20.2.11
New York: Bir sonraki kışın makyaj manzaralarına bakış
Bu iştah kabartıcı 'tangerine' göz kapakları, Charlotte Tilbury'e ait. Kendisi Helena Rubinstein markasını hayata döndüren makyöz olarak da tanınıyor güzellik cosmos'unda. Çok beğendiğim kareleri bir boy büyük koymaya karar verdim, bu kadar fotoğrafın arasında kendilerini şöyle bir göstersinler...
Turuncu ve pembe, makyajda çıldırtıcı bir kombin oluşturuyor. Mavi gözlü kumrallar, not ediniz.
Geceden kalma bir saç ve kapkalın kaşlar... Asi çocuk Wang, 'let's bang' diyor.
Tahammül sınırlarımı zorlayan Vanessa Hadgens'ın (magazin kültürümüze sahip çıkalım, tanımıyorsak google'layalım) çekik gözlüsü ve çok daha güzeli olarak sizlere tanıtacağım şu modelin adı, Ming Xi'ymiş. Bu görüntü de Alexander Wang'den.
Bir diğer Wang'e geçtiğimizde, gelinliklerin kraliçesinden beklenmeyecek, hiç de prensesvari olmayan, sert bir makyajla karşılaşıyoruz. Vera Wang'i böyle mi tanıdık biz?
Vera Wang'in stildaşı Carolina Herrera, oyunbozanlık etmemiş, makyaj tercihini yine hanımefendilikten yana kullanmış: Dozunda eyeliner, dozunda renk, dozunda allık...
Biraz sıkıcı, evet...
Diane Von Furstenberg defilesindeki şu görüntü, pek hoşuma gitti. Siyah saçlı bir kadının kumral kaşlara sahip olması fikrine, eskimiş bir güzellik numarası olsa da, sıcak bakıyorum.
Estée Lauder ürünleriyle usta makyör Tom Pecheux tarafından yapılan bu makyaj, Derek Lam defilesine ait.
Mat bir cilt, sıfır maskara, metalik kedi gözleri... Yün gibi ağır kış kumaşlarına inat, parlak bir etki...
Söz konusu Marc Jacobs olduğunda, normal bir makyajdan bahsedemeyiz. François Nars, eyeliner'la gözleri yukarı çekmek yerine aşağı indirmeyi tercih etmiş.
18. yüzyıl tablolarından esinlenen bu görünümde, allık da her zaman alıştığımız yerinde değil, biraz daha aşağıda duruyor. Sevdim mi sevmedim mi... bilemedim...
Hello hello! Şu masaya beni de alır mıydınız?
Marc Jacobs defilesindeki dominatrix at kuyruğu da ünlü kuaför Guido'nun eseri. At kuyruğu birkaç sezondur aramızda ve anladığım kadarıyla bir yere gitmeye de niyeti yok.
Rag&Bone, en güzel makyajlardan birine ev sahipliği yapmış.
Tüm göz kapağını kaplayan, pembeye çalan terracotta rengi, bakışları olduğundan daha sıcak gösteriyor. Gözün içine çekilen petrol rengi ise bu sıcaklığı dengeliyor. Dudaklar, taze ve çabasız bir pembelikte.
Pembeyi tüm şiddetiyle göz kapağına taşıyan Thakoon'da modellerin makyajından ziyade...
... makyöz kızın makyajını beğendim.
Michael Kors'da dore göz kapakları başrolde.
Yanaklar şeftali rengi. Görüntü taze, sağlıklı, sofistike ve şık. Tam da Michael Kors'un hedeflediği o kadına uygun olacak şekilde tasarlanmış.
Topuzlar, giderek daha da ilginçleşiyor. Yine Michael Kors defilesinde karşımıza çıkan bu topuzun, klasik chignon'lara şık bir alternatif olabileceğini düşünüyorum. At kuyruğuna da gönderme yapıyor çaktırmadan...
Narciso Rodriguez için düğmeye basınız, mora tıklayınız.
Morun şu yukarıda gördüğünüz tonu, hem esmerler hem kızıllar hem de sarışınlar tarafından rahatlıkla kullanılabilir.
Sevgili Oscar De La Renta'ya Rusya'dan sevgilerle!
Kat kat kat. Geniş dalgalar yaratmak için büyük bigudilere ihtiyacınız var. Klasik yöntemlerden şaşmayın.
Ne kırmızı ne bordo... Bu rengi de çok beğeniyorum. Hem tırnakta hem de dudakta.
Ah!
Biraz Anna Karenina biraz Jane Eyre... Soğukta kalmış da üşümüş bir pembelik. Kapkalın kaşlar... İş makyaja geldiğinde, Oscar'ın en romantik sezonlardan birini yaşayacağını rahatlıkla söyleyebiliriz.
O elmacık kemiklerine ve o kemikleri belirginleştiren taptaze pembeye dikkat! Benefit La bamba allığınızı çekmeceden çıkarın. Fotoğrafın Bambi Northwood-Blyth'e ait olması da büyümesinde etkili oldu, itiraf ediyorum.
