Pek sevgili kozmetik satış görevlileri,
Biz şu cümleleri kurduktan sonra sizlerden şu cümleleri duymak istemiyoruz.
Teşekkürler,
Sevgiler,
10dakika
Biz: Versace Crystal Noir var mı elinizde? İlk şişemi bitirdim, çok sevdim, sanırım kullanmaya devam edeceğim.
Siz: Evet, Crystal Noir çok beğeniliyor. En çok satan parfümlerden biri.
HAYIR! HAYIR! HAYIR! Dünya üzerindeki hiçbir kadın, herkesle aynı kokmak, en çok satan parfümü kullanmak istemez. Hele bir de Crystal Noir gibi eski bir parfümü tercih ettiyse onu, artık unutulduğunu düşündüğü için tercih etmiş olabilir.
Biz: Göz çevresi için bir şeyler arıyorum.
Siz: Evet, aslında çok daha önceden başlamalıydınız, göz çevrenizin kesinlikle bakıma ihtiyacı var.
HAYIR! HAYIR! HAYIR! Yok. Göz çevremizin hiçbir bakıma ihtiyacı yok. Oysa ki biz ne yapıyoruz? Kendimizce akıllılık ediyoruz, erken davranıyoruz, göz çevremizde (ilerki zamanlarda) oluşabileceğini düşündüğümüz kırışıklıklara karşı önlem alıyoruz. Şimdi buradan çıkıp bir estetisyene mi gitmeliyiz? Belki de bu minik ambalaj göz çevremizdeki hasarı onarmaya yetmeyecek. En iyisi hemen eve gidelim ve kendimize koca bir hamburger ısmarlayalım.
Biz: Bir adet Benefit You Rebel Lite SPF 15 arıyorum. Cildime çok iyi geliyor, müdavimi oldum.
Siz: Elimizde yok şu an ama aynı etkiyi yaratacak başka bir ürün tavsiye edebilirim. Diğer markalarımıza bir bakalım...
HAYIR! HAYIR! HAYIR! Bakmayalım. Eğer ki bir kadın, bir renkli nemlendiriciyi SPF 15'ine kadar ezberlediyse ve mağazanın içinde teatral bir tonda o ürünü haykırıyorsa, kendisine bir alternatif önerilemez. O, yalnızca ve yalnızca You Rebel Lite SPF 15 için gelmiştir. Ha diyelim ki başka bir ürünü illa da önermek istiyorsunuz. O halde 'diğer markalarımıza bakalım' demeden, isim vereceksiniz hemen. 'Size şunu da önermek isterim' diyeceksiniz.
Biz: Kendi halimizde, sizden hiç yardım istemeden erkek parfümü standının önünde durmuş, Guerlain Habit Rouge kokluyoruz. Bir süre elimizde tutuyoruz şişeyi, kokluyoruz, sonra düşünüyoruz. Sonra kendi bileğimize sıkıyoruz.
Siz: Yalnız... o elinizde tuttuğunuz erkek parfümü.
HAYIR! HAYIR! HAYIR! Demek erkek parfümü bu. Gerçekten mi? Çünkü burada tüm erkek parfümlerini bir arada görmemize ve kokuların üzerinde 'for men' ya da 'pour homme' gibi uyarılar olmasına rağmen umutlanmıştık biz de... Parfümde kadın-erkek ayrımına inanmayan bir müşteri olabiliriz, eski sevgilimizin parfümünü koklamak ve tenimizde hissetmek istemiş olabiliriz, yeni sevgilimiz için bir parfüm bakıyor olabiliriz, en yakın kız arkadaşımız saatler boyunca bitmeyen bir makyaj alışverişinde kendini kaybettiği için artık bizim payımıza da erkek parfümlerini koklamak ve denemek düşmüş olabilir. Vesaire...
Biz: (Farklı 45.678.789 ürünü denedikten ve içeride beş saat kaldıktan sonra bir adet makyaj temizleyicisiyle mekanı terk ederken) Çok teşekkürler, iyi günler!
