yerlerde durur, özel ve güzel bir şeydir; kadın hissettiren bir 'fıs', geleceğimize dizilmiş heyecanlarla ilgili mis kokulu bir işaret, dişi varlığımızın onaylanmış esans raporudur ilk parfüm. En samimi ve cesur kararları çocukların verdiğini göz önünde bulundurursak, 'lolita' hallerimizle elimizi attığımız ilk parfüm de, kimsenin ne dediğine (ve aslında nasıl koktuğumuza da) bakmayarak, içtenlikle arzuladığımız bir şeyi ele geçirmenin keyfidir.


Ben ilk parfümümün kokusunu tabii ki hatırlıyorum ama ismini kesinlikle hatırlayamadım. 14 yaşımda, İtalyancamı geliştirmek için yollandığım İtalya seyahatinden beni çok heyecanlandıran üç şeyle dönmüştüm: Bir yavru köpek, Naj-Oleari makyaj seti ve ana notası karabiber olan ilk parfümüm. Şişesi biraz New West'e benziyordu ve içinde 'Poivre' (biber) kelimesinin geçtiğini hatırlıyorum. Muhteşem kokuyordu! Belki de bu yüzden L'Artisan'ın Marais'deki butiğinde saatlerce Poivre Piquant kokladım. Le Labo'nun Londra için yarattığı ve bu 'biberli' şehre armağan ettiği Poivre 23 hep 'acaba bir şişe ısmarlasam mı' dedirtti bana.


Ama 'ilk parfümünüz neydi' sorusuna cevap veren tüm 80'li yılların çocukları gibi benim de ikinci şişesine geçtiğim ilk parfümüm Cacharel'in romantik mucizesi Anais Anais'ti. 1978'de yaratılan bu parfüm, taze ve pudralı bir çiçek buketiydi. Portakal çiçeği, sümbül, gül, beyaz zambak ve yasemin, amber ve sandalı çevreliyordu. Dört usta burnun bir araya gelerek yarattığı Anais Anais, satış rekorları kırmıştı. Duty Free'nin en nadide çiçeği olmuştu.

























Fransa, ergen kızların kalbine giden kokulu oku fırlatmıştı fırlatmasına ama aynı 8 Hour Cream'le olduğu gibi (hani şu tüm makyörlerin çantasından çıkarmadığı, yaraları iyileştiren, cildi nemlendiren mucize krem) Sunflowers'ın neşe ve gençlik dolu kokusuyla, Amerika'nın en eski kozmetik devlerinden Elizabeth Arden de bu savaşta geride kalmıyordu. Amerikan parfümlerinin ana teması tazelik olduğu için, bu ülkeyi ilk parfüm anlamında sollamak biraz zor zaten. David Apel'in 1993'te yarattığı parfüm, turunçgiller etrafında şekilleniyordu. Portakal, mandalina, bergamut, kavun ve şeftali notalı Sunflowers'ın aslında ayçiçekleriyle pek bir alakası yoktu, daha ziyade güneşte geçirilen bir kır gününü simgeliyordu. Çiçeksi tek notası, gül ağacıydı.













































Cabotine, orta son, lise dönemime denk geliyor. Arkamda oturan Filiz, buram buram Cabotine kokardı ve ona çok yakışırdı. Umarım değiştirmemiştir parfümünü. Yine satış rekorları kıran bu parfümden, yıllar içinde göstermeye devam edeceği yüksek performans beklenmiyordu aslında. Cabotine için ayrılan reklam bütçesi çok düşüktü. Yeşil bir parfümdü ve yaratıcısı Jean-Claude Delville'den çok zor bir şey bekleniyordu: Baharın ilk günü gibi kokan ama teni asla terk etmeyen bir parfüm. Himalayalar'ın eteklerinde yetişen bir zambak türü, bu iş için biçilmiş kaftandı. Armut, erik, karanfil, frezya ve menekşe gibi serin çiçekler, parfüm dünyasının efsanevi notası sümbülteber (tuberose), misk ve sedir, Thierry Lecoule tarafından tasarlanan cam çiçeğin içini dolduruyordu. Cabotine, bugün hala bulunabiliyor.
























Yaprak anlamına gelen Calyx, zamanı için fazlasıyla sofistike ve katıksız bir kokuydu. Çarkıfelek meyvesi (passionfruit) başroldeydi. Sophia Grojsman'ın Amerikan markası Prescriptives (bu markayı telafuz etmek en büyük İngilizce sınavlarından biri olmuştur) için yarattığı Calyx, şişesinin sadeliği, parfüm dünyasına kazandırdığı yepyeni kalp notasıyla, dünyaya on yıl erken gelmiş bir bebek gibiydi. Mandalina, bergamut, mango, guava, nane, müge, zambak, yasemin, kavun, siklamen, misk, frambuaz ve kadife çiçeğinden oluşan bu zengin kokteyl, 80'li yılların ortasından başlayarak bugüne kadar ismini sayıklayan bir sürü müdavim kazandı. Bana hep votka-limon edalı DKNY'ı hatırlatan Calyx, parfüm dünyasının en hoş hediyelerinden biri bence.
























































Yeniden Fransa'ya dönüyoruz ve bir kere daha Cacharel diyoruz. Cacharel, parfüm konusunda oldukça iddialı bir moda evi; Anais Anais, LouLou, Eden, Noa gibi klasiklere imza attı. LouLou, muhteşem şişesi ve egzotik/seksi formülüyle sessiz sinemanın efsanevi aktristi Louise Brooks'a ithaf edilmişti. Yazının sonunda izleyebileceğiniz reklam da işte tam buradan geliyordu. Ben LouLou'yu hem kutusu (o zamandan bir çiçek deseni meraklısıydım) hem de şık şişesi yüzünden satın almıştım. Mimoza, Tiare çiçeği, Ylang-Ylang, Tonka çekirdeği, tütsü, sandal, vanilya ve süsen kökü gibi kadınsı notaları, ne o zamanki ruh halime ne de tenime yakışmıştı. Tenin de zamanla değiştiğini ve yıllar önce kullandığınız bir kokuyu bugün denediğinizde çok farklı kokabileceğini biliyorsunuz değil mi 10dakika'cılar?


























Annelerimiz gibi kokmak isteyen bizlerin bir diğer ilk parfümü de Givenchy'nin pudra kokulu Amarige'iydi. 'Amariiiij', ultra Fransız bir parfümdü. Mimoza, Ylang-Ylang, gardenya ve diğer beyaz çiçekler etrafında dönen bu koku, sentetik bir başarıydı. Çoğu kadında bitmek tükenmek bilmeyen alerjilere sebep olmuş, Givenchy'nin burnumuzla yaptığı bu 'evliliği' bir daha düşünmesi gerekmişti. Ortaokulda Türkçe hocamız kullanırdı Amarige'i, sınıfa her girdiğinde bir anne kucağı esintisi yayılırdı etrafa.










































Yine annelerimizden ödünç alıp bir daha da asla geri vermek istemediğimiz Samsara, esans itirafnamesinin son oyuncusu. Bu muhteşem parfüm, bugün hala masamın üzerinde durur, seksi hissettiğim ya da hissetmek istediğim gecelerde bana eşlik eder. Bir Guerlain klasiği olarak tanımlayabileceğim Samsara, Jean Paul Guerlain tarafından yaratılmış odunsu ve oryantal bir parfümdür. Reenkarnasyon, yeniden doğum döngüsünü anlatan bu kavramla parfümünü vaftiz eden Guerlain'in amacı, 1989 doğumlu Samsara ile makyaj ve parfümü fazla kaçıran kadınlara yeni bir esans yolu açmaktı aslında. Oryantal notalarla şekillenmiş olmasına rağmen, Samsara, şaşılacak derecede modern ve sofistike bir kokudur. Limonlu bir başlangıcı, yasemin, odunla tütsülenmiş zambak, menekşe ve narin bir gül notası takip eder. Tonka çekirdeği, sandal, amber ve misk parfümün ana notalarıdır.



