27.2.11

Bu kadınların tümü ekranda çok daha güzel görünüyordu...



























Mesela James Franco'yla birlikte gecenin sunuculuğunu üstlenmiş olan Anne Hathaway... Kırmızı halı üzerinde 1981 senesine ait, kırmızı bir Valentino'nun içinde aynı renkteki rujuyla gülümserken korkunçtu gerçi... ama yine de canlı hali, şu en tepede gördüğünüz fotoğraftan daha bakılır, daha tolere edilir bir şeydi. Tören sırasında balyaj sorunsalını bir şekilde gizlediğinden ya da belki daha açık renk ruj ve bol kirpik kombinini tercih ettiğinden, daha güzelleşti (bakınız beyaz elbiseli fotoğrafına).


























Koyu renk saçlara yapılan küllü karamel ve açık bakır tonlarındaki balyajlar, Hollywood'da ve dünyanın diğer tüm bölgelerinde yasaklanmalı. Marisa Tomei, modern saç kesimini bu kimyasal işleme kurban vermiş. Penelopé Cruz da (kocacığı Javier Bardem'le el ele tutuşup yaptırdığını sandığım gereksiz estetiğin yanında, yaşlı elbisesinin de katkılarıyla) aynı dertten muzdarip. Ah! Sharon Stone'u nasıl unuturum! Onu hangi kategoriye koysam bilemiyorum... Kötü saç rengi mi? Kötü makyaj mı? Kötü kraliçe topuzu mu?


























Scarlett Johansson (üstte) buradan bakıldığında yaşlı ve yorgun görünüyor oysa ki canlı yayında ışık saçan bir cilde ve sizlerle Milano makyaj manzaralarında paylaştığım kiremit ve turuncuyla yaratılmış yoğun ama taze bir göz makyajına sahipti. Yine de daha güzel hallerine tanık olabileceğimizi düşünüyorum. Bir de kafası o kadar büyük olmasaydı...

























Leylak rengi Elie Saab içinde, oldukça yaşlı bir topuz ve averaj bir makyajla arz-ı endam eden Mila Kunis'i derhal 'Black Swan' setine geri göndermek istedim. Orada güzellik adına çok daha iddialı bir iş çıkarıyordu. Rol arkadaşı Natalie Portman'ın (altta) bu kesik kadrajı da kendisine erken takdim ettiğim bir doğum hediyesi sayılsın. Eksi yedi kilo...






















Genç adaylardan Jennifer Lawrence (üstte), minimalist, kırmızı Calvin Klein elbisesinin içinde yaşına uygun bir edayla süzüldüğünü sanıyordu. Oysa ki adaşı J.Lo'dan ödünç aldığı saç modeli ve yoğun eyeliner sayesinde, Helen Mirren'a (altta) adım adım yaklaşıyordu. Gümüşten beyaza dönen saçlarını büyük zarafetle taşıyan bu kraliçenin önünde saygıyla eğilmekten başka şansımız var mı?



























Işıldamak konusunda pek de zorlanmayan bir başka isim de Gwyneth Paltrow (üstte) oldu. Dore Calvin Klein'ı muhteşem bir makyajla dengelemiş kendisi. Mürdüm tonları, mavi gözlüler için gerçek bir hazine. Maviyi sulandırıyor, ısıtıyor, bakışları dışarı taşıyor.


























Pixie saçın üstadı Halle Berry (üstte ve altta), güzelliğiyle nefes kesen ama buna rağmen alaturka bir çerçevenin içine sıkışan bir kadın. Ten rengi Marchesa'sı şaşırtıcı değildi. Elbisesiyle teninin oluşturduğu tam kıvamında kontrast, modern saç kesimi, tek görevi kusursuz yüz hatlarını ortaya çıkarmak olan o sade makyaj bir araya gelince... ortaya hoş bir manzara çıktı. Kendisinin şu alttaki fotoğrafını sırt dekoltesini değil, ustaca kesilmiş kısa saçını göresiniz diye koydum. Kendime not: Osman'ı bir sonraki ziyaretimde bu yazıyı tıklamalıyım.


























Cate Blanchett, (üstte ve altta) kullandığı SK-II cilt bakım ürünlerini meşhur etti biliyorsunuz. Bugüne kadar hiç hata yapmadı. Renkleri yüzünde taşımak yerine, cildinin ışıltısını ortaya çıkaracak renkte elbiseler seçmeyi tercih ediyor. Bir kadının olgun ve kendine güvenli duruşu, tazecik bir genç kız cildiyle birleşince de... Bize 'yine ne kadar güzel görünüyor' demek düşüyor.


























Michelle Williams (üstte), favorilerimden biri oldu. Golden Globes'dan beri azıcık uzayan saçları ve lacivert kohl'la vurguladığı buğulu bakışları, yumuşacık, kadınsı ve mağrur bir portre çizmesine yardımcı olmuş. Kısa saç işte tam da burada devreye giriyor. Bu duruşu modernleştiriyor.








































Gelelim gecenin en güzel saç ve makyajına. Yukarıdaki fotoğraflara aldanmayınız. Mutlaka töreni seyrettikten sonra karar veriniz. Mandy Moore'un elbisesinden tenine saçılan incecik payetleri, zarif bir chignon, lila far, narçiçeğinin turuncuya kaçtığı, en mat ve solgun tonunda bir rujla dengelemesini çok sevdim. Seksi, modern, zarif ve çok güzeldi. Angelina Jolie'ye 'zorlamaya gerek yok yastık dudak' der gibiydi. O muhtemelen böyle bir yorum yapmazdı. Ben yapıyorum.


Hepinize günaydın 10dakika'cılar! Muhteşem bir hafta geçirmeniz dileklerimle!

No comments:

Post a Comment