27.8.10

Neden 'makyajını silmeden yatma' der büyüklerimiz?


Fazla söze ne hacet. Şu yukarıdaki pamuklara dikkatle bakmanızı rica ediyorum. Hiç de ağır olmayan, günlük bir makyajdan, gecenin sonunda (1:00) geriye kalanlar onlar. Düşünün ki, makyajınızı silmediğinizde, bu fazlalıklarla uykuya yatıyorsunuz ve uykuda kendini yenilemeye, dinlendirmeye çalışan cildinizin üzerini böyle bir toz ve pislik bulutu kaplıyor. İçinizi daha fazla karartmadan, göz makyajı çıkarmada bana çok yardımcı olan süper üçlüyü açıklayayım en iyisi...


LANCOME BI-FACIL

Ondan daha iyisi yok bence. Waterproof maskara filan dinlemiyor, gözleri hiç yakmıyor. Çok kaygan ama yağlandırmıyor. Her şeyi tek silişte alıp götürüyor. O, benim kahramanım!


SEPHORA EYE MAKE UP REMOVER
İki dokulu makyaj temizleyicilerin en iyilerinden biri de bu minnacık, tombulcuk şişenin içinde. Seyahate giderken yanımda götürmek de çok kolay. Minicik olduğu için her çantanın içine sığıyor. Sağa sola da akmıyor.

DIOR DUO MAGIQUE

Bunu da çok severek kullanmıştım bir aralar... Hala piyasada olması içimi rahatlatıyor. Sürmeden önce kokteyl gibi sallamanız lazım biraz. O iki renk, hafif baloncuklu, tek bir renk haline gelmeli. Sonrası, bir saniyede halloluyor zaten.

IFW 2010'dan oje manzaraları

Bir kere şunu anlamış bulundum ki biz oje konseptiyle artık barışmışız. Mavi, sarı, somon, mat beyaz, gri, lacivert, çimen yeşili gibi renkleri benimsemişiz. Tüm bu çılgın renk skalasının içinde, zaman zaman çıplak tırnaklar görmek de keyifli oluyor tabii. Bir es bir nefes... Bir anlık mola... İşte IFW 2010'da görünce çekmeden duramadığım bazı ojeler ve sahibeleri!


ELİF:

Bu sezon büyük sükse yapan Chanel Particuliére, Elif'in gözdelerinden. Kısacık tırnaklarına mutlaka oje sürüyor. Bir sonraki favorisi ise Sephora'nın Sonbahar/Kış koleksiyonundaki gri tonları. "Minicik ya şişeleri... Grinin her tonundan bir tane almayı planlıyorum' diyor.

BUĞU:

Buğu'nun koyu yeşil ojelerini çekmek istediğimde 'biraz bozuldular ama' dese de, böyle bir rengi böylesi bir rahatlıkla taşıyan birini kaçırmak istemeyerek bastım deklanşöre! Bu rengi şu an Sephora'da bulabileceğinizi belirtmekten mutluluk duyarım efendim! Herkes yeşillensin.


NAZ:

Naz, gerçek bir oje jürisi. Her ojeyi bilir, her rengi kullanır. Manikür-pedikür konusunda usta olduğunu söyleyebilirim. Onu böyle ojesiz (ama yüzüklü) yakalamışken ve tam da 'e nerede senin o çılgın turuncuların, somonların' diye soracakken kendisinden şöyle bir yorum geldi: "Fluo serisindeki tüm o neon törpülerden, topuk ponzalarından, tırnak makaslarından istiyorum. Haftaya gidelim mi?" Gidelim, buradan söz vermiş olayım.


TUĞÇE:

Tığçe, genellikle bordo, kahverengi ve mürdüm gibi koyu tonları kullanıyor. Chanel Rouge Noir, klasiklerinden... Mavi kolyeleri, koyu gül kurusu elbisesi ve bordo tırnaklarını çok yakıştırdım birbirine.



BAŞAK:

Başak da 10dakikagecikiyorum'un çıplak tırnaklı konuklarından biri oldu. Aynı Naz gibi, onun da manikürlü ama ojesiz tırnaklarını ve harika bir şekilde kombinlediği şu 'Pop Barış Manço' halini çok sevdim.


SELEN:

İşte benim çok sevdiğim, bu sezon piyasaya çıkışını rengarenk bir bayramla kutladığım ama kendime bir türlü yakıştıramadığım ojeyi sürmüş Selen. Kıskanarak koyuyorum buraya.



Zeynep Özatalay'dan 10 dakika'ya hediye



Hayır, bu yukarıda gördüğünüz illüstrasyon değil... En tepeye bakınız! Bu arada küllü saçlar hakkında ne düşünüyorsunuz? Neyse, konudan konuya atlamadan devam edelim. http://www.zeynepozatalay.net adresini tıkladığınızda Zeynep'in hikayesi ve işleriyle tanışabilirsiniz. Kendisine yeni title için binlerce kere teşekkür ediyorum!

Bugün, IFW'den oje manzaralarıyla devam edeceğiz. Stay tuned!