Aklıma gelen (ve sizin de yazdığınız) diğer ilkler arasında Chanel No:5, Red Jeans, Benetton, L'Air Du Temps, Clinique Happy (en sevdiklerimden), Issey Miyake gibi güzellikler de var. Henüz bu konuda fikir beyan etmemiş olanlara da soruyorum: Sizin ilk parfümünüz neydi? Şu iki reklamı izledikten sonra hemen yazın buraya!








9.7.11

Bir parfüm ya da makyaj koleksiyonu kampanyasında mutlaka görmek istediğim kız





















Söz konusu kişi 'Pirates Of The Caribbean' serisinin artık bilmem kaçıncı bölümünde bir siren olarak ekranlara yansımış olan Astrid Berges Frisbey. Son zamanlarda neredeyse sadece Chanel Couture içinde dolaştığından Karl Lagerfeld de onu bir reklam kampanyasında görmek istiyor diye düşünüyorum... mesela Chanel No:5 Eau Premiére'e pek yakışırdı Astrid.

7.7.11

Nostalji: Bu parfümü hatırlıyor musunuz?






















90'lara damgasını vuran New West, Aramis için Yves Tanguy tarafından yaratılmıştı. Her ne kadar yeşil bir floral olarak tanımlansa da biz onu en baskın notası karpuzun yarattığı 'cool' etkisiyle hatırlıyoruz. New West'in esans haritasında erik, menekşe, şeftali ve bergamut üst notalarda karpuza eşlik ediyor. Ortada siklamen, karanfil, zambak, nane, yasemin, galbanum (kasnı otuzu sakızı olarak dilimize çevrilen tütsü kokulu bir sıvı), gül ve çam ağacı yer alıyor. Aramis'in parfüm yerine 'skinscent' (ten kokusu) olarak nitelendirdiği New West'in kalbinde deri, amber, misk, sedir ve yosun var.

New West benim için muhteşem bir yaz kokusuydu çünkü sabahın en erken saatinde deniz kenarına inmişim ve kıpkırmızı bir karpuzu ortadan ikiye kesmişim hissini uyandırırdı. Müdavimlerinin hala bir şekilde, bir yerlerden temin ettiği bu güzel koku, ne yazık ki artık parfümerilerde satılmıyor.


Daha sonraları satış rekorları kıran L'Eau Par Kenzo, Davidoff Cool Water gibi serin tınılı, okyanus kokulu parfümlerin tanrıçasıdır New West ve ne yazık ki o dönemlerde parfüm dünyasına hediye edilen, tüm sentetikliğine rağmen burnumuzu mest eden diğer esanslar gibi onun da soyu tükenmiştir. Parfüm repertuarlarındaki bu eksiklikle başa çıkamayan bazı New West'çiler soluğu Dyptique standında alarak, Philosykos'u (incir bazlı, yine serin ve yeşil bir koku) denemiş, bir kısmı aradığı şeye yaklaştığını düşünerek sevinmiştir.


Bu cool ve feminen dinazoru saygıyla selamlıyorum.

6.7.11

Günbatımı, şeftali ve Campari


























Yazın tırnak rengi, turuncudan başka ne olabilirdi ki? Aslında tırnağımdaki renk, şeftaliden ziyade kayısıya yakın. Sarıya dönük, pastel bir turuncu. Kararmamış olduğum için rahatlık ve mutlulukla kullanıyorum kendisini, yalnız bu sezon değil her yaz favorim.

Makyaj detoksu





















Makyajın tüm eğlencesine, keyfine rağmen itiraf etmek zorundayım ki 'makyajsızlık' da (hele bir de tüm sene, her sabah bir ritüel edasında makyaj yapan bir insansanız) pek rahatlatıcı olabiliyor. Gerçek bir mola...

Makyaja bir süreliğine ara vermiş olmam, yüz ve vücut bakımından pes ettiğimi düşündürmesin. Senelerin disiplininden sonra (neyse ki bu konuda disiplinliyim) fişi bir anda çekmek mümkün değil. Yağlara teslim olmuş vaziyetteyim. Her gün soluğu Canan Eczanesi'nde alıyorum ve bu 'vıcık vıcık' tutkum karşısında afallayan ama yardımlarını da eksik etmeyen çok tatlı bir kadına, her gün yeni bir yağ siparişi veriyorum. Karışımlarım gittikçe daha da güzel kokmaya, daha iyi işlemeye başladı.

Dolayısıyla sizlerin huzuruna çıkmaya hazırlar.


SAÇ İÇİN:

Jojoba, badem, ceviz, ısırgan otu, kakao ve kayısı yağlarını karıştırıyorum. Her gün saçıma bu karışımı sürüyorum. Denize gitmeden önce, denizden çıktıktan hemen sonra. Daha önce saçlarımı Bıttım sabunuyla yıkamaya başladığımı (bir ay oldu başlayalı) yazmıştım. Sanıyorum bu sabun ve yağın yardımıyla oldu, saçlarım gürleşti, yumuşadı ve hızla uzuyorlar. Eğer yağlı saçlara sahipseniz bu karışım biraz ağır gelebilir, yalnızca saç uçlarına uygulayın. Kakao, çok güçlü bir yağ. Onu dışarıda tutmayı da tercih edebilirsiniz.


VÜCUT İÇİN:

Badem, susam ve ceviz yağını karıştıyorum. Sabah ve akşam tüm vücuduma sürüyorum. Etkisini anlatamam, denemeniz lazım. Tüm günü tuzlu suda geçirsem bile vücudum kurumuyor. Bir de geçen gün aynı karışımın içine biraz deniz kumu (tuzu değil, hayır) karıştırdım. O karışımla peeling yaptım. Hiç fena değildi 10dakika'cılar.


SELÜLİT İÇİN:

Kekik, biberiye, portakal ve çörekotu yağlarını karıştırıyorum. Portakalın esansı çok yoğun. Daha çok kekik ve biberiye, daha az portakal olmalı. Çörekotundan bolca koymanızda bir sakınca yok. Bu yağı sabah/akşam kuru bacaklarınıza sürüp bir keseyle kızarana kadar yukarıdan aşağı, aşağıdan yukarı (asla sağa ve sola değil) masaj yapacaksınız. Sonra yerinizde durmak yok. Hazır kan dolaşımı hızlanmışken bir egzersizle dolaşımı daha da hızlandıracaksınız. Yürüyün, koşun ya da yerde bacak egzersizleri yapın.


