19.5.11
Loose-Glam
Cannes Film Festivali'nin en şaşalı zamanlarının 50'li yıllar olduğunu düşünürsek (ki düşünmeliyiz çünkü Brigitte Bardot, Catherine Deneuve, Susan Hayward gibi yıldızların Fransız Riviera'sına arz-ı endam ettiği günlerdi onlar) 2011 tarihli Cannes manzaralarına baktığımızda biraz hayal kırıklığına uğrarız. Çünkü Cannes demek, 'sayfiye yeri' demektir. Sahil, palmiyeler, uçuşan saçlar, hafif bir makyaj demektir. Kırmızı halı üzerinde, yüzlerce fotoğrafçıya poz verirken bile bu durum göz önünde bulundurulmalıdır. Hem zaten abartısız ama yine de dikkat ve özenle yapılmış bir saç ve makyajın 'rahatlattığı' gösteriş, en güzel gösteriş değil midir?
Cannes'da bir film yıldızı olarak değil sadece bir turist olarak bulunduğumdan belki de fazla söz söylemeye hakkım yok ama zaten fazla söze de gerek yok. Bakınız alttaki fotoğrafta Catherine Deneuve'e. Üstteki fotoğrafta Brigitte Bardot'nun doğal güzelliğine.
Sophia Loren'in 1961 tarihli Cannes hatırasına (altta) bakınız ya da... bu kadınların en süslüsü, en gösteriş meraklısı, en kraliçe ruhlusu olarak Signora Loren bile, bugün karşımıza çıkan bazı ürkütücü görüntülerin yanında ne kadar sade ve kız çocuğu kılıklı kalıyor. Bir altta ise sigarasını büyük bir keyif ve zarafetle içen Susan Hayward'ın doğal saç ve makyajına tanık olacaksınız. Bence Cannes budur, bu olmalıdır.
Cannes, kesinlikle şunlar değildir:
Üstten alta doğru: Fan Bing Bing, Sonam Kapoor, Cherly Cole, Gwen Stefani.
Ama mesela... (yine üstten alta) şunlar olabilir: Karolina Kurkova, Alexa Chung, Kirsten Dunst, Rachel McAdams, Natalia Vodianova.
Arada Natalia Vodianova demişken kendisinin Calvin Klein içinde modern bir güzellik tanrıçasını andırdığı geceye nasıl hazırlandığını görmenizde fayda var. Buyrunuz, şuradan gideceksiniz.