25.10.10

Why So Serious?






















Geçtiğimiz kış başlamıştı 'siyah dudak' akımı. Her ne kadar İstanbul'da örneklerini görme şansımız olmadıysa da moda başkentlerindeki etkisi büyüktü. Joker'le ilgili başlığım kafa karıştırmasın. Aslında taşıyabilen bir kadının üzerinde çok beğeniyorum bu görüntüyü. YSL'nin siyah gloss'u, özellikle kırmızı rujla karıştırıldığında muhteşem sonuçlar veriyordu. Beni bu kadar koyu bir ruj sürmekten alıkoyacak iki durum var: 1) Rujun dişime bulaşması: "Dişinde bir şey var." Siyah olduğu için kimse rujun dişine bulaşmış da diyemez... Ne olduğu tespit edilemeyen, belirsiz bir leke... 2) Dudak kenarında, ruj etkisini kaybettikten uzun saatler sonra bile varlığını sürdürecek olan 'çerçeve'. Belki de bu yüzden YSL, mat ruj yerine bir gloss piyasaya sürmeyi tercih etmişti. 


























Siyah deriden, kocaman gümüş yüzüklerden ve Goth akımından vazgeçmeyen Lagerfeld'in Chanel koleksiyonu için başka planları vardı. Mat, yoğun, fazlasıyla cesur rujlar... Doğrudan doğruya makyaj koleksiyonu oluşturmuyordur tabii ama eminim, markanın her birimiyle insanı çileden çıkartacak bir titizlikte ilgileniyordur Mr. Lagerfeld. Granit rengiyle kaplı göz kapaklarına eşlik eden Rouge Noir... Bu sezon, Rouge Coco serisinde 'Rouge Noir' rengini bulmak mümkün. Sanıyorum Chanel makyaj koleksiyonundan hiç eksilmeyecek bir renk kendisi. Markanın o zamanki göz bebeği Lily Allen da (altta) Rouge Noir'lı dudaklarıyla izlemişti Chanel defilesini. Eğer kuzguni saçlara sahipseniz ve bir de üzerine açık renk gözlü doğmuşsanız, tüm bunlar da yetmiyormuş gibi güzel bir ağız yapısına da sahipseniz Rouge Noir, sizin imza renginiz olmalı. Çok az kişinin sürmeye cesaret edebildiği bu rengi, hemen sahiplenmelisiniz.























Leighton Meester (ortadaki foto) ve Rachel McAdams da (bir üstte) geri kalmamışlar siyah dudak akımından... Peçeteye numaranızı yazdıktan sonra bir de öpücük mü konduracaktınız? Kesinlikle hayır! O senaryonun başrolünde kırmızı ruj olmalı. Dün, bugün, daima...