YÜZ İÇİN:

Henüz yüzüme yağ sürmeye cesaret edemedim. Her ne kadar yüz kremlerinin ve serumlarının içinde bitkisel yağlar olduğunu bilsem de bu konuda çekimser davranıyorum. Belli de olmaz gerçi...

4.7.11

Hey çizgili!


















Plaj çantasının içine pek yakışan bu renkli çizgiler, şu ara benimle her yere geliyor. Şezlongun üstünde, masanın kenarında, kitabın yanında... kitap demişken... Paul Auster 'Sunset Park'ta şöyle bir cümle kurmuş: "Beauty takes care of itself." Güzellik gerçekten de kendi başının çaresine bakar mı? Pek sanmıyorum. Siz en iyisi onu, böyle şık bir çantada muhafaza edin.

1.7.11

Bir öneri






















Deniz ve güneş, aldığımız tüm SPF önlemlerine rağmen, cilt için yorucu, yıpratıcı bir ikili olabiliyor. İçten ve dıştan nemlenmek şart. Ancak bunu yaparken en önemli konu, yanık teni korumak için peeling konusunu rafa kaldırmamak. Cildin nefes almasını sağlamak, gün boyu sürülen o kremlerin artıklarını temizlemek, tatil ödeviniz.

Sizlere şöyle bir karışım tavsiye edeceğim: Günlük/haftalık peeling ürününüzü, avucunuzun içinde birkaç damla çay ağacı yağıyla karıştırın. Havalı, İngilizce ismiyle 'Tea Tree Oil' olarak biliyorsunuz tabii siz onu. Tüm aktarlarda bulabilirsiniz. Keskin kokusu biraz rahatsız edebilir, göz çevresine fazla yaklaşmamak şart.


Saç ve bacaklar için de denediğim, çok memnun kaldığım birkaç karışım var. Onları da ilerleyen günlerde paylaşacağım sizlerle. Yaşasın doğal yağlar! Yaşasın onları içinde karıştırdığım eski eczane şişeleri!

29.6.11

Şeftali, pudra, sim ve diğer başka şeyler





















Tanla'yla çıktığımız arsız bir alışveriş gününde edindiğim NARS Arabesque, sezonun en şaşırtıcı güzelliklerinden biri bence. Neden diye soracak olursanız, kendisi simli. Bu ne demek? Uzak durulacak, üzerinde N-A-R-S harfleri görünse de kendisiyle yakın temasa geçilmeyecek, hiçbir koşulda tırnağa değmeyecek... ama işte biz ürünleri kurcalarken bu koca koca simli, şeffaf pembe bir kere değdi tırnağa ve olan oldu. Tek kat sürüldüğünde de seviyorum etkisini, iki kat sürüp abarttığımda da. Bronz tenli kadınların turuncu, kırmızı, pembe gibi renkler sürmelerine karşı duran biri olarak (hani simli ojeye de karşıydın demez misiniz şimdi, ben olsam kesin derim) Arabesque'in güzel bir renk ve doku alternatifi olduğunu düşünüyorum.

Gelelim NARS'ın gerçek klasiği Orgasm'ın tırnak versiyonuna. Onun içinde sim değil sedef var. Tek kat sürüldüğünde Orgasm da hoşuma gidiyor. İkinci katı sürdüğümde ertesi gün gözüme fazla kokoş ve hanım teyze ojesi göründü. Sanki çekçekimi alıp pazara gidecek ve oradan kendime saç boyası alacaktım... öyle bir görüntü...
























Yazın, özellikle de deniz kenarında tercihim ellerin çıplak kalması. Sıfır oje. Markalar öyle müthiş renkler sunuyor ki önümüze, deniz sonrası özenle manikür-pedikür seansı yapmamak ve ojelenmemek elde değil. Şık bir ikili bahar aylarında Dior'dan gelmişti mesela. Avenue Montaigne koleksiyonundan Pink Boa ve Gris Montaigne. Ben tropik esintili yaz koleksiyonundaki Aloha ve Paradise'la (turuncu ve pembe) pek hoşlaşmadığım için bahar renklerinin tadını çıkarmaya devam ediyorum.























Bu yazın (benim için) favori renkleri bir önceki yazımda da kaş kalemini öve öve bitiremediğim Givenchy'den geliyor. Acid Summer Make Up Collection'ın Vernis Please! ojeleri, (bu ojeler karşımda olsa ben de 'vernis please' derim tabii) bir adet açık şeftali 'Candid Peach', bir adet balkabağı-turuncu (asit portakalı filan değil, sakin bir renk bu) 'Acid Orange' ve bir adet gülkurusuna bakan frambuaz rengi 'Vintage Garnet'. Bir kere daha hepinizin dikkatini ve vücudunu markanın standına çekmek isterim. Givenchy, son iki senedir en dikkat çekici makyaj koleksiyonlarına imza atıyor.

27.6.11

Bugüne kadar kullandığım en iyi kaş kalemi






















Givenchy'nin Eyebrow Show Powdery Eyebrow Pencil için şu başlıkta söylediğim şeyi söylemekte kesinlikle tereddüt etmiyorum! Anahtar kelime: Powdery. Yani pudralı... Kaş kalemi, bir kohl edasında kaygan ve ıslak görünmemeli. Öyle olduğunda sahte, boyanmış bir etki yaratıyor. Benim 1 numarasını kullandığım bu muhteşem kalem, tok ama kuru değil. Pudralı görüntüsüyle yaptığım rötuşu asla belli etmiyor. Yalnızca boşlukları doldururken değil, kaşı uzatırken de kullanımı çok kolay. Akmıyor (kazara kaşıdığımda bile sağa sola bulaşmadı, bu bir mucize değil de nedir). Kalemin diğer ucundaki kaş fırçasının da sertliğine, bu kadar zamandır kullanmama rağmen pislenip, tozlanıp, yumuşayıp iğrenç bir hal almamasına hayran kaldım.

Sizlere bir de mini hatırlatma: Kaş kalemi kullanırken saç ve kaş renginizden en az bir ton açık renk seçmeye özen gösterin, aksi takdirde kaşlarınız fazlasıyla boyalı ve çatık görünecek, tüm dikkati gözlerinizden çalacaktır.

23.6.11

Yazı bronzlaşmadan yaşamak

























People seansıma hoşgeldiniz! Beauty kısmında gezinirken Molly Sims (üstte) ve Drew Barrymore'un (altta) şu fotoğraflarına rastladım ve bir kere daha karar verdim ki yazı biraz renklenerek, asla kararmadan geçirmek çok daha güzel görünüyor.

Molly Sims, kaş kemiğinin üzerine renksiz dudak parlatıcısı sürdüğünü, rujlarını da zaman zaman allık olarak kullandığını söylemiş. Nemli bir görüntü yaratmak için ruj ya da krem allık kullanışlı bir seçenek. Ancak bu durumda, cildin pürüzsüz olması çok önemli, aksi takdirde kremsi ya da jel yapıdaki malzeme, ciltteki pürüzleri daha da ortaya çıkarabiliyor.


