1.3.11

Sephora'nın baştan aşağı yenilenen cilt bakım serisinde keşfetmezseniz pişman olacağınız ürünler var


























Sephora'ya son haftalarda uğrayanlarınız markanın cilt bakım serisindeki değişikliği fark etmiştir diye tahmin ediyorum... ambalaj ve kutular baştan aşağı yenilenmiş. Minimalist, modern ama tüm bunlara rağmen genç ve rengarenk kalmayı beceren bir kostüm giymiş Sephora ürünleri. Mesela ben şu yukarıda gördüğünüz standı oradan söküp banyoma monte etmek istedim... ama tabii eğer bu ürünler girerse benim çıkmam gerekir banyodan...






















En hoşuma giden detaylardan biri kutuların üzerinden, ürünlerle ilgili tüm detayları okuyabilmemiz oldu. Head To Toe Hydrator gibi karton kutuya ihtiyaç duymayan ürünlerde de bu ayrıcalığa sahibiz. Her türlü bilgi kremin üzerinde.





















Daha olgun citler için hazırlanan Age Defy serisinin mor renge bürünmüş olmasını da sevdim. Markayı bu yeni kimliğiyle buluşturan kişinin işini çok iyi bildiğine şüphe yok. Üstteki fotoğrafta solda gördüğünüz minik kutucuğun içinde Sephora Lip Balm var. Denemek için sabırsızlanıyorum.






















Sephora Super Foot Scrub, başlı başına bir efsane zaten. Sertleşmiş topuklardan mı şikayetçisiniz? Haftada iki kere bu ayak peeling'ini kullanın, üzerine de bulabileceğiniz en yağlı, en besleyici kremi sürün. Sadece o gecelere özel olarak (dolaşımı zorlaştırdığı için sağlıklı olmayabilir) ayağınıza çorabınızı geçirin. Bakalım sabah uyandığınızda topuklarınız pamuk gibi oluyor mu?






















Daha önce sizlere duyurduğum süpriz işte Sephora'nın yenilenen formülleri ve ambalajlarıydı. Bizlere gönderilen tanıtım paketinin içinden her ürün, kendi minik kıyafetiyle çıktı. Çin mantılarına benzeyen bu paketçikleri heyecanla açtığımı söylemeye gerek var mı?


Cilt bakımı, yüz nemlendiricisi ve serumuyla bitmiyor ne yazık ki. Binlerce ürüne ihtiyacımız var: Vücut kremi, makyaj temizleyicisi, yüz ve vücut peeling'i, el ve ayak peeling'i, göz kremi, dudak balsamı, el kremi, yüz toniği... Tüm bu ürünleri en az iki ayda bir yenilemek gerekiyor çoğunlukla. Bir ürünü bir ay kullanıp bıraktığınızda etkisini sürdüremiyor ne yazık ki, baş koyduğunuz bu yola devam etmek lazım. İşin ekonomik özeti: Yıkım. İşte bu yüzden Sephora'nın ürünlerini şiddetle tavsiye ediyorum. Doku, koku ve etki... aradığınız kaliteyi daha ekonomik fiyatla elde etmek... harika bir şey değil mi?






















Bugün, sizlere yenilenen seri sayesinde yeniden keşfettiğim iki ürünü tanıtmak istiyorum. Birincisi Gentle Exfoliator Cleansing Cream. 'Exfoliator' ve 'krem' kelimesi yanyana gelirse... kendimi tutamam, hemen denemek isterim. Kadifemsi bir cilt yaratmak için, ölü derilerden kurutmadan arınmak çok önemli çünkü. Altta gördüğünüz yuvarlak ambalajın içinde bir kayak pistini ya da krem şantiyi andıran bir beyazlık bekliyor sizi. Yüzünüze değdiğinde yanlışlıkla nemlendirici krem sürmeye çalıştığınızı sanabilirsiniz, o kadar yumuşak. Ne zaman ki parmaklarınızla masaj yapmaya başlıyorsunuz, işte o noktada arındırıcı taneler devreye giriyor. Kan dolaşımınız hızlanıyor. Ilık suyla duruladığınızda, henüz tonik ve nemlendirici seansına başlamamış olduğunuz halde cildinizin tazelendiğini ve nemlendiğini hissediyorsunuz. Bu ürünü kullanmaya devam edeceğim kesinlikle.






















Ayak peeling'ini yıllardır kullanıyorum ama el peeling'ini hiç denememiştim. Oysa ki hem eller hem de tırnaklar için çok faydalı bir ürün. Velvet Hand Scrub'ın içinde Paraben bulunmuyor. Bence bu, çok önemli. Serinin diğer üyelerinde de sentetik ve zararlı maddeler bulunmadığını, söylediğim gibi ambalajlarından okuyabilirsiniz. Kırmızı şişeyi şöyle bir sallıyorsunuz önce, bitki özleriyle kuvvetlenen yağ ve peeling görevi gören tanecikler iyice karışsın diye... sonra ellerinize uyguluyorsunuz. Elleriniz kuru olmalı. Yine güzel bir masaj. Tırnak etlerinizi de ittirmeyi ihmal etmeyin bu masaj sırasında. Sonra soğuk suyla duruluyorsunuz. Çok kuru bir cilde sahip değilseniz üzerine el kremi sürmenize gerek yok, elleriniz yapış yapış kalmıyor ama duruladıktan sonra bile yağın etkisini hissediyorsunuz. Kokusu da pudralı parfümleri hatırlattı bana, böyle kadınsı kadınsı, temiz bir şey...





















Önümüzdeki günlerde diğer deneyimlerimi de paylaşacağım sizlerle. Ancak benim yazmam boşuna, Sephora İstiklal (Demirören AVM'nin giriş katında) kapılarını açmak üzereyken sizlerin Sephora'ya (17 Mart'a kadar İstinyePark, Astoria ya da Palladium) uğrayıp bu ürünleri bizzat denemeniz daha faydalı olur.

Bu sırada...

Vogue UK'in Mart sayısında ise sürme/göz kalemi/kohl için söylenmiş şöyle bir cümle yer alıyor:
"Cry one single tear over this goddam bastard and you'll look like a stupid racoon"