24.5.11

Pek sevgili neon





























Havaların bir anda ısındığı ve zoraki bir yaza kapaklandığımız şu günlerde, bembeyaz tenim ve gereğinden fazla siyah saçlarımla Remzi Kitapevi'nin bir masasına kurulmuş seni seyrediyorum. Çok güzelsin. O turuncular, o fosforlu sarılar, o kokteyllerin içine atılan kamışları (pipetleri mi deseydim) andıran yeşiller, pembeler!!! Proenza Schouler'ın Japon batiklerine pek bir yakışmışsın. Senin 80'lerde kaldığını sanıyordum ama iyi ki de yanılmışım. Güzellik dünyasını 'fluo' başlığı altında kasıp kavuruyorsun.


Ben de şu karıştırdığım İngiliz, sonra Fransız Elle ve Vogue Paris'e bakarak iç geçiriyorum sevgili neon. Bizim neden böyle güzellik çekimlerimiz olamıyor? Oysa ki ne kadar 'fosforlu' ruha sahip bir ülkenin evlatlarıyız. Tırnaklarımıza o pembeleri ve hatta güneş sarılarını ne büyük cesaretle sürüyoruz. Dudaklarımızda fuşyanın en bomba, en neon tonlarını taşımaktan çekinmiyoruz.

Lütfen sen şimdi bir güzellik editörünün kanına gir ve böyle bir çekim yapmasını sağla.


Saygılarımla ve fosforlu öpücüklerimle,


10dakika