Pembe ve fuşya gibi, Molly Sims'in dudağında gördüğümüz tonları ben en çok yine bu renkteki kadınlara yakıştırıyorum. Pembe, kumral saç, açık renk ten, mavi ya da yeşil gözle bir araya geldiğinde doğal ve taze bir etki yaratıyor. Oysa ki aynı rengi bir esmer kullandığında daha va-va-voom, daha abartılı bir görüntüyle karşı karşıya kalıyoruz.


Gelelim Drew Barrymore'a. Makyözlerin ustası, bu sektördeki en yaratıcı 'parmak'lara sahip sihirbazlardan biri olan Pat McGrath, fırçayı bir kenara bırakıp, bize (ama yine de en çok ona) bahşedilen en güçlü aracı, yani parmaklarımızı kullanmamızı tavsiye ediyor.

Gerçekten de fondöteni parmakla uyguladığınızda daha az sıvanmış, daha doğal görünen bir sonuç elde ediyorsunuz. Yalnız eğer ki bir karışım yarattıysanız (fondöten+aydınlatıcı+ SPF gibi) elinizin üzerinde onu çok iyi karıştırdığınızdan ve doğru ışıkta sürdüğünüzden emin olun. Şöyle diyor McGrath: "Fondöteni sürdükten sonra elinizle bir kısmını cildinizden alın. Özellikle çene, burun ve yanakların hemen üzeri, daha aydınlık, daha az fondötenli görünmesi gereken yerler. Böylelikle cildinize doğal parlaklığını geri kazandırmış olursunuz."

Drew Barrymore'un portakal ve karpuz arasında gidip gelen, kırmızımsı tonları da pek iştah kabartıcı. Şu makyajın da gerçek bir yaz reçetesi olduğunu düşünüyorum.


22.6.11

Seyahat etmenin dayanılmaz hafifliği




















'Learn to travel light' (Hafif seyahat etmeyi öğrenin). Böyle diyor Sephora. Benim en sevdiğim ürünlerden birini, doğal ortamında, ait olduğu yerde sizlere tanıtmaktan şeref duyarım: Adjustable Sunscreen. SPF 15, 30 ve 50 aynı ambalajın içinde. Bir haftalık tatile çıkanlar için gayet yeterli olacaktır. Sakın bembeyaz cildinizle, güneşin en kızgın olduğu saatlerde, 15 koruma faktörüyle sere serpe uzanmayın şezlonglara. Sizi bulurum!

21.6.11

'Yaz çiçekleri' sarmış dört bir yanımı

























Etrafımın begonviller, mimozalar, yaseminler ve mercan çiçekleriyle sarılı olduğu şu günlerde mail kutucuğuma (adeta bir mücevher kutusu değerinde kendisi) düşen bir mail'le anlamış bulundum ki çiçek seansım ta yazın sonuna kadar bitmeyecek. Dolayısıyla yukarıda gördüğünüz fotoğraf hem benim hem Chanel'in hem de Sephora'nın ruh halini pek güzel özetliyor.

Chanel makyaj koleksiyonlarını her sezon aynı heyecanla beklerim. Ürünlerin kalitesi, çok uzun zaman önce güzellik otoriteleri, makyözler ve zevkine güvendiğim arkadaşlarımca çentiklendiği için, daha light heyecanlar içine girebiliyorum: Bu sezon hangi renkler var? Neden ilham alınmış? Kampanya yıldızı kim? Far paleti kendinden desenli mi yoksa klasik mi? Daha önce hiçbir yerde görmediğimiz hangi ojeyi patlatmış Chanel?


Les Fleurs D'Ete, sizlerin de tahmin edebileceğiniz gibi ilhamını yaz çiçeklerinden alıyor. Renkler su ve orman yeşili, gri mavi, pembe ve pembe altın etrafında dönüyor. Kampanya yıldızı, ismini her yazışımda takma olduğundan bir kere daha şüphelendiğim, sezonun gözde modellerinden Monica 'Jac' Jagaciak.
























Jac'ın yanaklarındaki tam kıvamında bronzluk, şu altta gördüğünüz şık paletle sağlanmış. Allık ve bronzer paletlerinin farklı renkteki çizgilere ayrılması detayı beni her zaman mest ediyor. Hem istediğim rengi istediğim renkle karıştırma özgürlüğü hem de çok şık bir sunum...


























Dörtlü far paleti ve Rose Platine göz kalemi, benim için koleksiyonun en mühim parçaları. Böyle derim ve sonra hepsini almak isterim, orası ayrı... Chanel de, aynı NARS gibi en yoğun renkleri en taşınabilir dokularda sunuyor bize. Böylelikle göz kapaklarında yeşilleri ve pembeleri taşımak asla riskli ya da zor bir konu haline gelmiyor.



























Geçtiğimiz sezonlarda Khaki serisi ve Particuliére (hani şu erkekleri protestoya sevkeden çamur rengi) ile yaptığını bu kez Mimosa ile tekrarlıyor Chanel. Sezonun avangard oje rengini belirlemiş bulunuyor. Mimosa'yı da denemek için sabırsızlanıyorum ancak benim gözüm Beige Petal'de. Oldum olası çok sevdiğim nötr renklerin (kendilerini anneanne rengi olarak vaftiz ediyorum ben) içinde Beige Petal'in apayrı bir yeri olacak. Hissediyorum bunu.



Gelelim en önemli bilgiye! Ne de olsa bu yazıyı okuduktan sonra bu ürünlerden en az ikisini satın almak isteyeceksiniz. Tüm koleksiyon Sephora Exclusive. Sınırlı sayıda üretildiği için acele etmekte fayda var. Ve inanın bana, Chanel'in dörtlü far paleti için acele etmeye değer. Yaklaşık sekiz sene önce Milano Rinascente'den (önümde duran yaşlı bir kadını ekarte ederek) aldığım bronz far paletini, bozulmuştur filan demeden kullanıyorum hala. Bunu da itiraf ediyorum. Çok yanlış bir hareket ama ne yapabilirim, eşi benzeri bulunmuyor.


Not: Dudak parlatıcılarını dışladım, pembe tonlarını sevenler için güzel alternatifler var.





















Şu videoyu da sizlerle paylaşmaktan mutluluk duyuyorum. Buyrunuz karşınızda yaz çiçekleriyle bezeli, serin ve sakin bir yaz makyajı!