Diane Kendal'ın fırça darbeleriyle Proenza Schouler defilesinde gözler, karamel, kahverengi ve vizon rengine bürünmüş. Kum, güneş ve Kızılderili'lerden ilham alan Jack ve Lazaro'nun isteği üzerine...
... şöyle bir fondöten paleti kullanılmış.
Ralph Lauren. Kendisi ve koleksiyonları benim için Russell Crowe etkisi taşıyor. Çok beğeniyorum ama itiraf etmekten pek de hoşlanmıyorum. Metalik pembenin aydınlattığı gözleri çıplak bırakmasını, buna karşın dudakları nar çiçeğiyle taçlandırmasını çok sevdim. Hem de söz konusu model, mürdüm bir kadife elbise içindeyken...
Bir kere daha at kuyruğu...
Kıpkırmızı dudaklar, pembenin en açık tonunda allıkla dengelenmiş. Çırılçıplak kalan gözlerden geçişi, işte elmacık kemikleri üzerine konan o pembe sağlıyor.
Daha fazla makyaj yapmayın. Zaten mükemmel! Bu sene 'Black Swan' kostümleriyle kariyerlerinin en büyük çıkışını yapan Rodarte'nin makyaj seansına hoş geldiniz!
Şeftali, kiremit ve somon... Afrodit'e göndermeler... Peki Rodarte defilesinde yer almak için tüm modellerin kızıl saçlara mı sahip olması gerekiyordu?
Sanırım, evet.
Bu Rodarte düğümü de pek hoş. Dağınık saçları 'şöyle bir örüvermek' de güzellik listemizdeki yerini kaybetmeyecek anlaşılan... Serena Van Der Woodsen'a buradan selamlar...
3.1 Phillip Lim. Merakla takip edilen tasarımcının makyaj manzaraları nasıldı dersiniz?
İşte böyleydi. Kaşlara kadar çıkan ve hatta kaşı da kapsayan yeşil tonlarında bir far kullanılmıştı. Dikkat ettiyseniz bir önceki seride, Rodarte fotoğraflarında, kaşın hemen altından geçen sarı bir far çizgisine rastlıyoruz. Demek ki önümüzdeki kış, kaşlar da makyaj mönüsüne dahil...
P-A-N-T-O-N-E.
R-A-P-U-N-Z-E-L.
Sonuç o kadar heyecan verici olmasa da Phillip Lim defilesinde makyaja gösterilen özen ve verilen emek, hoşuma gitti. Tırnak detayına dikkatinizi çekerim! Yeşilin bu soğuk tonları, resimde de görüldüğü gibi, mavi gözlüler için harika bir seçim.
Phillip Lim çarpı 3. Ya da "3.1"...
NARS New York'ta açılan yeni mağazasını Phillip Lim defilesinde, koltuklara hoş bir süpriz bırakarak duyurmuş. Bu tip iş birlikleri, gözü tırmalamadan hem tasarımcı hem de marka için tam kıvamında bir reklam etkisi yaratıyor. Örnek alınası...
Anna Sui'de, ince bir çizgiden ibaret olmasına rağmen abartısından fire vermeyen bir eyeliner etkisiyle karşılaşıyoruz.
Şu detaylar her zaman hoşuma gidiyor.
Kısa saçlı bir model görürsem... Hiç acımam. Hemen buraya koyarım. Kaç taneler ki şunun şurasında...
Peki ya bunu gördünüz mü?
Clinique'in son bombası. Bottom Lash Mascara. Yani alt kirpik maskarası. 'Bu maskaralar bizi maskara edecek, alt kirpiğin de maskarası mı olurmuş' demeden önce aynanın karşısına geçin. Alt kirpiklerinize şöyle bir bakın. Ne kadar uzunlar? Hmmm... Onları aynaya yaklaşmadan göremiyor musunuz?
Şimdi elinize her gün kullandığınız klasik maskaranızı alın ve alt kirpiklerinize uygulayın. Muhtemelen gözünüzün altında siyah lekeler oluşacak ya da bir maskara darbesi yüzünden üç kat uzayan alt kirpikleriniz sizi hormonlu (kirpiksel anlamda) Edie Sedgwick kıvamına getirecek. Öte yandan, her ne kadar yanlış sürmüş olsanız da üst kirpiklere dokunmadığınız halde alt kirpiklerinizi belirginleştirdiğinizde, gözlerinizin nasıl ortaya çıktığını görmüş olacaksınız.
Maskaranızın kontrolü sizde olmalı. Fırça kendi kendine hareket etmemeli. Bir kadının bir diğer kadına dönüp 'maskaran nedir' demesi aslında o kadar da hoş bir şey değildir. 'Ne kadar güzel kirpiklerin var' demesi çok daha şahane olmaz mı?
İşte her kirpikle ayrı ayrı ilgilenebilmeniz için Clinique, alt kirpik hattını hedefleyen bir maskara yaratmış. Küçücük bir ambalaj. Bol aralıklı, incecik tüylü bir fırça. Daha önce şu yazıda öve öve bitiremediğim Givenchy Phenomen'eyes'a benziyor ebat olarak. Onun gibi topik değil sadece...
