24.1.11
Obsession de sourcil (kaş takıntısı)
Öyle bir tanım var mı emin değilim... Eğer yoksa ben uydurmuş olayım çünkü bende var. Ne mi?
E işte kaş takıntısı! 'Obsessiyon de la sorsil'. Bir de 'la' ekledim, öyle daha Fransız oldu.
Şu yukarıdaki fotoğrafı, Scott Schuman'ın (sanki İstanbul'daki rekabet yetmiyormuş gibi) kendimizi Parizyen, Milanolu ve New Yorker kadınlarla kıyaslamamıza sebep olan blog'u The Sartorialist'te gördüğümde, hemen koşup aynaya bakmıştım. Benim kaşlarım bu kızdan ne kadar inceydi? Hmmm... Oldukça... Hali hazırda her gece kaşlarıma sürdüğüm zeytinyağı kürüne hangi mucizevi bitki özünü eklemeliydim ki kaşlarım bu kızınkiler kadar kalınlaşsın... Kimisi sarımsak dedi. Kimisi 'göz tansiyonu ilacı kan dolaşımını hızlandırıyor, hem kaşları hem kirpikleri kalınlaştırıyor' dedi.
Oysa ben acil bir çözüm arıyordum. Olmayan göz tansiyonum için reçeteyi nereden bulacaktım hem? Lise zamanında yalancı hasta raporu bulmak gibi bir şey miydi bu? Yoksa daha da mı ciddiydi? Zeytinyağına devam etmeye, kaşlarımı da böyle krizlere tutulduğumda saç rengimden bir ton açık bir kaş kalemi ya da göz farıyla boyamaya karar verdim. Hatta daha önce sizinle paylaşmıştım. NARS Sophia farın üzerine tanımıyorum bu konuda... Neredeyse dudaklarıma bile süreceğim onu, o kadar seviyorum!
Bir zaman sonra fark ettim ki esas mesele, kaşları almadan dayanmakta. Zeytinyağı kürleri de işe yarıyor ama kaş öyle inatçı, öyle hain, öyle intikam duygusuyla dolu bir çizgi ki... Seneler önce yaptıklarımı unutmamış... En olmayacak yerde (kavisin 2 milimetre altında ya da üstünde), tek başına gururla dikiliyor bir tüy. Hemen hizaya sokmak istiyorum onu. Acaba kendisi zaten çizginin dışında mı? Yani kaşım kalınlaşsa bile o dışarıda mı kalacak? Yoksa 'kaş hacmim' konusunda hayati önem mi taşıyor?
Ah ah... Elodie Bouchez'nin de kaşlarını pek beğenirim. (2 dakika sızlanmama ve başka harika kaş örnekleri göstermeme izin verin, sonra kaldığımız yerden devam edeceğiz) Elodie, Zeynep isminde kemik yapısı neredeyse kusursuz, aynı bu Fransız aktris gibi gür ve upuzun kaşlara sahip bir arkadaşımı hatırlatır bana hep. Zeynep, onu tanıdım tanıyalı kaşlarıyla ilgili yapılan 'sen biraz alsana şunları', 'çocuk kaşı gibi bu, kadın kaşına benzemiyor hiç', 'bari düğün için aldır birazcık' filan gibi yorumları hiç takmamış, kaşlarına ömrü boyunca cımbız değdirmemiş, 33 yaşında bir kadın. Bir anne. Eğer kızı Nara, genler açısından iyi bir kumar oynadıysa, annesinin o güzel kaş hattını miras almış olmalı...
Bir de bu kadın var tabii... (Şu üstteki kadın) Jennifer Connelly. Lütfen o gür, dümdüz ve kapkalın bir şekilde uzun süre devam eden, sonra bir anda kavis çizgisinin bitimine doğru incelen kaşları inceleyin. Uzun uzun bakın. Her yüz tipine uymamakla birlikte çok iddialı bir tablo değil mi?
Ne diyordum? Evet. Hangi kaşları alacağız? Hangilerini bırakacağız? Bana hediye gelen Sephora'nın kaş seti, bu konuda imdadıma yetişti. Kendi kaş yapıma uygun olan şekli seçip, dikkatle kaş çizgim üzerine yerleştirdim ve sadece kağıdın dışında kalan kaşları aldım. O tek başına duran tüye dokunmadım. İyi ki dokunmadım çünkü artık yalnız değil, ona eşlik eden bir arkadaşı var. Setin içinde kaş fırçası, ışıklı cımbız, kaş şeklinizi belirlemeniz ve o şekli elde edebilmeniz için tasarlanmış etiketler ve bir de kaş aldıktan sonra oluşan kızarıklıkları kamufle etme amacıyla konmuş, cüce bir kapatıcı var.
Eğer kaşlarınızı kendiniz almıyorsanız, işi maharetli ellere bırakıyorsanız sizlere tek tavsiyem olacak: Mutlaka kendi cımbızınızı yanınızda götürün. Hijyen her şeydir, susuzluk hiçbir şey!
İtiraf etmem gerekiyor. Lara Stone'un şu kaşsız hallerini de pek beğeniyorum. Bu haller, en çok sarışınlara ve açık kızıllara yakışıyor ama bence. Kumral ve esmerler, denememeli. Nereden mi biliyorum? Ben bir esmerim. Vakti zamanında denemiştim. O sırada çok güzel göründüğümü sanıyordum. Bugün, fotoğraflara baktığımda ifademde... Nasıl desem... Bir ifadesizlik var...