16.6.11

İşte yaz böyle bir şey olmalı






































Şu resimlere bakıp iç geçirmemek mümkün mü? Rüya takımı bir arada: Objektifin ardında Alasdair McLellan, bu fotoğraf sihirbazına poz veren bir adet Freja Beha Erichsen, makyaj malzemelerinin başında da bazılarımızın Stila'dan hatırlayacağı Jeanine Lobell. Lobell, bu günlerde bir başka usta makyörün zamansız boşalan tahtına yerleşmiş vaziyette. Şu yazıda bahsettiğim Kevyn Aucoin'in ismini de verdiği markasının kreatif direktörü oldu kendisi. Natalie Portman, Michelle Williams, Cate Blanchett gibi beğendiğimiz kadınların makyajları kırmızı halıda ondan sorulmakla kalmıyor, bir de dergi çekimlerinde karşımıza çıkıyor Lobell'in harikaları.








































Şu dudaklar konusunda merak içindeyim. İçinizi rahatlatır mı bilmem, dergi çekimlerinde poz vermek üzere yapılan makyajla, gece dışarı çıkan bir kadının yapacağı makyaj birbirinden çok farklı iki şey olmak zorundadır. Mesela üstte gördüğünüz şu enfes dudak rengini yakalamak için Lobell, muhtemelen iki ya da üç ton farklı ruju karıştırmakla kalmamış, bir miktar pudra ve fondöten de kullanmıştır kesin... Oysa ki aynı karışım konuşmak, bir şeyler içmek ya da yemek gibi dudak kıpırdatan işlerle uğraşmak zorunda kalan bizleri bir felakete sürükleyebilir.








































Geriye taranan ıslak saçlar, bu yaz benim de kaçış yolum. Henüz sıkılmadım. Gelelim alttaki fotoğrafta en iddialı halleriyle karşımıza çıkan 'beyazlatılmış' dudaklara. 'Bleach' sadece saça uygulanan bir işlem değilmiş anlayacağınız...


O etkiyi dudaklarınıza fondöten ya da pudra değdirmeden veya kopkoyu dudak çizgisinin içinde sırıtan açık tonda bir ruj kullanmadan elde etmenin tek yolu, dudak koruyucularından geçiyor. Clarins, Shiseido ya da Lancaster gibi bir markanın koruyucu sticklerinden bir adet edinin. Plajda koruyucu krem, geceleri ruj olarak kullanın. NARS Lip Lacquer'in Chelsea Girls'ü de memnun kaldığım bir alternatif.








































Merak edenleriniz için Jeanine Lobell. Derya Tuna'nın kemik yapısı, Donna Karan'ın ruhani ve anaç bakışlarıyla birleşmiş adeta...

Bir ıssız adaya düşseydim...




















Alaçatı'ya her ayak basışımda, hayatımı küçültme isteği kaplıyor içimi. Aslında bu kadar hızlı, bu kadar çok, bu kadar eşyalı yaşamamıza gerek yok diyorum kendi kendime. İnanıyorum buna. Hemen ikna oluyorum. Bir bitkisel sabun, bir şişe gül suyu, iyi bir nemlendirici, bir güneş koruyucu, bir maskara, bir parfüm ve bir kırmızı rujla geçer hayat diyorum. Kaç parça etti? 7. Pek de güzel bir sayı. Her gün yürüsem, yüzsem, bisiklet kullansam araba ya da toplu taşıma araçları yerine... Pilates'e de gerek kalmaz.

Peki o halde sorarım size (ama en çok da kendime) neden masamın üstü bu kadar dolu? Yanımda tam tamına 3 makyaj çantası eşya getirdim. Tüm küçülme isteğime karşı hepsini de kullanıyorum. Sanıyorum 'bir ıssız adaya düşseydiniz yanınıza hangi üç makyaj malzemesini alırdınız' sorusunun cevabını hali hazırda vermiş bulundum. Ben geriye sormak istiyorum: 3 çanta dolusu eşya alabilmem mümkün mü acaba?

14.6.11

Aradaki farkı bulunuz
























Soldaki versiyon için yaşım biraz... büyümüş olabilir ama sağ tarafı rahatlıkla sahiplenebilirim. Yukarıdan aşağı Sephora oyuncuları şu şekilde sıralanıyor:
- Jealous
- Samba In Rio
- Yellow Umbrella*
- Picnic In Park*
- My Favorite Jeans*

* (bu arada bilmiyorum fark ettiniz mi ama son üç ojenin ismini aynı cümlede kullanarak çok keyifli bir yaz günü geçirmek mümkün)

13.6.11

Tank


























Hatta ve hatta kendisini 'the tank' olarak vaftiz etmek istiyorum. Tam tamına bir saat içinde İstanbul sınırlarını terk edeceğim bu Pazartesi gününde, makyaj eşyalarımı, kremlerimi, kesinlikle dökülmemesi gereken vücut yağlarımı ondan başka kimseye emanet edemezdim! Gittiğim yerde, her şeyi tankın içinde tutabilmek de (banyo paylaşacaksam, tüm ıvır zıvırları hizaya dizmek zorunda kalmamak) büyük bir rahatlık. En son İstinyePark Sephora'da küçük boyuna da rastlayıp onu koleksiyonuma dahil etmediğim için pişmanım. Eğer ikisi bir arada olsaydı kendimi 'The Transformers'ın kozmetik/makyaj versiyonunda yaşadığıma ikna edebilirdim...

11.6.11

Yaz tarifesi (ve şimdi sıra vücutta)


























Bu, ne kadar da "başaşağı" bir fotoğraf olmuş öyle! Ayrıca Sephora Sugar Body Scrub'ım bitmiş, hemen gidip yeni iki kutu almalıyım. Bir de NARS Monoi Glow ve Nuxe vücut yağlarını bu resmin içine eklemeyi unutmuşum, siz benim için hayalinizde hallediverin bu meseleyi.

O kadar çok yazacak şey var ama o kadar zaman yok ki! Mesela Benefit'in henüz raflarda yerini almamış bir ürününü denedim ve çok memnun kaldım. Sonra yine Benefit'in Waterproof kalemlerini denedim ve onlardan da çok memnun kaldım (normalde waterproof karşıtıyım ben, kirpikleri döküyor, gözleri yoruyor diye).

Sonra en son Sephora alışverişimde bana kasada verilen kartı aktive etmeliyim www.sephora.com.tr adresini tıklayarak. Çünkü Sephora White kart sahiplerini keyifli sürprizler bekliyormuş! Ben de kozmetikle ilgili her türlü sürprizi kollarım sonuna kadar açık karşılarım! Kartla neler yapabileceğimizi de anlatacağım.

Şimdilik yaz vücut bakım ürünleriyle idare edeceksiniz. Fotoğrafta sergilediğim ürünler şunlar:

- Sephora Musc Amande Body Butter (her ne kadar body butter konseptinden pek hoşlanmıyor olsam da bu yoğun kremi banyodan sonra cildime sürmek gerçek bir keyif, bir de mislerden de mis kokuyor!)
- Sephora SPF 15-30-50 Adjustable Sunscreen ( farklı SPF'lar bir arada, plaj çantamın vazgeçilmezlerinden)
- Sephora Super Foot Scrub
- Sephora Velvet Hand Scrub
- Yes To Cucumbers Calming Shower Gel
- Sephora Sun Disk Bronzing Powder Soleil Dore (omuzlarıma ve bacaklarıma sürdüğüm oluyor bunu zaman zaman)
- Shiseido Very High Sun Protection Lotion SPF 50+ For Face and Body
- Shiseido Sun Protection Lip Treatment SPF 20
- Shiseido Protective Tanning Emulsion SPF 10 For Face and Body
- Sephora Head To Toe Hydrator (saçlarıma da sürüyorum bu kremi, nemin gerektiği her yere her an...)