En güzel haberi sona sakladım: Bu maskarayı sıcak suyla çıkarabiliyorsunuz. Ilık demek daha doğru olur, zaten seyrek alt kirpikleri haşlamak hiç akıllıca değil... Hem o zaman Bottom Lash Mascara'yı nasıl kullanacaksınız? Hmmm?
Drama drama drama
Madonna'nın en güzel dönemlerinden biri bana kalırsa 'Bedtime Stories' albümüne denk gelir. Henüz Evita Peron rolüne soyunmamış olduğu halde, içinde filmden çok daha önce yaşatmaya başladığı Evita'yı da 'Take a Bow'un videosunda sergiler. Kendisini o role hiç yakıştırmayışımı, şu yukarıdaki fotoğrafa bakınca hemen unutabilirim! Bu dramatik görüntü için ihtiyaç listeniz çok da kabarık değil. Ayrık dişler ve yüzü 'kara gelin' edasında örten file listemize dahil değil, şimdiden söyleyeyim...
Sephora Lipstick 04 The Red
Adı üzerinde... The Red... yani kıpkırmızı. Sephora'nın rujlarının kremsi olmasını seviyorum, matlaştırmak istersem biraz pudra yardımı alıyorum. Dudağımı asla kurutmuyorlar. Bu da özellikle kış aylarında hayat kurtarıyor.
John Frieda Sheer Blonde Go Blonder Shampoo ve Color Renew Tone-Restoring Shampoo
Platin ve sarı saç bence farklı şeyler. Platin içinde gümüş tonları barındırdığında güzel. İşte Color Renew'un (mor ambalaj) amacı da, özellikle sonradan platin olmuşların saçlarındaki o kül rengini muhafaza etmek. Bunu da saçı soldurmadan, parlaklığını koruyarak yapıyor. Genelde bu tip şampuanların rengi de lila ve mor arasında bir yerlerde. Korkmayın. Çekinmeden uygulayın. Bir arkadaşım, turuncuya bakan kızıl balyajlarını da bu küllü şampuanla düzelttiğini söylemişti. Doğruluğunu test etmemekle birlikte... pek de mantıksız gelmiyor.
Maddy'nin birazdan saçı başı dağılacak ve daha da güzelleşeceği bir 'out of bed' görüntüsüne terfi edecek. Kuyruklu eyeliner uyguladığınızda siz de aynı yukarıdaki resimde gördüğünüz gibi alt kirpikleri çıplak bırakmalısınız. Üstte bu kadar grafik ve güçlü bir etki olduğunda, gözün altını çok hafif bir eyeliner çizgisi ile belirginleştirmek (çerçeveyi tamamlamak adına) yeterli. Gözün içine kalem çekmeye gerek yok.
Chanel Le Vernis 18 Rouge Noir
Bugün de en güzel renklerden biri olmaya ve etkisini korumaya devam ediyor. Kırmızı ve siyahın birbirine karışarak ortaya çıkardığı bu muhteşem ojeyi 1994 yılında sürmek ise... tam da Madonna'nın trendsetter tırnaklarına yakışacak bir hareket. O günden beri çoğumuzun bu boy bir cam şişenin üzerinde görmekten en çok keyif aldığı numara, '18'.
Givenchy Parad'Eyes Fluid Eyeliner
Kelime oyununa dikkat! Parad'eyes eyeliner'ın fırçasını çok sevdim. Bugüne kadar gördüğüm en ince, en mikro fırça. Givenchy'nin yalnızca Riccardo Tisci'nin tasarımlarıyla değil makyaj koleksiyonuyla da tanınması gereken bir marka olduğunun bir kere daha altını çiziyorum. Hem de bu eye-liner'la!
CARGO Triple Action Mascara
Tavsiye üzerine denedim. Üç büyük maskara etkisi aynı fırçanın ucunda: Dolgunlaştırıyor, uzatıyor, kıvırıyor. Fırçası tüylü değil, plastik bir oyuncağı andırıyor. Maskara, oldukça sıvı. Kullanırken damlamamasına dikkat etmek gerek. Tüm bu zahmetlere değiyor ama... Her kirpikle ayrı ayrı ilgileniyor Triple Action.

NARS Canaille ve Mindgame Lipstick
Maddy'nin kiremitle pembe arasında gidip gelen dudak tonuna dikkatinizi çekerim. Bence gözlerde yoğun bir makyaj varsa, dudakları çıplak bırakmak ya da ten rengi kullanarak beton etkisi yaratmak, zaman zaman fazla iddialı olabiliyor. Dudaklarınızda da azıcık renge ihtiyaç duyuyorsanız tercihinizi NARS Canaille (iki üstte) ya da NARS Mindgame'den (hemen üstte) yana kullanın. Hatta bu iki rengi karıştırabilirsiniz bile... Fotoğraflar sizi kesmez, zaten bence kesmemeli. Buyrun, şu güzel video'yu da seyredin, biraz nostalji yapın.