16.5.11

Karşı taraf























Blogger'ın yaşadığı bazı sorunlar dolayısıyla ayrı geçirdiğimiz şu birkaç günün ardından, kaldığımız yerden devam ediyoruz 10dakika'cılar. 'Karşı taraf' deyince Asya-Avrupa arası bir yolculuk gelebilir aklınıza ilk olarak... gayet İstanbullu bir durum bu.

Oysa ki ben simsiz, pırıltısız, abartısız ürün arayışıyla erkek kozmetiğine bulaşmış vaziyetteyim bir süredir. Sizlerle paylaşmak istediğim konu, bu.

Shiseido'nun bir süre önce piyasaya sürdüğü şampuanı Adenogen'den başlayalım. Saçtan fazla yağ ve kiri temizliyor, böylelikle ardından uygulanacak bakımın etkisini arttırıyor. Kepek ve kaşıntıyı önlüyor. Gün içinde istenen sıklıkla kullanılabiliyor. Marka, şampuanını uniseks bir ürün olarak lanse etse de, hem ambalajından hem de içeriğindeki Taurine, E vitamini ve antibakteriyel TCC'den anlayacağınız üzere, saç dökülmesine karşı tedbir almak isteyen erkeklerin ihtiyaç duyacağı bir şampuanla karşı karşıyayız. Öte yandan biz kadınlar da aynı sorun için önlem almak istiyoruz. Eğer saçımızı yıpratan işlemlerden geçtiysek, saçımızı koparma alışkanlığımız varsa, saçımızı kesen kişi inceltici makası gereğinden fazla kullandıysa... gibi gibi şıklar var önümüzde.

Shiseido ne yapsa iyidir, denenmeli ve sevildiyse raftan indirilmemelidir. En azından ben böyle düşünüyorum.

























Ve geliyoruz girmeye hazırlandığımız yaz mevsiminde, hayatını şehirde geçirmeye devam eden kadınların bir numaralı arzu nesnesine: Otobronzan. (Böyle yazınca T-Rex'in bir akrabası olduğu sanılabilir) Erkeklerin de sıklıkla faydalandığı 'güneşsiz bronzlaşma' seçeneğinin en doğal temsilcileri tabii ki pour homme ürünlerden çıkıyor. Clinique Non Streak Bronzer, gerçekten de lekesiz uygulanabiliyor. Ayrıca renk yoğunluğu da tam kıvamında. Birkaç gün içinde karşınıza bir bronz dosyasıyla çıkacağım. Bu 'çikolata renkli şarkıcımız' konusunu daha derinden deşeceğiz.




















Sephora'nın yenilenen cilt bakım serisindeki erkek ürünlerinden bazılarını yakından takip etmekle kalmadım, kendim de kullandım. Moisturizing Face Gel, en sevdiklerimden biri. Erkekler için üretilen nemlendiricilerin en büyük amacı, tıraş sonrası tahriş olan cildi sakinleştirmek. Dolayısıyla jel, sürdükten sonra ciltte müthiş bir serinlik ve nem hissi bırakıyor. Asla yağlanmıyor. Sürekli kullanmak doğru olmayabilir ama çok sıcak bir yaz gününde yüzde mentol etkisi yaşamak fena mı olur?
























Guerlain Terracotta Pour Homme, ilk kullandığım erkek ürünlerinden biriydi. Bugün hala en iddialı parçalardan biri olduğunu düşünüyorum kendisinin. Bir kere o ambalaj! Elmacık kemiklerini belirginleştirmek, yüzde beton (belki bu durumda kiremit demek daha doğru olur) etkisi yaratmadan "sun kissed" (güneş tarafından öpülmüş) bir görünüm elde etmek için harika bir seçim. Ben, hiçbir bronzlaştırıcı pudranın tüm yüze uygulanması taraftarı değilim. Güzel olan yüzün aydınlık kalması gereken bölgelerine dokunmadan yalnızca vurgulanması gereken kemik yapısını karartabilmek. Şu yazıda onların hangi bölgeler olduğunu görebilirsiniz.


E madem erkeklerin kozmetik raflarından bu kadar faydalandık biz de onlara bir şey hediye edelim. NARS'ın Smudge Proof Eyeshadow Base'ini verelim mesela. Bu baz ürünün en büyük mahareti göz farının dağılmasını önlemek. Öte yandan, tek başına sürüldüğünde de göz çevresini doğal bir şekilde aydınlatıyor, yorgunluk izlerini siliyor.















Siz hangi erkek ürünlerini seviyor ve kullanıyorsunuz?

3 comments:

  1. Guerlain Terracotta Pour Homme severek kullandığım ve vazgeçemediğim ürünlerden biridir...

    ReplyDelete
  2. kaan'ın (eşimin) zırh marka maskelerinden birini çok merak edip denemiş, etkisine bayılmıştım! adını hatırlamıyorum ama siyah, kil maskesi tarzında bir şeydi.

    ReplyDelete
  3. Guerlain Terracotta Pour Homme benimde favorilerimden

    ReplyDelete