Şimdilik benden bu kadar,

Nemlenmeyi ve oy vermeyi unutmayınız 10dakika'cılar!

8.6.11

Yaz tarifesi


























Evet, başladı efendim. Yaz tarifemi resmen başlatmış, cilt bakım taksimetremde ayarları değiştirmiş bulunuyorum. Bazıları 'summertime and the livin's easy' diyebilir, iş cilt bakımına geldiğinde durum farklıdır. Güneş, sahil kenarında pek çekici ve zararsız görünse de (saat üçten sonra) şehirde aynı ışınlar, kat kat zararlıdır.


İşte ben de bunun farkında olarak, tüm kış boyunca kullandığım ve çok memnun kaldığım, lekeleri yok edici ve cildi aydınlatıcı Shiseido White Lucency serisine, 2011 kışına kadar 'hoşçakal' dedim. Onun yerine cildimi, hafifliği ve o hafifliğe rağmen sağladığı nemle beni mest eden Pureness serisinden Moisturizing Gel-Cream (su bazlı, çok hafif dokulu, gerçek bir yaz nemlendiricisi) ve güneşten adabıyla korunmak için Urban Environment UV Protection Cream'e (bu kremin de dokusuna bayılıyorum, yumuşacık, cildi nemli ve parlak gösteriyor, üstelik zararlı her şeyden koruyor) emanet ettim.





























Gündüz bakımımın son üyesi, Chanel Hydramax serisinin bana kalırsa en başarılı ürünü olan nem serumu, Hydramax + Active Serum. Nem, yaz aylarında cildimizin en çok ihtiyaç duyduğu şey. Benim cildim de kuruya dönük bir karma. Dolayısıyla her daim bir nem serumu kullanmam gerekiyor. Bu serumu çok sevdim çünkü:
- Dokusu muhteşem.
- Cildi yağlı bırakmıyor.
- Mis gibi kokuyor (ama mis gibi kokarken bir yandan insanın içini kaldıran o kimyasal esansı barındırmıyor).
- Etkisi tüm gün devam ediyor.
- Özel bir geceye hazırlanırken makyaj yapmadan önce (Benefit Porefessional'ın hemen altına) sürüldüğünde harikalar yaratıyor.
- Ambalajı da pek şık ve minimalist ve Chanel...























Gelelim geceye. Strivectin-SD Sensitive, aynı kış aylarında olduğu gibi yaz boyunca gece kremi görevi görmeye devam ediyor. Bu krem de vazgeçilmezlerimden biri haline geldi. Otuzlu basamakları tırmanmaya tam bir sene önce başlamış olsam da, peptitler (çok çok önemli bir kelime bu) sayesinde kırışıklar ve çatlaklarla ben de savaşabiliyorum. Üstelik tek yaptığım mis gibi bir uyku çekmek!


























Üstte gördüğünüz Benefit You Rebel Lite, artık yaz aylarını eskiye oranla çok daha beyaz geçiren bendenizin, renkli nemlendiricisi. SPF 15 faktörlü. You Rebel, isyankar ismini sonuna kadar hak ediyor çünkü ciltte pudralaşmasına alıştığımız diğer renkli nemlendiricilerden çok farklı. Sürünce tam kıvamında nemlenmiş, ıslak görüntüye kaçan hoş bir parlaklık sağlıyor. O parlaklığı 'yağlı' bir görüntüyle karıştırmamak gerek. İkisi kesinlikle aynı şey değil. Eğer cildim sorunlu bir dönem geçiriyorsa, o halde Benefit Hello Flawless pudradan yardım alıyorum. Hello Flawless da SPF 15 faktörlü. Benefit, bizleri gerçekten de seviyor ve korumaya çalışıyor! Bu Hello Flawless (merhaba kusursuz) konusunu ilerleyen günlerde biraz daha deşeceğim. Bronzlaştıktan sonra doğru pudra rengini bir türlü bulamayanlarınız varsa, Benefit'in geliştirdiği renk sistemi hayatınızı değiştirecek!


Guerlain Terracotta Inca Summer Make Up Collection'ı sizlere tanıttığım şu yazıda, bronzlaştırıcı pudra olarak markanın artık bir klasiği haline gelmiş Terracotta Men'i doğallığı yüzünden tercih ettiğimi belirtmiştim zaten. Bir kere daha altını çiziyorum bronz harflerle, eğer ki pırıltı - sim gibi aksesuarlara alerjiniz varsa ve renginizin turuncu değil bronz olmasını istiyorsanız, çaktırmadan renklenmeyi hedefleyen erkeklerin gizli dünyasının kapılarını şöyle bir aralamanız gerekiyor.


















Ama tabii şunu da söylemem gerek: Asla ve asla bu pudrayı tüm yüzüme uygulamıyorum. Şakaklardan başlayıp, yanağın altına doğru iniyorum. Alnımın en üst noktasına, saç diplerine biraz dokunuyorum. Burnumun iki yanı ve çenemle boynumun buluştuğu noktayı da şöyle bir kararttım mı... yetiyor zaten. Geriye kalan bölümler, aydınlık olmalı. Terracotta Men'in kendi fırçası pek hoş ama bu kontür dediğimiz şey şakaya gelmez. NARS Kabuki Artisan fırçalardan İta, tıknaz görünümüyle bu iş için biçilmiş kaftan. Formu o kadar iddialı ki yanlış kullanmanız neredeyse imkansız.























Yarın da vücut bakımıyla devam edeceğiz yaz tarifemize, pek sevgili 10dakika'cılar. Esenlikle kalın, çikolata renkli şarkıcılarımıza her daim kulak verin. Onlar, şu yaz günlerine (en az terracotta kadar) çok yakışıyor!

