22.4.11
Bugün başladığım 31. yaşıma kadar işte şunları öğrendim
- Her zaman doğal olanı tercih ettiğimi, esmer bir kadının saç diplerinin her daim orjinal renginde kalması gerektiğini (e tabii haklısınız, şu yukarıdaki resimlere bakıp diyebilirsiniz ki 'ne işin var kafanda mor boyalarla bir yıkama koltuğunda o zaman', ama işte ismi blue silver olan o mor şampuanı sizlere göstermeden edemedim, ayrıca doğal saç rengi konusundaki fikirlerim o koltuktan kalktıktan sonra daha da güçlendi)
- Kırmızı ruj ve maskaranın gücüne başka hiçbir makyaj malzemesinin sahip olmadığını
- Öte yandan concealer (göz altı kapatıcısı) dediğimiz şey olmadan da hayatın geçmediğini
- Abartılı pembe yanakların (hani Barbie bebek misali) bana hiç yakışmadığını
- Pilates'in bir insanın kendine yapabileceği en büyük iyilik olduğunu (bunu ne yazık ki otuzuncu yaşımda öğrenebildim ancak...)
- Bir cilt bakım ürünü hakkında kesin karara varmak için ona zaman tanımak gerektiğini
- Cilt bakımının makyajdan çok ama çok önce geldiğini
- En pahalı ve en sofistike şampuanın bile Pantene kadar olamadığını
- Asla tek bir parfüme sadık kalan o çok özendiğim kadınlardan biri olamayacağımı
- Güzellik dünyasında da diğer her şeyde olduğu gibi 'zorlama' şeylerin sırıttığını
- Takma kirpik tak(a)mayacağımı
- Ekstra spreyli düğün topuzlarına her daim şaşkınlıkla bakacağımı
- Rakamlar üçe vurdu mu göz kremi vaktinin gelmiş de geçiyor olduğunu
- Güneş ışınlarından mutlaka korunmak gerektiğini
- Yine çoğu şeyde olduğu gibi güzellik halleri konusundaki en dürüst fikirlerin de annelerimizden çıktığını, öte yandan en doğrusunu yine kendimizin bildiğini (keh keh keh)
- Yağlara karşı özel bir zaafım olduğunu (badem yağı, susam yağı, bakım yağı gibi gibi...)
- Nasıl göründüğümüzün ne yediğimizle çok ilgisi olduğunu
- Soğuk su şoklarının hem vücuda hem de yüze çok iyi geldiğini
- Yıkanmadan, biten bir günün ardından sıkılan parfümün çevreye en büyük zarar olduğunu
- Hiçbir zaman mükemmel görünemeyeceğimizi ve bunun da çok iyi bir şey olduğunu
- Bakımlı olmak ve kokoş olmak arasında büyük fark olduğunu
- Güzellik dünyasında en etkili yöntemin (yine her şeyde olduğu gibi) deneme-yanılma olduğunu
Ve her gün yeni bir şeyler öğrenmeye devam ediyorum. Sanıyorum en güzeli de bu zaten.
süper :)
ReplyDeleteÖğretiler için çok teşekkürler canım :) Bu arada aylarca iyi bir dermatolog aradıım istanbul avrupa yakasında şişli civarında kimseden geri dönş alamadım styleboom'da önerdiğin doktor için buradan da çok teşekkürler!!!
ReplyDeletedoğum günün kutlu olsun! aslında her entry'ni ayrı bi keyifle okuyorum ama sanırım bu entry en keyiflilerinden biriydi:)
ReplyDeletedoğum günün kutlu olsun =)
ReplyDeleteyine harika bir yazı.. bizi yazılarınla mutlu ettiğin için teşekkürler:)))
hahaaa çok eğlendim,haklısın valla:)hepsi dogru:)
ReplyDeletenice mutlu yaşlard nice mutlu öğretiler bulman dileğiyle..sevgiler...
Doğum günün kutlu olsun :) Pantene hakkındaki görüşlerine %100 katılıyorum :)
ReplyDeleteGüzel dilekleriniz için teşekkür ederim,
ReplyDeleteSevgiler,
aC.
ne işe yarıyomuşki bu mor renkteki şampuaan:D
ReplyDeleteBi de concealer olmadan aslaaa:D
http://darkhighfashion.blogspot.com/
Şu şampuanı ben de çok merak ettim..:)Buarada geçmiş doğum günün kutlu olsun! :)
ReplyDeletehttp://www.maviojelikiz.com/
Kuaför jargonunda 'blue silver' olarak bilinen bu şampuan, saça atılan balyajın kızıla gitmemesini, küllenmesini sağlıyor. Cila etkisi görüyor yani. Dozu ve saçta ne kadar tutulduğu çok önemli.
ReplyDeleteBir kere daha teşekkürler ve sevgiler,
aC.
Çok güzel bir yazı olmuş, katılmamak mümkün değil.
ReplyDelete