Isabel Lucas'ın çeşitli dergilerde karşımıza çıkan 'limon sarısı' saçlarını da beğeniyordum ama şu an varmış bulunduğu platin sarının en güzel hali olduğunu düşünüyorum. Zaten bence eğer platin sarıyı hakkını vererek taşıyan bir kadınsanız, başka renklere 'o gözle' bakmanıza hiç gerek yok. Bir diğer favorim de Josephine de la Baume'un akmış kızılı. Fotoğrafa göre iyice ballanan, solan ve bence daha da güzelleşen bu renk, yine çok az kadına yakışacak türden. Ve tam da bu yüzden çok özel.
4.10.12
İsabel'in limon sarısı, Josephine'in akmış kızılı
Isabel Lucas'ın çeşitli dergilerde karşımıza çıkan 'limon sarısı' saçlarını da beğeniyordum ama şu an varmış bulunduğu platin sarının en güzel hali olduğunu düşünüyorum. Zaten bence eğer platin sarıyı hakkını vererek taşıyan bir kadınsanız, başka renklere 'o gözle' bakmanıza hiç gerek yok. Bir diğer favorim de Josephine de la Baume'un akmış kızılı. Fotoğrafa göre iyice ballanan, solan ve bence daha da güzelleşen bu renk, yine çok az kadına yakışacak türden. Ve tam da bu yüzden çok özel.
Ombre: Belki de senden henüz sıkılmadık
Arkadaşım Zeynep, manikür konusunda müthiş becerikli ve cesaretlidir. Bundan seneler seneler seneler önce, henüz kimseler sürmezken (aynı saçlarına yaptığı gibi) kopkoyu morlar, siyahlar, ördekbaşı, safir rengi, gümüş filan gibi 'avangarde' tercihlerde bulunurdu. O zamanlardan beri bana önerdiği her fikri mutlaka denemek isterim. Bugün, upuzun ince parmaklarının ucunda sonbahara çok yakışacak bir patlıcan rengi salınırken dönüp 'süngerle yapılan ombre french manikürü denedin mi' diye sordu. O da ne?!!! İşte şu yukarıda gördüğünüz, beyazın (bunun renklileri de yapılabiliyor) tırnak ucuna bir çizgi gibi net şekilde değil de, belli belirsiz, pofuduk bir bulut gibi dağıtılmasıymış. Uzun tırnak konusunda çok hassas olmama (hiç sevmem, tırnak dediğin şey ete dayanır, orada uslu uslu bekler) rağmen bu ombre manikür olayı hoşuma gitti. Zeynep ve ben deneyeceğiz. Siz ne dersiniz?
Yanar döner başlıklı mucizeler
Attığınız maillerde en popüler sorulardan biri şu: "Göz çevresindeki morluk ve halkalar için bir ürün önerebilir misin?". Kozmetik dünyası, göz çevresi konusunda her daim çok hevesli ve çalışkan. Her sene teknolojinin sınırlarını zorlayan, bizleri bir adım öne götüren ve bakışlarımızı aydınlatan ürünlerle karşılaşıyoruz. Bu konuda iyi bir kobay olduğumu söyleyemeyeceğim. Yaşım 32 olmasına rağmen göz kremi bile kullanmayanlardanım. İyi bir nemlendiricinin göz çevresine de gereken özeni göstereceğini düşünüyorum. Belki de kendimi kandırıyorum... İki büyük markanın iki fantastik ürünü raflardaki yerini almışken onları tanıtayım ve böylece son iki haftanın mail'lerine de cevap vermiş olayım dedim. Eğer göz çevrenizde yaş, stres ya da yorgunluk sebebiyle, belki de yalnızca cilt tipiniz ya da renginizden dolayı, morluklardan, halkalardan, koyu gölgelerden şikayetçiyseniz, atlayın! Gidiyoruz!
İlk durak: Clinique Even Better Eyes Dark Circle Corrector
Teknolojinin nimetleri, göz ürünlerinin başlıklarına yansıyor en çok. Clinique, göz çevresine serinlik veren, sürerken hassas deriyi rahatlatan, ona olabilecek en etkili masajı yapan bir başlık tasarlamış. Bu ürünü kullanmaya başladıktan sonra (en azından hafta sonları) kapatıcınızı bir kenara kaldırabileceksiniz. Hem bakım hem de makyaj bazı görevi görüyor.
Aynı klasik kapatıcılar gibi pudra renginde, sıvı ile krem arasında gidip gelen bir yapıya sahip. Sürdüğünüzde göz çevrenizin aydınlandığını ve nemlendiğini anında fark ediyorsunuz.
İkinci durak: Lancôme Génifique Yeux Light-Pearl
Lancôme, 10 yıl süren araştırmaların ardından göz çevresi bakımında (hatta ürünün göz beyazını da daha parlak ve beyaz hale getirdiği yazıyor çeşitli bloglar) teknolojik bir devrime imza atıyor. Kendini cilt sıcaklığına göre ayarlayan, cerrahi operasyonlarda kullanılan döner başlıklı aplikatör Light-Pearl, göz çevresine masaj yapıyor, her noktaya ulaşıyor ve ürünün mükemmel formülünden en iyi şekilde yararlanmanızı sağlıyor. Bu ürünü, formülünde sıkılaştırıcı ve cildi geren maddelere de yer verdiği için daha olgun yaştaki kadınların kullanımına uygun gördüm. Eğer göz çevrenizde erken kırışıklıklar ya da sizi gerçekten rahatsız eden morluklar/halkalar yoksa lütfen bu tip ürünleri kullanmakta acele etmeyin. Ünlü dermatolog Gönül Ergenekon'un bana her fırsatta hatırlattığına göre cildimizi ağır bir ürüne vaktinden önce alıştırmak, yarardan çok zarar sağlıyor. 40'tan başlayıp ileri doğru sayanlar bu ürüne mutlaka şans vermeli.
'Çıplak' gerçek
Eğer yukarıdaki makyajlardan en az birini (muhtemelen daha fazlasını) beğeniyorsanız, makyaj masanızdaki farların kullanma tarihlerinin geçtiğini düşünüyorsanız, (mesela Chanel'in 2006'da çıkardığı dörtlü farı kazıyarak kullanmaya devam ediyorsanız) ve her şeyden önemlisi toprak tonlarının (bunun içine bronz, haki, turuncu, espresso kahvesi, koyu yeşil, vizona bakan bej, küllü kahvelerin tümü giriyor) göz makyajınızın vazgeçilmez öğesi olduğuna çoktan kanaat getirdiyseniz... Size güzel ve 'çıplak' haberlerim var. Urban Decay'in (evet, artık o da Sephora'da) Naked 2 far paleti, ihtiyacınız olan tüm tonları barındırıyor. Açıkçası, far paleti olayına inanan biri değilim, farlarımın maksimum dört tonu bir ambalajda barındırmasını isterim. Bu bronz teneke kutuyu açtığımda, başıma ne geldiğini hemen anladım: İlk bakışta aşk! Bu kadar kullanışlı bir far paletiyle daha önce hiç karşılaşmamıştım.
Paletin içinde 12 müthiş renk dışında bir adet minik dudak parlatıcısı ve bir adet çift uçlu far fırçası bulacaksınız. Fırçanız, açık renkleri tüm göz kapağına yedirmek için de kullanılabilir, koyu renklerle gölgeler yaratmak için de. Eğer sonbaharda kendinize tek bir güzellik ödülü bahşedecekseniz, işte onu buldunuz! İlk defa ben de Sephora paketimin içine bir far paleti attım. Mutluyum, gururluyum. Şiddetle tavsiye ederim.