Labels

10dakikagecikiyorummakyajımbitmedi 15 Eylül 2011 1925 1990 2010 top 10 2011 2011 Yılbaşı 2012 40 5 Couleurs Eye Palette 5 Kutu Güzellik A Scent Eau de Parfum Florale Abbey Lee Kershaw Acqua Di Gio Acqua Di Gioia Adios afro Afterglow Agyness Deyn aksesuar Alaçatı Alberto Morillas Alex Box Alexa Chung Alexander Wang Ali MacGraw Alien alışveriş ALL All Decked Out allık Allure Sensuelle Almodovar Almost Nude altın Amarige ambalaj amber Amira Ahmed Amra Cerkezovic Ana Claudia Michels Anais Anais Angel Angel Eau de Toilette Angel Innocent Anna Sui anneler günü antioksidan ara ton aralık Arizona Muse Armani Armani Privé aseton Asmer Ayak Sağlığı Merkezi Astrid Berges Frisbey Autumn Leaves Ava Gardner aydınlatıcı Azra B.right Radiant Skincare backstage Backyard Bill badem esansı badem yağı Baiser Volé bakım bal Balenciaga Balm Urgency "Boo Boos" Express Solution Skin Repair Balmain balyaj Bambi Northwood-Blyth banyo banyo köpüğü Barbara Paley Bare Minerals baz beach hair Beauty Bomb Beauty Knife Bella Swan Belle D'Opium Ben Gorham Benefit Bad Gal Benefit Bathina Benefit Benetint Benefit Brow Bar Benefit Cosmetics Benefit Crescent Row Benefit Lipscription Benefit Ooh La Lift Bengali Bento Box Bepanthen beslenme Best Buys of 2011 beyaz Beyoncé Bi-Facil Bimba Bosé Biotherm Biphase bitkisel yağ Black Swan Blake Lively bleach Bleu de Chanel blog blogger blonde Blu-Ray Blue Denim bob Bobbi Brown Body Oil Body Scrub Body Wash Bombay-Paris bordo bordo ruj Bottega Veneta Boy George Brad Pitt Brasil Dream Brazilian Keratin Treatment Bremenn Brigitte Bardot bronz bronzlaştırıcı pudra Brunette Eyes buğday Burberry Body Burberry Prorsum butik parfüm Butter Shine Lipstick Bvlgari Jasmin Noir Byredo C vitamini California Nail Bar Calyx Cambon Cameron Diaz Cannes çanta CARGO Carla Bruni-Sarkozy Carmen Kass Caroline Sieber Carrie Bradshaw Cartier Cashmere Mist Catherine Deneuve catwalk çekim Celine Cem Bora Ceylan Atınç Ceylan Çapa Cha Cha Tint Chance Eau Fraiche Chance Eau Tendre Chanel Chanel Allure Chanel Chance Chanel No. 5 Charlize Theron Charlotte Casiraghi Charlotte Gainsbourg chignon Chloé Christian Dior Christina Ricci Christy Turlington Chubby Stick Chunky Cherry çiçek çikolata çil cilt cilt bakımı cilt kremi cilt temizliği Çin Claire Danes Clarins Claudia Schiffer Clinique Clinique Happy Coco Chanel Coco Eau de Parfum Coco Mademoiselle Coco Noir Coconut Grove Codie Young concealer Constance Joblanski Contemporary 10 Coralista Cosmopolitan Couture 2011 Couture 2012 Cozy Cristalliste Crystal Renn Cumhuriyet Bayramı Cut By Fred Dahlia Noir Daily Energizer Dalan dantel Daphne Groeneveld Daphné Hezard DayWear DazedandConfused dedikodu defile Delight Demi Moore Deniz Tokgöz deniz ve güneş Deniz Yeğin İkiışık dergi dermatolog Dessin Du Regard detay Diana Vreeland Diane Diane Keaton Diane Kendal Diane Kruger Diane Von Furstenberg Diba Dick Page Dior Addict disk DIY dizi doğal doğal makyaj doğal yağ Dolce and Gabbana Donna Karan dore dövme Drew Barrymore Dries Van Noten dudak bakımı dudak dolgunlaştırıcı dudak kalemi dudak kontürü dudak nemlendirici dudak parlatıcı düğün duş jeli E vitamini Eclipse eczane Editions De Parfums Frédéric Malle ekstra el bakımı El İstanbul el kremi Elele Elena Anaya Elie Saab Elizabeth Taylor ELLE Türkiye ELLE UK Ellen Barkin elmacık kemiği Elodie Bouchez Elsa Schiaparelli Emily Weiss Emma Watson Emmy Enchanted Glamourland Ensar Cantürk Erborian erkek Ernest Beaux eşantiyon Esmeray Yıldırım Essenza Essie Esteé Lauder Estée Lauder estetik Eva Herzigova Eva Mendes Evan Rachel Wood evde yap Even Better Eyes Exfoliating Face Disc express serisi Express Solution Fatigue Eraser eyeliner Ezgi Tanlak Face Forward facebook far far paleti Fashion Night Out Federico Grigorini fetiş film Fioravanti flashback floral FNO fondöten fotoğraf François Berthoud François Demachy François Nars Franziska Müller Freckles Crayon Fred Farrugia Frédéric Malle Freja Beha Erichsen Frenzy Frida Kahlo Funny Face Gabrielle Chanel GAP Garancé Dore Gaultier gelin Gemma Ward Génifique Georgia Giambattista Valli Gigi Ginta Lapina Giorgio Armani Gipsy Girl Meets Pearl Girls Gisele Bundchen Givenchy Glowla Golden Globes Gönül Ergenekon göz çevresi göz farı göz kalemi göz makyajı Gözde Atakoğlu Grace Kelly Grammy Graphite gri Gucci Guerlain Guido Palau Guilty gül suyu güneş güzellik Gwen Stefani Gwyneth Paltrow haber haki hamam Hanneli Mustaparta happy pastels Harmonie De Printemps Harper's Bazaar hassas Hazal Yılmaz HBO Head Mistress Healthy Glow Powder Heath Ledger hediye Helena Christensen Hello Flawless Hello Flawless Oxygen Wow Herborist Hi Panda High Beam High Brow High Brow Glow High Impact hikaye hindistancevizi Hint holiday collection Holiday Palette Hollywood hot now Hotel Costes Huile de Corps Huile Prodigieuse HydraQuench Hypnose Hypnose Precious Cells I Love Chanel i-d I'm Glam Idealist IFW 2010 IFW2010 ikon ilham ilik bakımı ilkbahar İlkbahar/Yaz 2011 İlkbahar/Yaz 2012 İlkbahar/Yaz 2013 Illamasqua Illusion D'Ombre illüstrasyon ince telli saç inci indirim Industrie Inés De La Fressange İngiltere Instant Bucolique InStyle Interview İnto The Gloss İsabel Lucas Isabella Rossellini Issey Miyake İstanbul İstinyePark It-Blue İtalya ışık ve gölge J'Adore Jac Jagaciak Jak and Jil January Jones Jean Paul Gaultier Jeanine Lobell Jenna Menard Jennifer Connelly Jennifer Lopez Jennifer Love Hewitt Jessica Alba Jiji Jil Sander Jimmy Choo John Frieda Josephine de la Baume juicy tubes Justjellycat kabarık saç kabuki Kabuki Artisan Brushes kadifemsi göz çevresi kadın kahverengi kajal kakül kampanya kapak kapatıcı Karl Lagerfeld Karla's Closet Karleidoscope kaş kaş açmak kaş farı kaş fırçası kaş kalemi kaş seti Kat Dennings Kate Middleton Kate Moss Kate Winslet Katie Holmes Katy Perry Keira Knightley Kelly Framel Kemal Baykar Kenzo Jungle L'Elephant Perfume Kenzo parfüm Kérastase keratin kese kesim Kevyn Aucoin keyif khol kirpik kirpik bakımı Kirsten Dunst kisrten dunst kitap