2.6.11

Kajal: Islak bakışlar sağlayan sihirli malzeme


















Benden beklenileceği üzre dün kendimi Dior'un beşli göz paletleri sayesinde Sephora'ya attım ve tabii ki planladığımdan çok daha fazlasıyla çıktım oradan... şaşırdınız mı? Peki ya ben şaşırdım mı?

Yukarıda gördüğünüz şıklık, Guerlain İlkbahar/Yaz 2011 Inca makyaj koleksiyonunun bence en muhteşem parçası. Hayatımda ilk defa Guerlain standının önünde (Dior paleti kaptıktan sonra) saatlerimi geçirdim. Türk kadınlarının kalbini Terracotta fenomeniyle kazanan (o terracotta'nın her daim yanlış renginin seçilmesi ve yanlış şekilde uygulanması konusunu açmamak için elimden geleni yapacağım) markanın, Guerlain Terracotta Khol Kajal ismiyle piyasaya sürdüğü ürün, hepimizin makyaj çantasındaki yerini almalı. Derhal!

En son Urfa seyahatimde ben de tüm moda dünyasının yaptığı gibi etnik ve otantik bir şeylerden faydalanmak istemiş, kendime sokakta 'abla, bakışların kapkara olacak' diyerekten beni ayartan bir 'kajalcı'nın gazına gelerek üç beş tane kajal alıp İstanbul'a dönmüştüm. 'Hindistan, Afrika ve Japonya'dan sürekli bir şeyler ödünç alıyor ya moda ve güzellik dünyası... Urfa'dan neden almasın? Üstelik vücüdumun bir bölümünde Urfa kanı dolaştığına göre 'kajal' kullanmak için doğmuşum' filan derken, sürdüğümde aktığı ve sağa sola bulaştığı için beni etnik bir rakuna benzeten o kajalları aynı gün çöpe atmak zorunda kalmıştım. Sanıyorum Urfa sokaklarında karşılaştığım adam, 'Fareli Köyün Kajalcısı'ymış...


Ama bu! Bu Guerlain dokunuşuyla hem daha şık bir ambalaja hem de muhteşem bir dokuya kavuşan bu kajal, çok farklı. Öğleden sonra sürdüm, akşam saatlerinde uzun ve hızlı tempoda bir yürüyüş yaptım (makyajımı silecek zamanım olmadı) yine de bana mısın demedi. Tüm ıslaklığı ve parlaklığıyla yerleştirdiğim noktada yaşamını sürdürdü.






















İşte şu çocuk gibi oldu gözlerim. Islak bakışlı oldum yani. Sanki iki dakika önce gözlerim hiç kızarmadan ağlamışım da, bakışlarım parlamış gibi. Makyaj ne şahane bir kandırmaca!




















Heavy Metal'ci olmayan ama Heavy Eyeliner'cı olan bir diğer etnik güzellik de Mısır kraliçesi Kleopatra tabii. Kendisi Sezar'ın aklını başından almakla kalmamış, bugün hala biz kadınların da (eyeliner - göz kalemi- kohl - kajal dediğimiz maddelerle) baştan çıkmamızı sağlamaya devam ediyor.






















Guerlain Terracotta Inca Summer Make Up Collection'ın yüzü yine Natalia Vodianova. Kendisi Guerlain'in Kleopatra'sı olarak da mimlenebilir tarafımızdan...




























Ben turuncu, mavi, kahverengi ve altının en doğru tonlarını, etnik bir desen ve şık bir ambalajda bir araya getiren Terre Indigo Four Shade Eyashadow'a da (altta) çapkın bakışlar fırlatmaktan ve onu hemen gözümde denemekten geri kalmadım. Doku biraz sert ama etkisi güzel. Tüm renkler aynı anda kullanıldığında (nasıl oluyorsa) hem etnik hem de modern bir etki yaratıyor. Bakışlar derinleşiyor ve sıcaklaşıyor.


















Koleksiyonun en çok satan yıldızı ise (sizin de şaşırmayacağınızı düşünüyorum bu işe) Terra Inca Sublime Radiant Powder. Muhteşem bir ambalaj!!! Pudradan belli belirsiz yükselen bir yasemin kokusu. Kıvamlı bir parlaklık. Sim sim bir görüntü oluşmuyor ama elmacık kemiklerinin üzerine uygulandığında hoş bir ışık oluşuyor. Dore, bakır ve bronz halkalar halinde sıralanmış, fırçayı istediğiniz bölgeye değdirmekte ya da hepsini karıştırmakta serbestsiniz.


















Ben yine de senelerdir kullandığım Terracotta Man'dan vazgeçmedim. Daha doğal, daha iddiasız bir bronzluk yok bence. Hepinize şiddetle tavsiye ederim. Üstelik onun da ambalajı çok güzel!


NOT: Markaların koleksiyon ürünleri, sadece belli bir dönem boyunca bulunabiliyor. Eğer ki yukarıda bahsettiğim ürünlerden birine tav olduysanız elinizi çabuk tutmanızda fayda var.

1 comment:

  1. fareli köyün kajalcısı'na bayıldım, süper bi tanım olmuş:) ben anneme turkuaz renkte olanını almıştım, çok yakışıyor doreli bakırlı saçlarına. bana hiiç yakışmıyor o ayrı!

    ReplyDelete