23.5.11

Paris 'hava'sı




























Nina Ricci'nin L'Air du Temps parfümünü bilenler bilir, kendisi bir 'oldie but goldie' olarak da nitelendirilebilir. Pudra içermediği halde kremsi bir kokusu vardır Nina Ricci'nin bu debut parfümünün; karanfil, gardenya, gül ve yasemini güçlü bir erkek edasında kollarında taşıyan sandal ağacı ve iris, esansa tam kıvamında bir kadınsılık ve seksapel kazandırır. L'Air du Temps kesinlikle bir anneanne kokusu değildir, otuzlarını tüm keyfiyle yaşayan bir kadına hitap eder daha çok.

İşte Parizyen modaevi, aynı kokunun daha genç bir versiyonunu, L'Air ismiyle ve yepyeni bir şişe tasarımıyla piyasaya sürdü geçtiğimiz nisanda. Notalar pek değişmemiş: Hanımeli, yasemin, manolya, menekşe ve bu kez 'kremsi'lik konusunu riske atmamak için içeriye yerleştirilmiş olan pudra notaları. Sarıdan pembeye geçiş söz konusu.

Benim parfümle ilgili en beğendiğim şey kampanyası oldu. Noreen Carmody'nin fotoğrafçı Ryan McGinley'nin objektifine Jean Seberg halleriyle yansıdığı reklam kampanyası (üstte görebilirsiniz) Parizyen kadının tanımı adeta.


Nina Ricci'nin pek sevdiği güvercinler, bu yeni şişeyi de süslüyor gördüğünüz gibi. Ancak 'kuş' ve 'hafiflik' kavramları, bir ruh hali şeklinde L'Air kadınını da sarmalamış. Bahar aylarında karşımıza çıkan en güzel, en romantik şeylerden biri ilan ediyorum kendisini ve reklam filmini de sizlerle paylaşmadan duramıyorum.





'Damsel in Distress'


















Damsel in distress = Yardıma ihtiyacı olan kız. Yani ben. Yani bugün. Yani şu yukarıda gördüğünüz saatler 12'yi göstermeden önce (göstermişler bile!!!!) hazırlanmak durumunda olan kişi. Disney dünyasında Rapunzel, gerçek dünyada her gün hepimiz...


Kozmetik bizim beyaz atlı prensimiz olabilir mi? Kararınızı şu ürünlere göz attıktan sonra verin.

Diyelim ki...


BİR GECE ÖNCE OYNADIĞINIZ SİVİLCENİZ YARA OLDU, NE 'KAPATICI' NE DE FONDÖTEN TARAFINDAN KAPATILABİLİYOR

Çünkü cilt tahriş olduğunda fondöten ve kapatıcıdan önce bir baz ürüne ihtiyaç duyar. Aksi takdirde henüz iyileşmemiş yaranın üzerindeki kaygan yapı, sıvı ya da krem fondötenin kayıp gitmesini ve sizin en çok kapatmak istediğiniz bölgeyi asla kapatamamanızı sağlar. Bugüne kadar kullandığım en muhteşem baz ürün Benefit'in The Porefessional'ı. Bunu gönül ve cilt rahatlığıyla söyleyebilirim. Cildimin en tuhaf günlerinde bile kullandığım tüm ürünlerin dağılmadan yüzümde kalmasını sağladı. Kadife etkisi yaratan, muhteşem bir ürün.


Diyelim ki...

SAÇLARINIZ FELAKET GÖRÜNÜYOR, YIKANMANIZ LAZIM AMA VAKTİNİZ YOK


Kuru şampuanların pratik dünyasına hoşgelin o halde siz de! Cansız ya da mat görünen bir saça ipek yumuşaklığı ve parlaklığı kazandırmak için kuru şampuandan daha kolay bir yol olamaz. Sephora'nın Hair Volume Express Shampoo'sunu deneme fırsatım oldu geçtiğimiz haftalarda. O günden beri banyo rafımın en güzide üyesi olarak en başta duruyor. Tam tamına 5 saniyede!!!! bebek yumuşaklığında saçlara sahip oluyorum. Tek yapmanız gereken spreyi KURU saçınızdan uzakta tutarak diplere doğru değil uçlara doğru sıkmanız (aynen saç spreyine yaptığınız gibi),  daha sonra ister tarak ister el yardımıyla ürünü dağıtmanız ve saçlarınızı şekle sokmanız. O kadar kolay bir işlem ki hakkında bu kadar kelime sarfetmek bile yersiz aslında...



Diyelim ki...

BUGÜN İLLA DA GİYMEK İSTEDİĞİNİZ YÜKSEK TOPUKLU AYAKKABINIZIN TABANI KAYGAN VE YERE KAPAKLANMA TEHLİKESİ İÇİNDESİNİZ


O ayakkabının tabanını bir makas, bıçak ya da çakı yardımıyla enine ve boyuna çizdikten sonra, banyonuzda daha önce bu iş için kullanılmamış olan saç spreyine uzanacaksınız. Muhtemelen 'baştan aşağı spreylenmek' gibi kutsal bir amaç içinde değilsiniz ancak denemiş biri olarak söyleyebilirim ki tabanına saç spreyi sıkılmış bir ayakkabı asla ve asla kaymıyor.


Diyelim ki...


ÖĞLEN YEMEĞİNİZİ YEDİNİZ, KIRMIZI ŞARABINIZI İÇTİNİZ, DUDAKLARINIZ KURUDU VE YANINIZDA LİP BALM YOK!!!!


Nasıl olur? Böyle bir şey olabilir mi? Yanınızdaki arkadaşınızda ve hatta erkek iş arkadaşınızda ve hatta sevgilinizde de mi yok? Diyelim ki yok. Mekanda lip balm bulunamıyor. Yapacağınız şey basit: Garsonu kibar bir hareketle çağıracak, size biraz zeytinyağı getirmesini rica edeceksiniz. O zeytinyağına aynı kibar hareketle batıracağınız parmağınızı dudaklarınızda şöyle bir dolaştıracaksınız. Saçlarınızın uçları da mı elektriklenmiş? Hemen oraya da bir damla Ege mucizesi! Ve işte artık tam kıvamında yağlı bir insan olarak işe geri dönmeye hazırsınız.