kırmızı kırmızı halı kırmızı oje kırmızı ruj kış kış bakımı kısa saç kıvırcık saç kızarıklık kızıl saç klasik kohl koleksiyon koyu halkalar krem krem far kristal Kristen McMenamy Kristen Stewart kuaför kült kuru şampuan kuru yağ küt kesim kuyruk L.I.L.Y L'Air de Nina Ricci L'Eau de Chloé L'Officiel La Base Dewy Glow La Déesse Lacquer Lady Gaga Laetitia Casta LaGuna lame Lana Del Rey Lancaster Lancome lansman Lanvin Lara Stone lash amplifier LashPlus Laura Bailey Lauren Hutton Le Vernis Léa Seydoux Leighton Meester leke Lemon Meringue Les Exclusifs de Chanel Les Fleurs D'Ete Let's Dance limon Linda Evangelista Linda Rodin lip balm lip gloss Lisa Eldridge liste Liv Tyler Liya Kebede Liz Taylor Loewe Londra Lookin' To Rock Rita loose powder losyon Louise Brooks LouLou Love Magazine Luca Turin lüks Lush Flush Lip and Cheek Stain M.A.C M.I.A MAC Kanyon macenta maden suyu Madonna mağaza magenta Magic Ink Maiko Make My Lemonade Make Up For Ever Make Up Masters 2012 Make Up Your Mind Beauty Weekend Make-Up Masters Makeup Your Mind Express Yourself Making Faces makyaj makyaj çantası makyaj çıkarıcı makyaj fırçası makyaj koleksiyonu makyaj seti makyajsızlık makyör makyöz malzeme Mandy Moore manikür Marc Jacobs Marcus Piggott Margot Tenenbaum Mariacarla Boscono Marilyn Monroe Mario Sorrenti Mario Testino Marjorie Durand Mark Rothko Marni Mary-Kate Olsen maskara maske mat oje mat ruj mavi Maya Arulpragasam Mefisto mektup Melis İlkkılıç Meltem Cumbul mercan merhem Mert Alaş Meryl Streep mesaj metalik Michael Jackson Michael Kors Michelle Williams Milano Miracle Misfit misk Missoni Missy Rayder moda moda editörü Moda Haftası model Molly Sims Monica Vitti Monika Jagaciak Monoi Body Glow ll monoi tiare Moon Beam morluk Moroccan Oil Multiple Stick mürdüm ruj Musc Amande müzik nail patch Nails Inc. Naked 2 Nana nane Naomi Watts Narciso Rodriguez NARS NARSskin Natalia Vodianova Natalie Portman Natasha Poly Naz Dipçin nem nemlendirici Neo Hair Design Studio neon New West New York Nicolas Ghesquiére Nicole Richie Nina Ricci Nine D'Urso Nişantaşı No 19 Poudré No 5 Eau Premiére No:5 Noir Couture Noir Couture Mascara nostalji nota Nuance numara Nutiva Nuxe O2 D Biotic Ödül Töreni Oh My Chérie oje okuyucu Olio Lusso Olivia Palermo ombre french manikür ombre hair onarıcı öneri Opium organik organizasyon Orgasm örgü oryantal Oscar Ödül Töreni Osman Başyiğit paçuli palet pamuk Pan Am Pantone Universe paraben Paradoxal parfüm parfümör Paris parti pastel Pat McGrath Patrick Demarchelier pazar pazar pazar pazartesi pedikür peeling peggywolf pembe Penelope Cruz Penny Lane Peridot Perk Up Artist Peter Philips Peter Phillips Phenomen'Eyes Philip Lim Phoebe Philo pigment Pixie Pınar Yeğin platin Platinum Egoiste portakal Post Card by CARGO Prada Prada Candy pratik bilgi Pro-Prime protein Prrrowl pudra Pure Radiant Tinted Moisturizer Pureness Purple Khaki QNail Bar Quartz Rachel Bilson Rag and Bone Rankin Raquel Zimmermann reklam reklam filmi Rene Furterer renk renkli nemlendirici Resort 2013 retro parfüm Retrochic Rexaline Rick Owens Rihanna Rive Gauche Pour Homme Roberto Cavalli Rochas Rodarte Ron Arad Rooney Mara röportaj Rose Khaki Rouge Allure Rouge Allure Velvet Rouge Coco Rouge Coco Shine Rouge Noir ruj sabah hazırlığı sabun saç saç bakım kremi saç bakımı saç boyası saç kesimi saç kremi saç modeli saç rengi SAG Awards 2012 sağlık sahil sahne makyajı sakız Sakura salatalık Salma Hayek Sam Mcknight şampuan Samsara sanat sandal ağacı sarışın Saskia De Brauw saydam ruj Scarlett Johansson Schiap Scott Shuman Sculpting Kit Seda Yılmaz Sedat Temur Self Service selülit Sensuous Nude Separfüm Sephora Sephora Astoria Sephora by OPI Sephora Capitol Sephora Collection Sephora Demirören İstiklal Sephora Exclusive Sephora Express Sephora Fluo Sephora HAIR Sephora İstinyePark Sephora Nail Art Sephora Palladium Sephora Shine Lipstick Sephora Sonbahar/Kış 2011 Serge Lutens serum seyahat Shakira Shalimar Sharon Stone sheer lipstick Shiseido Sienna Miller Signature Lipstick sim Simon Nessman Simone Legno sinema Şirin Ediger Bayülgen şişe Sisley siyah siyah makyaj siyah nokta sıvı allık Skin Energetic smokey eyes Smoky Blue Snow White and The Huntsman So Hooked On Carmella Sofia Coppola Sofia Loren Solange Knowles Some Beauty To Love sonbahar Sonbahar/Kış 2010 Sonbahar/Kış 2011 Sonbahar/Kış 2012 Sophia Sophia Loren Sophie Dahl sorucevap SPF spor spor salonu Stella McCartney Stephanie Seymour stil Stila street style Strivectin SD Strivectin SD Sensitive Style Awards STYLE BOOM style.com Sugar Body Scrub sümbülteber Summertime De Chanel Sun Beam Sunny Diane Süper Dergi Super Foot Scrub süpermodel sürme süt sütlü su Sweet New Ride Take a Bow takma kirpik taktik Tamara Mellon Tangerine Tango Tania Sanchez tarif tatil tavsiye Taylor Tommasi Hill teknoloji televizyon temel bilgiler temizlik ten kokusu Terracotta Terracotta Inca Summer Make Up Terracotta Lady teşekkür Thakoon Thann The Coveteur The Garden of Good and Eva The Golden Globes The Hundred Classics The Little Book Of Perfumes The Multiple The Porefessional The Quickie Chronicles The Sartorialist They're Real Thierry Mugler tipografi tırnak bakımı Tokidoki Tom Ford Tom Pecheux Tommy Ton Tonik Too Faced topuz törpü Touche Eclat toz pudra trend Trésor Tru True Blood tuberose Tülin Kermen turuncu Tuxedo Twiggy Twilight uçuk Urban Decay uzun saç Valentino Vanilla Sky vanilya Vanitas Vatan Velvet Gloss Lip Pencil Velvet Matte Lip Pencil Vera Wang Verda Alaton Versace Vetiver Vidal Sassoon video vintage Visionnaire vişne çürüğü Vita Liberata Vogue Vogue Germany Vogue Japan Vogue Paris Vogue Türkiye Vogue UK vücut bakımı vücut kremi vücut losyonu vücut makyajı vücut peeling vücut yağı W waterproof White Lucency Wicked Wild Safari XOXO yara yarışma yasemin yaşlanma karşıtı Yasmin Le Bon yaz yeni sezon yenilik Yes To Blueberries Yes To Carrots Yes To Cucumbers yılbaşı yılbaşı seti You Rebel Lite YSL Yunanistan Yves Saint Laurent Zeynep Özatalay zeytinyağı Zulu