Siz: (Sessizlik ve hain bakışlar)
HAYIR! HAYIR! HAYIR! İstersek tüm günümüzü orada geçiririz. İstersek mağazadaki 250 ruju parmak uçlarımızdan başlayıp üst kol hizasına kadar geometrik şekiller çizerek dener, sonrasında da sizden 250 adet farklı temizleyici pamuk getirmenizi rica ederiz. Biz rica etmeye devam ettikçe ve kibar davrandıkça (küstah ve terbiyesiz müşteriye dönüşmedikçe yani) sizden de aynı performansı bekleriz.
İşte bu yüzden Sephora'dan alışveriş yapmayı seviyorum. Her ne kadar örnekler verirken kendi sevdiğim ürünleri yazmış olsam da, şu yukarıda okuduğunuz konuşmaların bir parçası olmadım hiçbir zaman. Bana hep çok güzel şeyler, tam zamanında, doğru dille tavsiye edildi. (Sephora Astoria'daki Elif Hanım'ın parfüm önerilerinin sihirli olduğu konusunun altını bir kere daha çizmek isterim)
Sizlerin dahil olduğu tuhaf konuşmalar var mı? Yazsanıza.
Kırmızı rujlu, mis kokulu hafta sonları 10dakika'cılar!
of ya ne kadar haklısın bende sinir oluyorum böyle davranan satıcılara. bende mesela bir standın önünde bir ürüne bakarken, şu varmı acaba diye sorunca aynı ona benzeyen ve hatta daha güzel şu ürünü öneririm deyip kendi standlarına götürmelerine gıcık oluyorum. HAYIR!HAYIR!HAYIR! ben o markadan istiyorum.
ReplyDeleteBen sessizce gezerken arkamdan hafiye edasıyla gelen görevliler...Gelmesin lütfen. Göz ucuyla uzaktan takip etsin. :)) Maharet bunda çünkü.
ReplyDeleteah kesinlikle,sadece parfümde degil herhangi bişey alırken bile aa bu ürün çok moda herkes alıyor dedikleri anda koşarak kaçıyorum:D
ReplyDeletehahahaaa supper bir post olmuş:))çok eğlendim:)başıma şu geldi bnm de,gunduz için parfumumu almışım 2 dak önvce gayet mutluyum,gece için bakıyorum,sevgililer gunu mu ne deli indirim var:))beğendim parfümü,alıcam,ayyyy bunu hulya avsar kullanıyooooo çok modaaaaa :((( diyince biranda hem parfümden hem hayattan sogudum vallaaa:))
ReplyDeleteartık takipteyim bu guzel blogu:)
of oof "en çok satan ürünümüz" direk kaçış cümlesi, kaç kişiye söyledim yanlış yapıyosunuz diye ama anlayan yok!
ReplyDeleteEvet evet dediklerin çok doğru ben de taa 2009 da böyle bi yazı yazmıştım değişen bişey yok demek ki...
ReplyDeletehttp://vespagirlmakeup.blogspot.com/2009/12/alsveris-yaparken-rahat-brakn-yoksa.html ((:
ben temmuz ortalarında beyoğlu mac te ürünlere,fiyatlarına ve alternatif olabilcek bisiler bakmak istiyorum dediğimde, buraya gelmenize gerek yoktu websitesinden de bakabilirdiniz diyen o cocuktan nefret ettim. :)
ReplyDeletePalladium Sephora'da benzer darlama olayı benim başıma gelmişti bir defasında, parfüm bakıyordum ama satış görevlisi o kadar çok satışa odaklıydı ki bana doğru düzgün yardımcı bile olmadı ve sonuç olarak ben bir şey almamaya karar verince de 3 numaralı bakışıyla hiç bir şey söylemeden arkasını döndü ve gitti. Hala gitmiyorum oraya, MAC mağazaları haricinde beni serbest bırakıp istediğim gibi ürünleri karıştırmama göz yumacak bir yere rastlamadım maalesef.
ReplyDelete